İdlib’te El Kaide-Ahrar savaşı büyüyor

Suriye’de Esat rejimi karşıtlarının en güçlü olduğu kent olan İdlib’te Heyet’ül Tahrir Şam ve Ahrar-üş Şam arasındaki çatışmalar son on beş gündür sürekli büyüyor.

Haber Merkezi- Suriye’de Esat rejimi karşıtlarının en güçlü olduğu kent olan İdlib’te Heyet’ül Tahrir Şam ve Ahrar-üş Şam arasındaki çatışmalar son on beş gündür sürekli büyüyor.

El Kaide’nin Suriye kolu olarak El Nusra adını kullanırken sonrasında Heyet’ül Tahrir Şam adını alan örgüt, Al Dana, Salkin, Harem, Saraqip, İsqat, Jarjanaz beldelerini Ahrar’dan aldığını duyurdu.

Bölgedeki kaynaklar, bugün iki örgüt arasındaki çatışmaların Hayat’ın Reyhanlı İlçesi’nin sınır köylerinden Kuşaklı’ya iki kilometre uzaklıkta bulunan Akrabat beldesinde yoğunlaştığı belirtiliyor. Bölge aynı zamanda Cilvegözü Sınır Kapısı’nın karşısında bulunan Suriye’nin Bab al Hawa Sınır Kapısı’na da üç kilometre uzakta yer alıyor.

TAHRİR ŞAM SON GÜNLERDE AHRAR’ ÜSTÜNLÜK SAĞLIYOR

Bölgedeki örgütlerin son günlerde yaptıkları açıklamalara bakılırsa İdlib’teki denge Heyet’ül Tahrir Şam lehine değişiyor.

Nusrat Al İslam, Ahrar Mariyaan ve Fayr al İslam adlı gruplar Ahrar’dan ayrılarak Tahrir Şam’ın tarafına geçtiklerini açıkladılar.

Suriye’deki çatışmalarda adı sıkça dile getirilen Nureddin Zengi Tugayı ise bir açıklama ile Tahrir Şam’dan ayrılarak Ahrar-üş Şam saflarına geçtiğini duyurdu. Ancak bundan kısa bir süre sonra Nureddin Zengi’nin askeri kanadının bu kararı tanımadığı yönünde yaptığı açıklama, örgüt içinde tam bir bütünlük sağlanmış olmadığının da bir işareti.

İdlib’te bugüne kadar yaşanan en şiddetli çatışmalara son verilmesi için Ebu Muhammedin Sadık, Abdul Razaq el-Mehdi, Ebu Hamza el-Masri adlı kişilerin yaptığı arabuluculuk çalışmalarının da sonuçsuz kaldığı belirtiliyor.

TAHRİR ŞAM: TEK ELDEN YÖNETİME KADAR SAVAŞA DEVAM

Heyet’ül Tahrir Şam’ın bugün yayınladığı bildiride “Ancak İdlib’teki dağınık görüntü sona erdiğinde bu savaşa son verebiliriz. Çetin kararlar için tek bir yönetime ihtiyacımız var” ifadelerine yer verilmesi iki örgüt arasındaki çatışmaların devam edeceğine işaret ediyor.

Ahrar’ın medya organları ise Heyetül Tahrir Şam’la savaşta tank kullandıklarını gösteren fotoğraflar servis ediyor. Ahrar’ın komutanı Ebu Ammar el Ömer’in cephe önü fotoğrafları da yayınlandı.

Türkiye’den henüz hiçbir yetkili İdlib’teki çatışmalarla ilgili resmi bir açıklama yapmış değil.

Doçent Erkmen: “Heyet’ül Tahrir Şam, ÖSO ve Ahrar’ın kendisine karşı birleşeceği korkusuyla hareket ediyor”

Bölgeyi en yakından takip eden akademisyenlerden Ahi Evran Üniversitesi’nden Serhat Erkmen, Heyet’ül Tahrir Şam’ın Ahrar’üş Şam’a karşı başlattığı çatışmayı “ön alma çabası” olarak yorumluyor.

Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Doçent Erkmen, “Heyet, Ahrar’la Özgür Suriye Ordusu’nun biraraya gelerek kendisini sileceği kanaatine kapıldığı için bu süreci tetikledi. Aslında bu yaptığı burada bir nevi ön alma çabasıdır” dedi.

“Bu çatışmanın kolay biteceğini düşünenler yanılır” diyen Erkmen’e göre, yeni sürecin akıbetini iki faktör belirleyecek:

“Birincisi, ‘Heyet’ül Tahrir Şam’ın Ahrar’la savaşına Nusra dışındaki bileşenler destek verecek mi?’ Bu, kritik. Çünkü mesela Nurettin Zengi, Heyet’ül Tahrir Şam’dan ayrıldığını açıkladı. Bunu başkaları izler mi? Tabii Zengi’nin ayrılması, ÖSO’ya ya da Ahrar’a katılacağı ve Heyet’ül Tahrir Şam’a savaşa girişeceği anlamına gelmeyebilir. Ayrıca Türkistanlılar ne yapacaklar? Altını özellikle çizmek gerekir, burada asıl belirleyici olan Heyet’in içinde bulunan ve onunla ittifak halinde bulunan gruplar, Nusra’ya destek verecek mi? İkinci faktör de şu, Özgür Suriye Ordusu dahil olacak mı? Feylak’üş Şam dahil olacak mı? Ama şu var Heyet’ül Tahrir Şam, kendisine dahil olan grupları mobilize edebilirse o zaman tablo değişir”

Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tarık Sülo Cevizci, ise İdlib’te yaşananların Türkiye’yi çok yakından ilgilendirdiğini dile getiriyor.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Cevizci, “Buna komplo teorisi diyebilirsiniz ama burada Türkiye sınırının terör örgütü olarak kabul edilen bir yapının kontrolü altına geçmesi isteniyor olabilir. El Kaide’nin kolu olan Heyetül Tahrir Şam eliyle Ahrar’üş Şam’ın tasfiyesi isteniyor sanki. Hedef İdlib’in tek grubun kontrolüne geçmesi. Zaten Tahrir Şam da yaptığı açıklamayla bunu doğruluyor. Eğer eski adıyla Nusra yeni adıyla Tahrir Şam, İdlib’in yönetimini tek başına ele geçirirse Rakka’dan sonraki operasyonun adresi İdlib olabilir” diyor.

 “HEDEF SURİYE’DE KÜRT DEVLETİ KURMAK OLABİLİR”

Suriye Milli Türkmen Partisi yöneticisine göre, İdlib’teki güç dengesindeki bu olası değişim Suriye Kürtleri’nin denize kavuşmasının önünü açabilir:

“Çünkü Rakka’dan sonra operasyon El Kaide’ye yani Tahrir Şam’a kaydırılacaksa bu Afrin’deki Suriye Demokratik Güçleri/YPG eliyle yapılmak istenecek. Bu da Afrin kantonun genişlemesine yol açacak. Eğer koalisyon destekli bu güçler İdlib’te başarılı olursa Kürt kuşağının Esat üzerinden tamamlanma riski içeriyor. Türkiye’nin hiç istemediği Kürt devleti kurma projesi gerçek olabilir. Üstelik Akdeniz’e erişimi sağlanmış olarak.”

Cevizci, Suriye Türkmenleri’nin Ahrar’üş Şam ve Tahrir Şam çatışmasında taraf olmadıklarını da vurguladı.

 

Kaynak: Amerkanınsesi Türkçe