Mesud Barzani: Kürtlerin güvenli limanı

Kurd24

Bir insan sıkıntıya girdiğinde, bir tehlike ile karşılaştığında sığınacağı yer ya da liman, ailesi, kardeşleri, komşuları, yakın dostlarıdır. Toplumlarda insanlar sıkıntılı ve zorda oldukları dönemlerde, beylerine, aşiret reislerine, ağalarına ve kanat önderlerine sığınırlar. Dindarlar sıkıntıya girdiği zaman, kutsal kitaplarına, peygamberlerine, dini liderlerine bir liman gibi sığınırlar.

Milletler de sıkıntılı zamanlarında, tarihi ve doğal liderlerine, aydınlarına, filozoflarına, sanatkârlarına, sığınmak isterler. Çünkü miletlerin, dertlerini derman yapma yeteneğine, gücüne, hukuki konuma, ismi geçen aktörler sahiptir. Elbette bu aktörlerin nitelikleri de önem kazanır. Bu aktörler, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, adaletli, eşitlikten yana değilse, o zaman sığınması tehlike yaratır ve sığındığı zaman da yeni felaketlerle karşı karşıya kalır. Bu kriter, bir milletin liderleri için de geçerlidir.

İçinde bulunduğumuz zaman diliminde Kürt milleti, devlet sahibi olmamasından dolayı daha büyük sıkıntılara sahiptir.

2017 yılında bütün Kürtleri, sevindiren, milli duygularını arttıran, devlet olma yolunda birliği sağlayan bağımsızlık referandumu ve referandum sonucu, Kürtlerin sıkıntısını azaltan bir gelişme oldu. Aynı yıl Kerkük ve diğer değerli kentlerimizin işgali, Kürtleri büyük sıkıntı ve üzüntüye sürükledi.

Kürt milleti olarak son dönemlerde büyük sıkıntılarla karşı karşıyayız. Kürtlerin en çok sıkıntılı olduğu alan, T.C. Devleti’nin operasyonun gündemde olmasından dolayı, Kürdistan’ın batısıdır. Bu sıkıntılı günlerde Kürtler de haklı olarak sığınacakları liman olarak bir lider arıyorlar. Bu arayışları inceleyip, analiz ettiğim zaman, bu liderin Kürdistan davasının vicdanı ve Pêşmergesi, şefkatli insan Mesud Barzani olduğu, yaşam pratiğimizde hemen açığa çıkmaktadır. Son günlerde tarihi, doğal, halkçı lider Mesud Barzani hakkında yazılanlara bakılırsa, bu gerçek daha da belirginleşiyor.

Tarihi, doğal, halkçı lider Barzani’ye muhalif ve hatta düşman olanların bile, Başkan Barzani’ye sığındıklarını, ondan medet umduklarını ve çözümü onda aradıklarını saptıyorum. Birilerinin kendi elleriyle kendileri ve Kürt milleti için yarattığı tehlikeyi ortadan kaldırmak için dermanın Mesud Barzani olduğunu ifade ediyorlar.

Kürdistan’ın batısındaki tehlikeyi engellemek için Mesud Barzani’nin ABD ve uluslararası düzeyde perde arkasında çalışma yürüttüğüyle ilgili yazılar da bunu anlatıyor.

Başkan Barzani’nin, resmi başkanlık görevini bırakmasından sonra, onun tarihi, doğal, halkçı, süreklilik karakterine sahip liderliğini görmeyenler de bu limana sığınmaya çalışıyorlar. Başkan Barzani’nin görevi bırakmasından sonra, siyasi hayatının son bulduğunu ve yıldızının söndüğünü düşünenler bile, kısa bir zaman sonra yanıldıklarını gördüler. Altın madeninin çamura bulanması halinde tenekeye dönüşmeyeceği gerçeğini fark ettiler.

Başkan Barzani’nin bağımsızlık referandumundan sonra Kürt milletinin sömürgeciler ve onların işbirlikçisi taraftarlarının Kerkük’ün ve diğer şirin kentlerimizin işgaline sebep olanların; iç kavga ve kardeş kavgası çıkarma planını engellediği için şükran duygusu besleniyor.

Sömürgeci ve işbirlikçi güçler Kürdistan Bölgesi’ni yıkmak için toplu saldırıya geçtiğinde, Kürtler ve Başkan Barzani, uluslararası dostlar, devletler ve dünya liderleri tarafından yalnız bırakıldığında, bu tehlikeyi bertaraf ettiği için, herkes yeniden önünde şapka çıkardı.

Bütün bunlara ek olarak, Irak ve Kürdistan genel seçimlerinde partisinin birinci parti olması Başkan Barzani’nin büyüklüğünü, değerini, halk sevgisini bir kez daha ortaya koydu. İki seçim kazanmasından sonra Arapların bile, sorunların çözümü için ondan medet umması; Bağdat ziyaretinde bir büyük devletlerin devlet başkanı gibi karşılanması, Mesud Barzani’ni lider gücünü sergiledi.

İtibarlı dünya devletleri ve liderlerinin ona büyük methiyeler dizmeleri, Irak’taki sorunların çözümünde onu anahtar ve ana aktör görmeleri, onunla tanışmak ve arkadaş olmaktan dolayı çok şanlı olduklarını açıklamaları, onun lider karakterini; çok az liderde bulunan özelliklerini yeniden herkese hatırlattı.

Kürtlerin bu sıkıntılı günlerinde itibarlı devletlerin yetkililerinin, dışişleri bakanlarının, BM yetkililerinin onun ziyarete etmesi, ona düşüncelerini aktarmaları, ondan fikir almaları, onun sığınılacak liman olduğunu, kendisini sevmeyenlere de gösterdi. Bu nedenle biraz daha tarihi lider ve Başkan Mesud Barzani’nin özelliklerine yakından bakalım.

Mesud Barzani, 1946 yılında, İkinci Paylaşım Dünya Savaşı’nın son bulmasından bir yıl sonra doğdu. O, Kürdistan’ın güneyinde amcası Şeyh Ahmed ve babası Mustafa Barzani öncülüğündeki mili ayaklanma hareketinin kırıldığı, ailesinin ve Kürt milletinin sıkıntılı günlerinin içinde dünyaya geldi.

Bu yıllar aynı zamanda, Kürdistan’da bir dönüm noktası olan Kürdistan Mehabad Devleti’nin kurulduğu yıllardı. O, bu koşullarda sevinçle gözlerini dünyaya açtı.  Ne yazık ki Kürdistan Devleti’nin kısa bir zaman sonra yıkılışında, ailesi Kürdistan Mehebad Devleti’yle bütünleşmiş olmasından dolayı, acıyı hisseden bir çocuk oldu. 

Barzani Hareketi ekolü içinde yetişti. Başkan Mele Mustafa Barzani, arkadaşlarıyla Sovyetler Birliği’ne geçtiği için, çocukluğunu zorluklarla geçirdi. O, bu koşullarda ailesiyle hayata tutunmak ve iyi bir medrese eğitimi görmek için gayret gösterdi. Babası Mustafa Barzani Socyetler Birliği’nden döndüğü zaman, O 12 yaşındaydı. Ama olgunlaşmış bir genç kıvamındaydı. Birçok meseleye, bir büyük kadar vakıftı. Halkın değerleriyle içli dışlı oldu, Kürt milli değerlerini her şeyin üstünde tuttu.

1961’de Kürdistan’da Eylül Devrim başladığı zaman, 15 yaşındaydı. O yaşlarda silahlı milli devrim saflarında yer aldı. KDP ve babası Mele Mustafa Barzani’nin öncülüğündeki hareketin Pêşmergesi oldu. O, Pêşmergelikte olgunlaşarak, halkla birlikte yaşayarak lider olma vasfını kazandı.

Tepeden inmeci bir lider değil. Halk sevgisi, mücadelesi, insanlığı, şefkati, millet ve memleket sevgisiyle liderliği hak etti. Mustafa Barzani’nin oğlu olduğu için değil, bileğinin hakkıyla liderlik seviyesine çıktı. O, aynı zamanda aristokrat bir lider oldu. Bu nedenle her zaman güvenilen, dert dinleyen, şefkatli, insansever, mücadeleci ulusal bir lider oldu. Ve de uluslararası itibarlı bir lider oldu. Kürtlerin sığınacağı emniyetli liman oldu.

Şimdi de Mesud Barzani’yi çok iyi tarif eden sevdalısı Fadıl Özçelik kardeşime sözü bırakarak makelemi sonlandıracağım:

“Dünyada Barzani´nin altına girdiği ağır yük ve sorumluluğu, kirlenmeden, sağa sola savrulmadan, maruz kaldığı büyük zorluk ve ihanetlere rağmen bunalmadan bu derece kararlı ve şaşmaz bir şekilde kaldırabilecek lider sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Barzani bir istisnadır.

Barzani, kendini küllerinden yeniden yaratan bir Anka kuşudur. Barzani ile baş edilmez.

O, bu güç ve kararlığını insani ve Kürdi, Kürdistani erdeminden alıyor.

O, aslında şimdilerde bozulmuş olan Kürt kimliğinin geçmişte kalmış bir resmidir.

Halis muhlis Kürt’tür.

Bu nedenle hep tekrarlarız.

‘Barzani, Kürt’tür, Kürdistan’dır.

Kürt, Kürdistan, Barzani’dir’ diye.

İkisini birbirinden ayırmaya yeltenirseniz, yolunu şaşıranlardan olursunuz.

Kurtlara ve çakallara yem olursunuz.

‘Barzanici’ olmak için PDK´li olmaya hiç gerek yok.

PDK’lilerin bile ne kadar Barzanici olduğu tartışılır.

Barzani, PDK üstü bir Kürt lideridir.

Sosyalistinden muhafazakârına

Yezidi ve Hıristiyanından Müslümanına

Kürd’nden Asuri ve Kıldanisine kadar bütün Kürdistanlılarla aynı mesafede yakın ve uzaktır.

Birini diğerine tercih etmez.

Sosyalist veya liberal,

Sünni veya Alevi olmamız,

Şu veya bu parti ile birlikte oluşumuz,

Barzani’den uzaklaşmamız için bir bahane değil, Barzanici olmamız için bir sebeptir.”

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.