16 Nisan’a Giderken Kürtler ve AKP

Kurd24

16 Nisan’da AKP’yi destekleyen Kürtlerin alacağı tavır, anayasa değişiklik teklifinin kaderini önemli ölçüde etkileyecek. MetroPoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin Şubat ayında yaptığı araştırmada iki önemli veri var:

 

Birincisi, anayasa değişiklik teklifine etnik köken bağlamında ne ölçüde destek verildiğine dair. Buna göre; Kürtlerin % 31.7’si “evet”, % 53. 9 “hayır” demekte, % 14.4’ü ise “kararsız” olduğunu bildirmektedir. Bu oranlar Zazalarda, sırasıyla, % 32.6, % 51.4 ve % 16’dır.

 

İkincisi, siyasi partilere verilen desteğin etnik kökene göre dağılımıyla ilgilidir. Buna göre de Kürtlerin % 37.9’u AKP’nin, % 57.5’i ise HDP’nin yanında durmaktadır. Zazalarda ise desteğin % 45.9’unu AKP, % 37.8’ini HDP almaktadır.

 

İki veri birlikte ele değerlendirildiğinde parti desteği ile anayasa değişiklik teklifine yaklaşım arasında önemli miktarda bir örtüşmenin olduğu söylenebilir. Bir başka ifadeyle, genel seçimlerde AKP’ye oy veren Kürtlerin büyük bir kısmının anayasa değişikliğini kabul yönünde hareket edeceklerini tahmin etmek mümkün. AKP’li Kürtler bu desteklerini başlıca üç noktaya dayandırıyorlar:

 

  1. Erdoğan’a ve partilerine güven ve bağlılıkları var. Cumhuriyet tarihinde Kürt meselesinde ezber bozucu adımların AKP iktidarları döneminde atıldığını hatırlatıyorlar. Kürtlerin dertlerine CHP, MHP ve HDP’nin derman olamayacağını belirtiyorlar. Memleketin bu en mühim ve kadim meselesinin ancak Erdoğan ile çözülebileceğini ifade ediyorlar. Dolayısıyla Erdoğan’ın elini güçlendirecek bu teklifin, siyasi çözüm için yeni bir fırsat yaratacağını bekliyorlar.

  2.  AKP’li Kürtlere göre “Hayır” demenin Kürtlere hiçbir faydası dokunmaz. “Hayır” safında durmayı, statükoya omuz vermekle eşdeğer tutuyorlar. 1982 Anayasasının bir darbe anayasası olduğunu ve Kürtlerin kendilerine kan kusturan bu darbe anayasasına kalkan olamayacağını belirtiyorlar. Onlar, 1982 Anayasasını mevcut sorunların kaynağı olarak telakki ediyorlar ve bu anayasayı savunmanın Kürtlere yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu ifade ediyorlar.

  3. Parlamenter hükümet sisteminin, Türkiye’deki Kürt meselesini çözmek için uygun bir vasıta olmadığı AKP’li Kürtler arasında yaygın bir kanaat niteliği taşıyor. Güçlü bir yürütme ile sorunun çözümünde daha hızlı ve daha rahat yol alınacağı düşünülüyor. Bu itibarla sistemi değiştirmenin Kürt meselesi için de yeni bir kapı aralayacağı düşünülüyor.   

 

AKP ve MHP’nin evliliği

 

Kürt kamuoyunda AKP’ye anayasa değişikliği çerçevesinde yöneltilen iki önemli eleştiri var: Biri, değişikliğin MHP ile hazırlanması ve teklifte MHP imzasının ağır basmasıdır. Zira MHP, AKP’ye hükümet sistemi değişikliğinde destek olurken dört şart ileri sürmüştü:

 

  • Anayasanın değiştirilmez ilk dört maddesine dokunulmaması
  • Anadilde eğitimin önünün açılmaması
  • Eyalet ve benzerini çağrıştıracak bir adem-i merkezileşmeye geçit verilmemesi
  • Türklük üzerinden yapılan vatandaşlık tanımına dokunulmaması

 

AKP, bütün bu şartları kabul etti. Oysa Kürt meselesinin çözülmesi, anayasal planda bu dört maddedeki hükmün değişmesini de gerektiriyordu.

 

İkinci bir eleştiri ise, anayasa değişikliğinde demokrasiyi tahkim eden ve bireylerin hak ve özgürlük alanlarını genişleten bir maddenin olmamasıdır. Teklifte -salt Kürt meselesiyle ilintili değil- Türkiye’deki genel toplumsal problemlerine cevap teşkil edebilecek, demokrasi ve özgürlük standartlarını yukarıya çekebilecek bir norm bulunmuyor. Bu özgürlük açığı nedeniyle iktidarın anayasa değişikliğini halk için değil kendisi için yaptığı belirtiliyor.

 

Bu eleştiriler karşısında AKP’liler içinde bulunulan koşulların bu manzarayı ortaya çıkardığını söylüyorlar. Onlara göre, eğer HDP 7 Haziran seçimleri sonrasında mutlak AKP karşıtı bir uca savrulmasıydı, anayasa değişiklik süreci farklı bir şekilde gelişebilirdi. Ancak HDP’nin önüne hedef olarak AKP’yi yıkmayı koyması hem HDP ile işbirliği yapmayı mümkün olmaktan çıkardı ve hem de bugün için daha özgürlükçü bir anayasa yapabilme şansını ortadan kaldırdı. Bundan ötürü AKP’liler, partilerini MHP’ye mecbur bırakanın HDP olduğunu vurguluyorlar ve ortaya çıkan tablonun müsebbibi ve mesulü olarak HDP’yi işaret ediyorlar. 

 

AKP’nin kararsızları

 

Genel rüzgar “evet” tarafından esmekle birlikte AKP’li Kürtler içinde kafası karışık bir kesimin olduğu da gözden kaçmıyor. MetroPoll’un AKP’li kararsız seçmen özelinde Ocak ayında yaptığı bir araştırmada, AKP’ye oy veren Kürtlerin % 26’sının halk oylaması öncesinde henüz tercihlerini netleştirmedikleri görülüyor. Bu grup içerisinde yer alan AKP’liler, gerek anayasa teklifinin içeriğinden ve gerek yürütülen kampanyadan hoşnut olmadıklarını dillendiriyorlar. Rahatsız oldukları üç konu var:

 

  • Anayasa değişiklik teklifinde Kürt meselesinin çözümüne katkı sunacak herhangi bir önerinin olmaması
  • Aşırı milliyetçi bir kampanyanın yürütülmesi, Kürtlerin hassasiyetini hesaba katan bir söylemin oluşturulmaması
  • MHP’nin ağırlığını her geçen gün artması (Bölgede yürüttüğümüz bir saha çalışması esnasında derinlemesine mülakat yaptığımız bir AKP’li bu durumu “MHP’nin AKP’leşmesinden bahsediliyordu, oysa şimdi olan AKP’nin MHP’lileşmesidir” şeklinde açıklıyordu.)

 

Peki, partilerin politikalarından bu derece rahatsız olan AKP’lilerin halk oylamasında tercihleri ne olur? Acaba “hayır” derler mi? İki sebepten ötürü bu zor görünüyor: Birincisi, getirilen öneriye gönülleri yatmasa da, 1982 Anayasasının arkasında duran bir görüntü vermek istemiyorlar.

 

İkincisi ise, beklentilerin üzerinde bir “hayır”ın çıkması halinde bunun HDP ve PKK tarafından istismar edileceğinden korkuyorlar. HDP ve PKK’nin “hayır”ı kendi politikalarının halk tarafından takdir edilmesi olarak sunmasından çekiniyorlar. Kendileri açısından son derece menfi olarak gördükleri bu durumu –istemeden de olsa – oluşmasına yardım etmekten endişe ediyorlar.

 

Bu itibarla AKP’li mütereddit Kürtlerin ellerinin “hayır” seçeneğine gitmesi güç. Ama bunların bir kısmı tasvip etmediği bir değişikliğin vebalini üstlenmemek için rahatsızlığını sandığa gitmeyerek gösterebilir.

 

  • kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.