‘Kaynayan nehir’ efsanesi gerçek çıktı

Yüzyıllardır hakkında konuşulan "kaynayan nehir", bir yer bilimcinin çabalarıyla keşfedildi. Bilim dünyasını kendine hayran bırakan bu doğa harikasının, dünyada eşi benzeri bulunmuyor.

HABER MERKEZİ

Yüzyıllardır hakkında konuşulan "kaynayan nehir", bir yer bilimcinin çabalarıyla keşfedildi. Bilim dünyasını kendine hayran bırakan bu doğa harikasının, dünyada eşi benzeri bulunmuyor.

Yüzyıllar boyunca Peru'da bir kaynayan nehir olduğu kuşaktan kuşağa aktarılan bir bilgiydi. Kimileri bu nehri gerçekten gördüğünü, bulduğunu ifade ederken çoğu insan da bunun sadece bir efsane olduğuna inanıyordu. Söylentiler yerini, Perulu bir gencin küçüklükten itibaren duyduğu bu hikayeleri kafasına takıp, "Jeotermal Enerjiler" alanında doktorasını yaptıktan sonra, nehri bulmasıyla gerçeklere bıraktı.

Amazon bölgesinde tarih boyunca çok fazla efsane olarak anılabilecek söylenti bulunuyor. Bu nedenle suyunun kaynadığı ileri sürülen bir nehrin varlığına çoğu insan inanmıyordu. Perulu bilim insanı Andrés Ruzo ise çocukluk yıllarından beri hep bu söylentinin gerçek olup olmadığını merak ediyordu. Üniversite eğitimini jeoloji alanında yaptıktan sonra da, spesifik olarak bu konuyu araştırabilmek için "Jeotermal Enerji Potansiyelleri" üzerine de doktorasını yaptı. Yer bilimci aslında konuyu defalarca kez ailesine sormuş ve annesi, kendisine sözü geçen nehire defalarca kez gittiklerini hatta yüzdüklerini ve suyun ısısının gayet normal olduğunu söylemiş.

Ruzo konu ile ilgili uzmanlardan da görüş istemiş. Edindiği bilgilere göre bu tarz bir nehrin varlığı mümkün olsa da böyle oluşumların volkanik alanlara yakın yerlerde olmaları gerekiyormuş. Ülkede hiçbir volkanik oluşumun olmayışı da bilimsel anlamda efsaneyi yalanlar nitelikte bir sonuç ortaya çıkarmış.

Ruzo meşhur nehri ve kaynayıp kaynamadığı görmek için, Amazon yağmur ormanlarına bir gezi düzenlemeye karar vermiş. Sonunda sürekli merak ettiği nehri bulmuş, bulur bulmaz da termometrisini suya daldırarak sıcaklığını ölçmüş ve su gerçekten kaynıyormuş. Nehrin sıcaklığı, kayıtlara 86 derece olarak geçirilmiş. Neredeyse kaynama sıcaklığında akan nehir bilimsel açıdan çok daha fazla araştırmayı yanında getirince, yeni yaşam formlarının da keşfedilmesine neden olmuş.

Yıllar süren araştırmalardan sonra, nehrin ekosisteminde yaşayan canlıların, bu yüksek sıcaklığa uyum sağlayabildikleri için yaşayabildikleri keşfedildi. Bunun yanı sıra ise bir çok hayvanın da bu sıcaklığa dayanamadığı ve suyun içerisine girdikleri zaman organlarının zarar görerek öldükleri belgelendi.

Nehrin suyunun, jeotermal enerjiyle bu kadar yüksek sıcaklıklara ulaştığı açıklanırken, bu olayın gezegende tek olduğu bu nedenle de bölgenin koruma altına alınması gerektiği söyleniyor. Nehir şu an için yerlilerin çay yapıp, yemek pişirmek için kullandıkları bir sıcak su kaynağı olarak işlev görüyor. (Kaynak: Webtekno)