Beyaz Saray'a Kürdistan eleştirisi: Bu böyle gitmez
Haber Merkezi
Kürdistan'da 25 Eylül'de yapılan bağımsızlık referandumu sonrası ABD'nin referanduma yönelik olumsuz tavrı ABD ve dünya mecrasında eleştirilmeye devam ediliyor. ABD'nin referanduma yönelik tavrının Ortadoğu'daki en önemli rakibi İran'la aynı doğrultuda olması ve Kürtlerle olan iyi ilişkilerin zedelenme ihtimalini barındırmasına dikkat çeken uluslararası camia ABD'nin bu politikadan geri dönmesi gerektiğini ifade ediyor.
Kürdistan'da gerçekleşen referandumu da izeleyenler arasında bulunan ABD'li eski büyükelçi Peter Galbraith, referandumun tamamen demokratik bir zeminde yapıldığını ifade ederek, ABD'nin referandum politikasının yanlış olduğunu ifade etti.
CNNİnternational'a konuşan Galbratith, Irak'ın zaten uzun yıllardır istikrarlı bir ülke olamadığının altını çizerek Kürdistan'ın istikrtarsızlaştırıcı bir rol oynayacığı yönündeki değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
ABD'nin bu konudaki tepkisinin önemli olduğunu söyleyen Amerikalı diplomat, ABD'nin önünde iki seçenek olduğunu kaydetti. Ya, barışçıl, demokratik ve batılı değerlere yakınlık duyan Kürtleri destekleyecek. Ya da, İran'ın arka bahçesi haline gelmiş merkezi Irak hükümetinin yanında duracak. Diğer yandan, Bağdat'ı giderek daha fazla etkisi altına alan İran'ın, peşmergeyle savaşmaya hazır Heşdi Şabi milis birliklerinin sponsuru ve kurucusu olduğunu kaydeden diplomat, Haşdi Şabi'nin bizzat İran'ın dış operasyonlar sorumlusu ve Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani tarafından kurulduğunu hatırlattı.
Öte yandan, Galbraith, Donald Trump'ın, bölgede huzursuzluk yarattığı için İran'la olan nükleer anlaşmayı bozmak istediğini ancak konu Kürdistan'ın bağımsızlığı olunca İran'la yanyana durmasının çelişkili olduğunu, bunun uzun süre devam etmeyeceğini iddia etti. Amerikan Senatosunda, Kürdistan'ın bağımsızlığından yana girişimlerinin artmasının Donald Trump'ın fikrini değiştirmesinde etkili olacağı öngörüsünde bulundu.
Daha önce ABD'nın Hırvatistan Büyükelçisi de olan Galbraith, ABD'nin geleneksel olarak yeni kurulan ülkeleri tanımakta ağır davrandığını ve Yugoslavya ve Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecini örnek gösterdi. Bunun Kürdistan için de geçerli olduğunu öne sürdü. Ancak Irak'tan ayrılığın gerçekleşip, bağımsızlık ilan edildiğinde, ABD'nin ve diğer ülkelerin sonucu tanımalarını beklediğini sözlerine ekledi.