Uzun Soluklu Bir Mücadele

Kurd24

Irak ve Suriye’de hem savaş meydanında hem de diplomasi sahasında peşi sıra önemli gelişmeler yaşanıyor. En dikkat çekici haber, Musul’dan geldi. Irak Başbakanı Haydar El İbadi üç yıldır işgal altında bulunan Musul’un IŞİD’den kurtarıldığını açıkladı.

 

Musul’un IŞİD için hayati bir önemi haiz olduğu şüphe götürmez. Zira Musul, Rakka ile birlikte IŞİD’in iki başkentinden biri olarak kabul ediliyordu. Keza IŞID’in lideri Bağdadi, sözde halifeliğini de burada ilan etmişti. Dolayısıyla Musul’u kaybetmek, IŞİD için hem askeri hem de sembolik açıdan telafi edilmesi güç ağır bir darbe oldu. Musul’un hükümetin kontrolüne girmesi, IŞİD’ın Irak’taki kaderi üzerinde belirleyici bir etkide bulunacaktır. Bundan sonra IŞİD Irak’ta daha zor tutunacağı söylenebilir.

 

“TARİHİ BİR ZAFER”

Musul’un alınmasının Irak Hükümeti ve koalisyon güçleri için mühim bir başarı olduğuna şüphe yok. Nitekim hem Abadi hem de IŞİD Karşıtı Koalisyonun Komutanı Stephen Townsend, bu gelişmeyi “tarihi bir zafer” olarak selamladılar. Ancak iki noktanın atlanmaması lazım:

 

İlki, IŞİD’in Irak’ta tamamen bitmediği gerçeğidir. Musul’da dokuz ay süren büyük operasyon sona erdi. Ama IŞİD, Musul’u kaybetmesini kolay hazmetmeyecektir. Halkı ve kenti kendince cezalandırmak için başta intihar bombalamaları olmak üzere kanlı eylemler yapmaya çalışacaktır. Bu nedenle IŞİD ile Musul’daki mücadelenin bir süre daha süreceği belirtilebilir.

 

Ayrıca Tel Afer, Havice, Anbar gibi bölgelerde IŞİD halen etkinliğini koruyor. IŞİD’in varlığının sadece bulunduğu yerlerde değil Irak’ın geri kalanı için de ciddi bir tehlike oluşturduğu açık. Bundan ötürü Irak Hükümeti ve koalisyon, IŞİD’ten arındırmak için operasyonları bu bölgelere kaydıracaklardır. Zaten Townsend “IŞİD’e büyük bir darbe vurulduğunu ama IŞİD’in bitmediğini ve kendilerini daha zorlu bir savaşın beklediğini” ifade ederek olası yeni operasyonların işaretini verdi:

 

“Musul büyük ve tabii ki önemli bir başarı ama Ninova ilinde Tel Afer gibi kalabalık bir nüfus merkezi dâhil temizlenmesi gereken yerler var. Batı Anbar’ın temizlenmesi gerekir. Dolayısıyla bu savaşın bitimine daha çok var. Bu yüzden yakın zaman içerisinde asker sayımızda önemli bir değişiklik beklemiyorum çünkü koalisyon ve Iraklılar tarafından yapılacak daha çok zor işler var.”

 

“SAVAŞ SUÇU”

İkincisi, IŞİD’in Musul’dan çıkarılmasının bedeli çok ağır oldu. Bir milyona yakın insan yerini yurdunu terk etmek mecburiyetinde kaldı. Binlerce insan hayatını kaybetti. Uluslararası Af Örgütü, Musul’un IŞİD’den kurtarılması sırasında sivillere yönelik birçok hak ihlali işlendiğini ve bunların savaş suçu olabileceğini açıkladı. IŞİD’in sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını ve savaştan kaçmaya çalışanları meydanlarda asarak katlettiğini belirten Af Örgütü’ne göre “çarpışmalara katılan bütün tarafların insan hayatını hiçe saymasının cezasız kalmaması” gerekiyordu.


Musul’un tarihi ve kültürel dokusu da yerle yeksan oldu. Kent her yönüyle ağır bir yıkıma uğradı; alt yapısı tamamen çöktü, binlerce bina ve tarihsel eser tahrip edildi. Musul’dan yansıyan her fotoğrafta insani ve maddi bir enkaza tanık oluyor insan.

 

Musul bütünüyle yıkılmış durumda. Ancak Musul’un Batı yakasındaki yıkımın Doğu yakasındaki yıkımdan iki kat daha fazla olduğu görülüyor. IŞİD Karşıtı Koalisyonun Komutanı Townsend’a göre bunun sebebi, çatışmaların karakteri. IŞİD ile Doğu’da Musul’da 100, Batı Musul’da 142 gün savaşılmış. Koalisyon güçleri Doğu’da hızla ilerledikleri için sivil kayıpları daha az olmuş, altyapı daha az zarar görmüş. Fakat Batı’da yavaş mesafe aldıklarını için sivil kayıpları artmış, alt yapı da tamamen tahrip edilmiş. Townsend bunu normal karşılıyor ve “Batı yakasında gerek düşmandan gerekse Irak ve koalisyondan kaynaklı yıkımın bu seviyede olmasının” kendisini “şaşırtmadığını” söylüyor.

 

 “SEMBOLİK ZAFER” VE “GERÇEK ZAFER”

Evet, ortada bir zafer var. Bu zaferin sembolik değeri de çok yüksek. Ancak bunun gerçek bir zafere dönüşmesi için çok yol kat edilmesi gerekiyor. Geri dönüşlerin sağlanması, kentin ayağa kaldırılması ve hayatın normal akışına dönmesi için aşılması gereken birçok engel var. Mesela ekonomik kaynakların bulunması, mezhebi gerginliğin düşürülmesi, mümkün mertebe istikrarlı bir yönetimin oluşturulması icap ediyor.

 

Lakin ortada bu ihtiyaçlara cevap vermeye namzet ciddi bir hazırlık görünmüyor. Mezhebi tansiyon hala yükseklerde seyrediyor. Çatışmalardan kaynaklı korku halen dirliğini koruyor. Sünniler IŞİD’in Musul’da kurduğu hâkimiyetten ötürü kendilerinin cezalandırılmasından ürküyor. Bağdat’ın Musul’da bir taraftan gündelik hayatı idamesini sağlayacak bir taraftan da harap olan kenti yeniden inşa edebilecek bir yönetim sergilemesi de zor gözüküyor.  

 

Hülasa, şehrin IŞİD zulmünden kurtarılması her halükarda iyi bir haber. Ancak mücadele bitmiş de değil. Askeri başarının kendinden beklenenleri sağlaması için siyasi, ekonomik ve sosyal başarılarla tamamlanması gerek. Bu meyanda özelde Musul’u genelde ise Irak’ı uzun soluklu bir mücadele bekliyor.  

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.