"Referandumdan 'evet' çıktığında bağımsızlık kararını yürürlüğe koyacağız"

Kürdistan Güvenlik Konseyi Başkanı Mesrur Barzani The Washington Times Gazetesi’nde yayınlanan makalesinde, 25 Eylül’de yapılacak bağımsızlık referandumunda evet oylarının yüksek çıkması durumunda bağımsızlık kararını uygulamaya koyacaklarını söyledi.

Haber Merkezi

Kürdistan Güvenlik Konseyi Başkanı Mesrur Barzani The Washington Times Gazetesi’nde yayınlanan makalesinde, 25 Eylül’de yapılacak bağımsızlık referandumunda evet oylarının yüksek çıkması durumunda bağımsızlık kararını uygulamaya koyacaklarını ve buna yönelik çalışmalara başlayacaklarını söyledi.

Kürdistan’ın bağımsızlığının Orta Doğu’da güvenliği sağlayacağını vurgulayan Barzani, “Irak hükümetiyle ilişki kurmak için yeni bir yol izleyip geçmişteki sorunların tekrarlanmasını önleyebiliriz. Referandumdan evet oylarının yüksek çıkması durumunda Bağdat’la diyalog halinde olarak bağımsızlık kararını yürürlüğe koyacağız” dedi.

Bağdat’ta yürürlükte olan programın Kürtlerin yararına olmadığını dile getiren Barzani, 25 Eylül’de referanduma gidilmesi kararının sorumluluk duygusuyla verildiğini dile getirdi.

 

İşte Mesrur Barzani'nin Washington Times'da yer alan makalesinin tamamı:

Bu yıl, Irak Kürdistanı için, halkı savaş ve belirsizlikten kurtaracak, halk kendi geleceğini şekillendirmeye başlayacak  bir yenilenme yılı olacak.

Irak Kürdistanı artık zamanı bekleyemez. Hepimizin geleceğe yönelmesi ve Irak'la geçmişte yaşanan hataları tarihe gömecek bir ilişkiyi yeniden tanımlaması gerekiyor. Bu nedenle Irak Kürdistanı, bu yıl bağımsızlık referandumu düzenleyerek tarihi bir adım atacak.

Irak, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından bir asır sonra farklı kimliklerin bir arada yaşamak zorunda olduğu bir coğrafya haline geldi. Her zamankinden fazla göze çarpan şu ki; Basra'dan Tikrit'e, Diyala'dan Anbar'a kadar uzanan Sünni-Şii çatışması ülkeyi ve halkları uçurumun kenarına sürükledi. Nihai sorumluluğu halkın refahı olan liderler olarak, artık bu modelin işlemediğini kabul etmeliyiz.

Yaklaşan 25 Eylül seçimleri, Kürdistan halkının bölgenin geleceğinde iyi bir rol oynayabileceği, politik koşulları sunmayı hedefliyor. Beklendiği gibi sandıktan evet oyu çıkarsa, hükümet Bağdat'la (Bağımsızlık konusu) istişarede bulunacak.

Eğer içinde bulunduğumuz durumda kalmaya devam edersek, umut ve sanrılara kapılırsak,- ki biz bunun tam tersini yapacağız- çok daha iyisini hak eden gelecek kuşaklarımıza korkuyu ve işlevsizliği miras bırakmış oluruz.

Irak’taki Kürtler, kendi kaderini tayin etmeye dayanan uzun ve zor bir yolculuğa çıktılar – ki bu tüm topluluklar için onurdur. Bu, zaman zaman tehcir, savaş ve soykırıma neden oldu. Eğer Irak'taki Kürtler egemen bir güç olarak tanınsaydı ve böyle bir yetkiye sahip olsaydı, DAİŞ ile savaşın gidişatı da değişmiş olurdu ve bu kampanyayı uzun süre önce bitirmiş olurduk. Bağdat'la yapılan zorunlu birliktelik, gereksiz yere acıyı uzattı ve bunun işe yaradığı saçmalığına maruz bıraktı.
Bu tarihi süreç Irak Başbakanı Haydar el-Abadi ile yapılacak bir diyalog ile başlayacak. Bu süreçte, ulusal liderlerle yaptığımız görüşmeler bizi cesaretlendirdi. Musul'un yeniden ele geçirilmesi hem Erbil hem de Bağdat'a, yüzyıldır devam eden bir soruna çözüm bulabilecek güçlü bir platform sunuyor. Bu süreçte dünyanın da arkamızda olmasını umuyor ve bekliyoruz. Irak'taki Kürtler için kendi kaderini tayin etmenin, Irak'ta ve ötesinde bir ‘kesinlik’ sağlayacağına kuvvetle inanıyoruz.

Dolayısıyla bu referandum, el-Abadi ile ilkesel bir anlaşma yapabilmemiz için bize bir yetki verecek. Aynı zamanda, her iki tarafın da ortak çıkarları için politik zemin oluşturacak bir süreci başlatacak. Bu konu artık "çok zor iş" ile sınırlı kalamaz; Bozuk bir modelle yükümlülüklerini yerine getirmemenin sonuçları muazzamdır. Fakat barış ve anlayış yoluyla, yeniden tanımlanmış iki ayrı ülke olarak birbirimizi tanımakla da kazanılacak çok şey var.  
Bağımsızlık komşu ülkelerin sınırlarını değiştirmeyecek. Bunun yerine bugün Irak devletinin zaten var olan sınırlarını resmileştirecek. Kürtler, uluslararası toplumun başarısız olan “Tek Irak” politikası için ağır bir bedel ödedi. Bunun yerine, küresel ortakların ikili ilişkileri yeni ve bağlayıcı terimlerle şekillendirebilmek için Erbil ile Bağdat arasındaki diyalogu kamuoyu önünde açık bir şekilde desteklemesi gerekiyor. 

Tartışmalı bölgelerdeki insanların kendi geleceğini belirlemelerine izin vereceğiz. Bağdat'la yapılan görüşmelerde Kürdistan, yalnızca ezici bir çoğunlukla yeni devlete üye olmak isteyen insanların yaşadığı alanları Kendine dahil etmeyi planlıyor. Şiddet ve zulümden kaçan gruplar sığınmacı olarak kalacak; Hristiyanlar, Türkmenler, Şebekler, Ezidiler ve diğer gruplar dost olarak ortak bir evde aynı haklardan faydalanmaya devam edecekler.
Barışçıl bir şekilde birbirleriyle komşu olarak yaşayan iki bağımsız devlet, ticaret, enerji ve güvenlik alanında eşi benzeri görülmemiş stratejik ittifaklara başlayacak. Araplar ve Kürtler olarak her iki toplum için müreffeh bir temel oluşturacak ve halklarımız için en iyi yönetimin belirlenmesini sağlayacağız.