Kürt milleti için önemli bir gün

Kurd24

*Kürt dili, 21’inci asırda yasaklı olan tek dünya dilidir. Kürdistan da dünyadaki tek sömürge, hem de uluslararası sömürge bir ülkedir. Kürt ulusu devlet sahibi olmayan tek ulustur.

Bu nedenle, “21 Şubat Anadil ve Sömürgecilikle Mücadele Günü”, Kürt milleti ve Kürdistan için oldukça önemli bir gündür. Bu gün, Kürt dili üzerindeki yasağın kaldırılması, Kürt dilinin eğitim-öğretim dili olması, Kürdistan’da işgal ve sömürgeciliğin son bulması için mücadele olanakları sağlamaktadır.

*21 Şubat, Bengali Dili Hareketi için Bangladeş polisi ile çatışan Bangladeşli üniversite öğrencilerinin öldürülmesinin ardından UNESCO tarafından Uluslararası Anadil Günü ilan edildi.

17 Kasım 1999'da 21 Şubat günü olarak belirlenen günün asıl adı ise; Anadil Hareketi Günü’dür.

Kaybolma tehlikesi olan dilleri, "kırılgan", "açıkça tehlikede", "ciddi anlamda tehlikede", "son derece tehlikede" ve "kaybolmuş"  olarak nitelendiren UNESCO raporuna göre; Türkiye'de 18 dil, dünyada ise 2473 dil kaybolmaya yüz tutmuş durumdadır.

Uluslararası Anadil Günü’nün, UNESCO üyesi ülkeler tarafından kutlanması o ülkelerin çok dilliliği savunduğu anlamına gelir. Ama ne yazık ki bu, teori olmaktan öteye geçemiyor. Bugünü kutlayanlar bile, ulusal toplulukların, milliyetlerin, azınlıkların, halkların, milletlerin dillerinin yok olmasını engellemek için çaba göstermiyorlar. Tersine çoğu hallerde dillerin yok edilmesine katkıda bulunuyorlar.

Birleşmiş Milletler sözleşmesinde, “Bütün halkların devredilmez tam hürriyet, egemenliklerini kullanma ve milli ülkelerinin tamlığı hakkına sahip olduklarına kani olarak, sömürgeciliği bütün şekil ve tezahürleriyle çabuk ve şartsız olarak sona erdirme zaruretini resmen ilan eder” der.

BM sözleşmesinin bu ilgili maddesine göre de, 21 Şubat’ı uluslararası sömürgecilikle mücadele günü olarak ilan eder. BM, bu kararla, sömürgeciliğin, halkların, milletlerin baş belası bir uygulama ve sistem olduğunu kabul etmektedir. Bunun için de sömürgeciliğe karşı mücadeleyi, dünyadaki tüm insanlığın, halkların, milletlerin, devletlerin görevi olarak belirliyor.

Bugüne dek pratikte olan bu mudur? Cevabım kesinlikle hayırdır.

Devletler, kendi devlet ve milletlerinin ulusal çıkarları için bazı anti-sömürgeci mücadeleleri desteklemişlerdir ve bazılarına da karşı olmuşlardır. Bu tutum ve politika soğuk savaş döneminin tam anlamıyla retoriğidir. Böylece de sömürgeciliğin tasfiyesini değil, yaşamını devam ettirmeye hizmet etmişlerdir.

BM ve onun üyesi devletlerin bu sorumsuzluğu, özellikle de Kürdistan’daki sömürge sisteminin egemenlik sistemine karşı olan tutumda kendisini göstermektedir.

BM, Kürdistan’da sömürgeci sistemin ortadan kaldırılması için, İran, Türk, Irak, Suriye devletlerine bir müeyyide uygulamadığı gibi; Kürtlerin anti-sömürgeci mücadelesine destek de olmamışlardır. Kürdistan’ı sömürgeleştiren devletlerle ilişkileri geliştirerek, onların sömürgeci uygulamalarına, işgal ve ilhaklarına, Kürt milletinin ant-sömürgeci ulusal kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesini kanla ve katliamla bastırmalarına; asimilasyon politikalarına; Kürt dili, kültürü, diğer tüm ulusal değerlerinin yok edilmesine yardımcı ve destek olmuşlardır.

Açıktır ki BM,  bu haliyle Kürtleri hiçbir şekilde temsil etmemektedir.

Dünya pratiği bize gösteriyor ki, insanlık, halklar, milletler için iki tehlike vardır.

Bu tehlikelerden biri, devletlerin içindeki tehlikedir. Bu tehlike, demokratik olmayan faşist, otoriter, jakoben, totaliter, teokratik rejimlerdir.

İkinci tehlike, dışarıdan halkların ve milletlerin başına musallat olan tehlikedir. Bu tehlike, insanlık, halklar ve milletler için büyük bela ve tehlike olan sömürgeciliktir. Bundan dolayı, insanlığın, halkların, milletlerin her iki tehlikeden de kurtarılması gerekir.

*Kürdistan, hem Osmanlı ve Fars İmparatorlukları döneminde, hem de Türk, Arap, Fars ulus devletleri döneminde sömürge bir ülke konumunda oldu. Kürt ulusu da sömürge, bağımlı bir ulus olarak yaşamını sürdürmek zorunda kaldı.

Kürdistan halen bağımsızlığına kavuşmamış 4 parçaya bölünmüş bir sömürgedir. Kürt milleti de özgürlüğünü kazanamamış dört parçaya bölünmüş bir millettir. Bu nedenden dolayı Kürt milleti, ayrı devletlerin egemenlik sistemleri içinde yaşamaya mahkûm edilmiş ve çok zor koşullarda yaşamını sürdürmektedir.

Kürdistan, Batı’nın klasik sömürgelerinden de farklı olarak: Siyasi statüsü olmayan, alt-sömürge konumunda bir statü kazandı. Batılı sömürgecilerin asıl derdi, sömürgeleştirdiği ülkenin ve milletin yeraltı ve yer üstü zenginliklerine sahip olmaktı. Bunun için de kendilerine bağlı yerel bir sömürge yönetimini oluşturmayı benimsemişlerdi.

Türk, İran, Irak, Suriye Sömürgeci devletleri ise Kürdistan’ın sadece yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip olmakla kalmadılar. Kürt milletinin bütün milli değerlerini gasp ettiler. Kürdistan’ı işgalle birlikte ilhak ettiler. 

Kürtleri, millet olarak yok saydılar. Kürt dilini, kültürünü, diğer bütün ulusal değerlerini ortadan kaldırmak için insanlık dışı her metoda başvurdular. Irkçı tezler oluşturarak, Kürt milletinin varlığına son vermek istediler. Bu sömürgeci devletler, Kürtlere karşı fiziki, kültürel, dilsel bir jenosid uyguladılar. Bu jenosid, halen yürümeye devam ediyor.

Kürtler buna karşılık, sömürgeci ulus devletlerin bünyesinde de bağımsız devletlerini kurmak için anti-sömürgeci mücadelelerini; dört devletin sınırları içinde, değişik dönemlerde, değişik örgütlenmeler, değişik strateji ve taktiklerle sürdürdüler. Ama ne yazık ki Kürt milletinin bu anti-sömürgeci mücadelesi, kanla ve katliamla bastırıldı.

Sömürgecilerin en son, insanlık ve hukuk dışı, hak ve özgürlükleri hiçe sayan, Kürt milletinin haklarına saygı duymayan düşmanca davranışlarıdır.

Kürt milleti, Kürdistan’ın güneyinin dışında bütün ulusal haklarından yoksundur. Sadece Kürdistan’ın güneyinde milletimiz sınırlı iktidar ve egemenlik sahibidir. Kürt dilini, kültürünü, diğer ulusal değerleri geliştirme özgürlüğüne sahiptir. Kürt dili yasaklı değildir. Kürt dili eğitim ve öğretim dilidir. Kürdistan’ın diğer parçalarında Kürt ulusunun bütün ulus değerleri tehdit ve tehlike altındadır.

Kürdistan’da tüm ulusal değerlerinin özgürleşmesi, gelişme ve serpilme şansını bulması, Kürt dilinin eğitim ve öğretim dili, resmi dil olması için Kürdistan’daki sömürgeci sistemin tasfiyesi, Kürdistan devletinin kuruluşuyla olanaklı olur.

21 Şubat Uluslararası Anadili ve Sömürgecilik Günü’nde Kürdistan’da sömürgeci sistemin son bulması, Kürt dilinin ve tüm diğer ulusal değerlerinin özgürleşmesi, Kürt dilinin eğitim-öğretim dili olması için mücadeleyi geliştirmeyi unutmayalım.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.