K24 ÖZEL - Kürtçe’ye talebi vuran tarih

Türkiye’de hem Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda verilen seçmeli Kürtçe derslerine hem de dışardaki kurslarda verilen dil derslerine ilginin büyük oranda düştüğü belirtiliyor.

Cesim İlhan

Türkiye’de hem Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda verilen seçmeli Kürtçe derslerine hem de dışardaki kurslarda verilen dil derslerine ilginin büyük oranda düştüğü belirtiliyor.

Yeni eğitim-öğretim yılı dün başladı ancak halen Kürtçe anadilde eğitim gören yok. Seçmeli derslere talep de düşerken, bu talebe bağlı olarak ataması yapılan Kürtçe öğretmeni sayısı da bir elin parmak sayısını geçmiyor.

Türkiye’de 2012 yılında okullarda Kürtçe’nin seçmeli ders olarak okutulmasının önündeki engellerin kaldırılmasının ardından birçok üniversitede de Kürtçe dersleri verilemeye başlandı.

Ardından birçok Kürtçe dil kursu açılmaya başlarken bölgedeki bazı üniversitelerde öğrenciler Kürtçe üzerinde yükseklisans eğitimi aldı.

Kürtçe kitap sayının artmasıyla da Kürtçe öğrenme talebi de her geçen gün arttı.  

Ancak 2015 yılında çatışmaların tekrar başlamasıyla, Kürtçe’ye olan talep azalma eğilimine girdi. Özellikle Diyarbakır, Van, Batman, Adana, Urfa, Mardin, Kızıltepe, Doğubayazıt, Ankara, İzmir ve İstanbul gibi şehirlerde Kürtçe dersleri veren birçok dil kursları ya kapanma kararı aldı ya da KHK ile kapatıldı. 

"Dünyanın hiçbir yerinde bir halk kendi anadilini parayla öğrenmemiştir" diyen Kürt dilbilimciler, Türkiye’de siyasi konjonktürün her zaman Kürtçe üzerinde etkili olduğunu belirtiyor.

K24’e konuşan dilbilimciler, şiddetten uzak, barışçıl bir şekilde Kürtçe’ye sahip çıkılması ve kursların yeniden açılması için birçok kentte etkinlik, panel ve konferansların düzenlemesi gerektiğini ifade etti.  

POLİTİKANIN KÜRTÇE’YE ETKİSİ

Dilbilimci İdris Benek, böyle bir süreçte Kürtçe’ye talebinin az olmasının sebebinin Türkiye’deki sosyal ve politik nedenler olduğunu belirtti: 

“Kürtlerin Kürtçe’ye bir sevgisi olduğuna inanıyorum ama iş Kürtçe’yi öğrenmeye gelince çok katılım olmuyor. Yani talep az bunun en büyük nedeninin sosyal ve politik olduğuna inanıyorum. Kürtçe getirisi olmayan bir dil olarak görüldüğü için insanlar kendi dillerini öğrenmek yerine başta İngilizce olmak üzere diğer dillere yöneliyor.

Politik olarak ise Kürt partileri Kürtçe’ye sözde destek verirken uygulamada ya çok zayıflar ya yoklar. Ve politik duruma göre talep azalıp çoğalıyor. Çatışmasızlık ortamında talep biraz daha iyiyken, çatışma ortamlarında talep iyice azalıyor.”

400’DEN 150’YE DÜŞTÜ

Kürt Araştırmaları Derneği Başkanı Sami Tan, çözüm sürecinden sonra son 3 yılda başlayan çatışmaların Kürtçe üzerinde olumsuz etki yarattığını vurguladı.  

Tan şunları söyledi:

“Çözüm süreci ile birlikte Kürtçe’ye talep her geçen gün artıyordu. O dönem İstanbul’daki Kürt Enstitüsü’nde her kursa 300-400 arasında kişi geliyordu ama şimdi kursumuza 100 - 150 kişi ancak gelebiliyor. Bunun ana sebebi ise siyasi sürecin çatışmaya dönüşmesidir.”

“ÇALIŞMALAR YAPILMAZSA YOK OLMAYA GİDER”

Dilbilimci Mustafa Yılmaz da Kürtçe’ye talebin azalmasının sebebi olarak Türkiye’de 2015 ortalarında başlayan yeni çatışmalı süreci gösteriyor.

Yılmaz, Kürtlerin yeni dernek ve kurslar açarak Kürtçe üzerinde çalışmalar yapmaları gerektiğini, aksi takdirde Kürtçe’nin yok olmaya doğru gittiğini vurguladı.

Yılmaz şunları söyledi:

“Son 10 yılda Kürtçe her gün ilerliyordu. Ekonomik bir getirisi olmamasına rağmen insanlar dernekler açıp Kürtçe ders veriyordu. Kürtçe kurslar açılıyordu, talep fazlaydı. Milli Eğitim’de öğretmen olanlar bile derneklerde Kürtçe dersleri veriyorlardı. Herkes korkusuzca hem Kürtçe öğreniyordu hem de Kürtçe öğretiyordu. Şimdi ülkede siyasi hava değişti. Herkes çekinmeye başladı. Onun için talepte azalma meydana geldi.”