HDP'den devlete Alevi raporu

HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Alevilerin sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin rapor hazırladı.

Haber Merkezi

HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Alevilerin sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin rapor hazırladı. Raporunun başta Başbakan Binali Yıldırım ve parti genel başkanları olmak üzere devletin tüm kademelerine iletildiğini ifade eden Doğan, raporunun özellikle Cumhuriyet dönemi uygulamalarını kapsadığını söyledi.

HDP'nin Alevi milletvekillerinden Müslüm Doğan, ‘Alevi Toplumunun İnanç ve Öğretilerinden Dolayı Karşılaştıkları Sorunlar, Eşit Yurttaşlık Talepleri ve Çözüm Önerileri' başlıklı raporunu TBMM'de açıkladı. Alevi öğretisi ve inancının Türkiye'de karşılaştığı sorunların hem hukuk hem de inanç boyutuyla araştırarak raporu hazırladığını kaydeden Doğan, şöyle konuştu:

"1923 yılından, yani cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan beri Alevi toplumu bir inanç ve öğreti sorunuyla karşı karşıyadır. İnanç ve öğretileri yok sayılmış kabul edilmemiş ve buna karşı da asimilasyon kurumları geliştirilmiştir. Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere Alevi inancı ve öğretisi büyük bir kuşatma altına alınmıştır. Eğitim de öyle devlet kademelerinde görevlendirmeler de öyle. Alevi köylerine zorunlu cami yapımından tutun da zorunlu din derslerine kadar, tüm alanlarda büyük bir asimilasyonla, yok etmeyle, inancın ve öğretinin doğal yapısına zarar vermekte görev almış gibi devlet kurulları çalışır haldedir. Son süreçte de yeni asimilasyon kurumları ortaya çıkmıştır. "

ALEVİLERİN SORUNLARI VE İSTEKLERİ

Hazırladığı raporun Başbakan, parti genel başkanları, partilerin yöneticilerine ve devletin tüm kademelerine iletildiğini vurgulayan HDP'li Müslüm Doğan, raporla amaçlarının ülkenin bir gerçeğini dile getirmek, Alevi inancı ve öğretisinin sorunlarını değerlendirmek ve öneriler sunmak olduğunu kaydetti. Doğan, raporda da yer verdiği Alevilerin sorunlarını ise şöyle anlattı:

"-Başta Alevilerin tanınması, Alevilerin devletten talebi bu inancın tanınması.

— Alevilerin inancına devlet müdahalesinin ortadan kaldırılması.

— Zorunlu din derslerinin kaldırılması, bunun isteğe bağlı hale getirilmesi.

— Alevilerin kapatılmaya çalışılan derneklerinin ve bu faaliyetlerinin engellenmesine ilişkin çabaların ortadan kaldırılması.

— Cemevlerinin yasal olarak tanınması.

— Cemevlerinin camilerin yararlandığı desteklerden faydalanması.

— Cami ve personelinin masraflarına Alevilerin de katlanmak zorunda bırakılmalarına son verilmesi,

— Anne ve babanın çocuğu için tercih ettiği dini eğitimi ve verdirememesi de Alevilerin önemli sorunlarından biri.-

— Alevilik inancı hakkında dini okul açmamaları da bir sorun olarak ortada durmaktadır.

— Devletin dini alandaki tekelini, Diyanet İşleri Başkanlığı aracığıyla koruyup, kullanması bir sorun olarak görülmektedir.

— Alevi kimliği ile bilinen devlet memurları ya da çalışanların çektikleri sıkıntılar Alevi sorunu olarak değerlendirilmektedir, uygulamaların üst düzeyde kamu görevlisi olmamaları yine sorundur. Hiçbir Alevi vali şu anda söz konusu değildir. Ben iddia ediyorum, kaymakam bile yok, il emniyet müdürleri yok. Devletin üst düzeyindeki akademisyenlere, öğretmenlere karşı zaten yapılan kararnamelerle ortaya konulan görevden el çektirmelerle birlikte özellikle askeri bürokraside de böyle bir operasyonun yapıldığı kulaklarımıza kadar gelmiş durumda.

— AB 2013 yılında İlerleme Raporu'nda da vurgulandığı gibi Alevi inançlı yurttaşlara kamunun her alanında ve her kademesinde hiçbir şekilde görev verilmemesi ya da seçilememesi.

— Türkiye, AİHS'ni imzalayan bir ülke olarak, AİHM'in verdiği kararlara uymamaktadır. AİHM'in iki önemli kararı vardır, birisi zorunlu din derslerine ilişkin, ikincisi cemevlerinin hukuki statüsüne eleşkindir. AİHM, cemevleri bir ibadethanedir ve bu devlet tarafından tanınması gerekmektedir demiştir. Din derslerinin zorunlu olarak verilmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.

— Cemevleri, tekkeler, Bektaşi dergahları, masrafları, restorasyonu ve benzeri işleri için bütçeden pay ayrılması ve düzenli, denetli olarak verilmesini, 634 Alevi dergahının Alevilere devredilmesini istiyor Aleviler, bunu bir sorun olarak görüyorlar. Hacı Bektaşi Veli, Alevi-Bektaşi dünyasının bir ser çeşmesi olarak değerlendirilmekte. Bu ser çeşmesinin de Alevi derneklerine veya ocaklarına devredilmesi gerekmektedir, müze statüsünden çıkartılarak onun da dergah statüsüne alınmasını talep etmektedirler. "

NEDEN 1923'TEN SONRASI

HDP'li Müslüm Doğan, bir gazetecinin hazırlanan raporun neden 1923'den sonrasını kapsadığına ilişkin sorusu üzerine de, "Araştırmamız özellikle Cumhuriyet dönemi uygulamalarıyla ilgilidir. Çünkü Cumhuriyet öncesi yapıda zaten Alevilerin çok ciddi sorunları vardı. Şeyhülislamlık makamıyla, Şeyhülislamlık makamının ortaya koyduğu fetvalarla ilgili olarak Alevi toplumunun çok ciddi sorunları vardı. Cumhuriyet dönemi Aleviler anlamında da önemli bir süreci tanımlamaktadır. Fakat yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşlardır Aleviler Cumhuriyet döneminde. Özellikle Cumhuriyet dönemi önemli olduğu için o kesiti ele aldık" dedi.