Kürdistan’ın Y kuşağı

Kurd24

1968’de Fransız cumhurbaşkanı Charles de Gualle’nin muhafazakâr iktidarına karşı üniversite öğrencilerinin başlattığı isyan hareketi ülkede destek alınca, meclisin lağvına kadar süren bir dizi kalkışmaya sebep olmuştu.

Mayıs 1968 olayları, sadece Fransa’yı değil neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alan bir kuşağın dünya karşısındaki duruşunun temsiline dönüştü. 68 Ruhu bir sürü gencin üniversitelerden taşarak günlük politika ve uluslararası siyasete müdahalesine ilham olurken, devletlere karşı silahlı mücadeleyi de tetikledi. Sürecin öğrenci liderleri neredeyse elli yıl sonra bile ülkelerinin yönetici kuşağı içerisinde yer aldılar. 

Dönemin ruhunun serkeşliği sadece gençlerin kaynayan kanlarında değildi.

Nasıl ki Sanayi Devrimi dünya genelinde biri dizi siyasal ve sosyal değişime sebep olduysa; söz gelimi Fransız Devrimi’ni, o da Osmanlı’nın dağılmaya başlamasını ve o da Jön Türk ve ardından cumhuriyetçiliği tetiklediyse; 68 Kuşağı da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan yeni hayatın bir sonucuydu. Nitekim buhran yıllarından hemen sonra patlayan yeni savaşlar ve soğuk savaş uygulamaları ABD ve Avrupa’da Hippileri, Sovyetler’de Gökkuşağı olarak adlandırılan karşı kültür oluşumlarını ortaya çıkarmıştır.

Her zaman böyledir: Yeni üretim, iletişim ve ulaşım olanakları yeni hayat anlayışları ortaya koyar. Değişen hayat, değişen politik etki demektir.

2000’li yıllarla birlikte dünya genelinde yeni bir sanayi devrimi etkisi yaratan internet devrimi de beraberinde hayatın tüm alanlarında toplumsal değişimler getirdi. Bilgi edinme biçiminin değişmesi, evlenme süreçlerinin farklılaşmasından ticaretin yapılma biçimine kadar uzanan geniş bir alanda etkide bulundu, bulunmaya devam ediyor. Bu, beraberinde ideolojilerin, devletlerin, iktidarların ve politik argüman ve uygulamaların da farklılaşmasına etkide bulundu, bulunmaya devam edecek.

Y kuşağı olarak tanımlanan 1980-1999 arası doğanlar artık toplumlarının en etkin nüfusunu oluşturacağı için onların belirgin yaşam tercihleri de daha geniş anlamda belirleyen olacak. 2025’te, yani beş yıl sonra bu kuşağın, dünyadaki toplam işgücünün %75’ini oluşturacağı varsayılıyor. Düşünün ki Ortadoğu’da Arap Baharı’nı tetikleyenler ile ABD-Avrupa’daki Öfkeliler Hareketi’ni doğuranlar tam da bu kuşağın doğal üyeleri. 2000’den bu yana doğanlar ise artık Dijital Yerliler ve Z Kuşağı olarak tanımlanıyor ve onların üreteceği çağın çok daha başka olduğunu belirtmeye gerek yok sanırım.

Yakın dönemden birkaç örneğe bakalım.

2009 yılında bir komedyen blogger olan Beppe Grillo ve bir web yazılımcısı olan Gianroberto Casaleggio tarafından kurulan 5 Yıldız Hareketi (Movimento 5 Stelle, M5S) ise bir süredir İtalya’nın politik yaşamını belirler hale gelmiş durumda. Bir parti binası dahi olmayan ve sadece internet üzerinden örgütlenen hareket, Temsilciler Meclisi’nde %25 oy ile 109, Cumhuriyet Senatosu’nda %23 ile 54, Avrupa Parlamentosu’nda ise %21 ile 17 temsilciye sahip oldu. Beş Yıldız Hareketi’nin popülist bir parti olarak beş şey vaat ediyor: Ücretsiz internet, kamusal su, sürdürülebilir ulaşım, kalkınma ve çevrecilik.

Brezilya'da 1 Ocak 2019'da devlet başkanlığı görevine başlayan aşırı sağcı Jair Bolsonaro, Brezilya solu tarafından sevilen İtalyan terörist Cesare Battisti’yi iade etme sözü vermişti. Ülkede yönetimin değişmesinin hemen ardından Brezilya'dan kaçtığı anlaşılan Battisti ise kısa bir süre sonra Bolivya'da yakalandı. İtalya’ya getirilen kaçak hakkında Milano Başsavcısı Roberto Alfonso, Battisti’nin internette bıraktığı izler sayesinde yakalandığını açıkladı. 1970’lerden bu yana etkin olan ve her seferinde kurtulmayı başaran profesyonel bir terörist, neticede internet paylaşımlarında verdiği açıklar sebebiyle yakayı ele verdi. Bu, üzerinde kafa yoracaklar için yeni çağın özeti gibi bir haber.

Hatırlayalım. 2004 yılındaki Ukrayna Cumhurbaşkanlığı seçimlerine karıştırılan hile ile ortaya çıkan Turuncu Devrim, özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kurulan ülkelerdeki baskıcı ve yolsuzlukçu yönetimlere karşı bir değişim umudu doğurmuştu. Nitekim Kırgızistan’da Lale Devrimi (2005) hemen bunun ardından gelmiş; Azerbaycan, Belarus ve Özbekistan da bazı değişimlere zorlanmıştı.

Bugünlerde yine Ukrayna’daki bir kuşak değişimi ise yeni etkilere gebe.

İlk kez bir komedyen devlet başkanı oluyor. Rakibi eski Başkan Petro Proşenko karşısında %73 gibi ezici bir oyla zafer elde eden Vladimir Zelenskiy’nin politik bir kariyeri yok. Siyaset meydanında arzı endam etmesi bu yılın başlarına denk geliyor. Yani topu topuna siyasete girdikten 4 ay sonra devlet başkanı olmuş. Bu Ukrayna’da bir süredir ters giden işlerin yanında tam da bir Y kuşağı etkisi. Zira başkanlık seçimine ve Zelenskiy’nin zaferine bu kuşağın alemeti farikaları olan sosyal medya, sosyal sorumluluk, özgüven ve farkındalık yaratma eğilimi damgasını vurdu. Bu belki bir ilk ama milliyetçiliğin ve popülizmin bir trend olarak yükselişe geçtiği son zaman dilimi için son olmayacak.

Bütün bunların neticesinde kafamdaki soru şu: Ulus-devletler çağını bile yüz yıl gecikmeli olarak takip eden Kürtler, Y kuşağı ve dijital yerlileri aracılığıyla çağı yakalayabilir mi? Sizce de Kürdistan’da artık eski siyaset kuşağının ve özellikle onların soğuk savaş dönemine dayanan ezberleriyle yürüyen siyasetimizin değişme zamanı gelmemiş midir?

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.