'Arılar sadece içgüdüleriyle hareket etmiyor'

Bilim adamlarının yaptığı araştırmalar, arıların davranışlarının büyük oranda omurgalı canlılarla aynı olduğunu gösteriyor.

Haber Merkezi

Bilim adamlarının yaptığı araştırmalar, arıların davranışlarının büyük oranda omurgalı canlılarla aynı olduğunu gösteriyor. Ancak arılar zekâları ile bir adım daha önde denebilecek özelliklere de sahip.

Moskova Üniversitesi’nden bilim insanlarının gerçekleştirdiği son deney, arıların yalnızca içgüdülerinin değil, durumun gerektirdiği gibi davranabildiğini ortaya koyuyor.

Arıların davranışlarını inceleyen Avusturyalı etolog Carl Ritter von Frisch, deneyleri sonucunda bu canlıların idrak kabiliyeti olduğunu saptamış ve 1973 yılında Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Frisch araştırmaları sırasında 15’i siyah ve beyaz, biri renkli olmak üzere bir düzlemi kareler halinde 16’ya bölmüş, renkli olan ve yeri değişen bölgeye şekerli su, diğerlerine de sadece su koymuştu. Arılar hızla nereye gitmeleri gerektiğini anlayıp şekerli suyun olduğu renkli bölgeye gitmişti. Bu durum koku alamayan arıların şekerli suya kokusundan değil, renkten dolayı gittiklerini ve renkleri ayırt edebildiklerini göstermişti.

'UYUM SAĞLAMA VE HESAP YAPMA BECERİLERİ VAR'

Carl Ritter von Frisch daha sonra bu bulgudan yola çıkan bilim adamları arıların çevrelerine uyum sağlama ve hesap yapma becerisi olduğunu öğrenmişti. Bilim adamları arıların mantık kuralları ve çevredeki varlıklar arasındaki bağıntıyı kavramasının akıllı olduklarını gösterdiğini belirlemişti. Öte yandan tüm canlılar gibi refleks ve içgüdülerine göre hareket eden arıların durumun gerektirdiği gibi de hareket edebildikleri tespit edildi.

ARILAR DENEYDE DURUMA UYGUN HAREKET ETTİ

 

Moskova Devlet Üniversitesi’nden Vladimir Kartsev ve ekibi de arıların davranışları üzerinde yaptığı incelemede arıların durumun gerektirmesi halinde içgüdülerinin aksi yönde davranabildiğini gösterdi. Deney sırasında biri büyük diğeri daha küçük iki daire çizdi ve dairelerin üzerine yemler koyduğu gözlemlendi. Arı başta daha çok büyük dairenin üzerinde durmayı tercih etti. Zira doğada çiçeğin boyutu büyüdükçe, içindeki özüt miktarının arttığı, arıların da doğaları gereği büyük olana yaklaştığı biliniyor. Bilim insanları daha sonra da büyük dairenin üzerine tuzlu, küçüğe de şekerli bir çözelti koydu. Ancak arı bu kez de içgüdülerinin değil, durumun gerektirdiği gibi davranarak küçük dairenin üzerine gitti.

Bilim adamları bu durumu arıların mantıksal davranabildiği şeklinde değerlendirdi