Erdoğan: Türkiye, komşularının sınırlarına saygılıdır
Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye komşularının egemenlik haklarına ve sınırlarına da saygılıdır” açıklamasında bulundu.

HABER MERKEZİ
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 yılın ardından ilk kez canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Malum, maske mesafe hijyen. 3 başlık söz konusu. Sosyal mesafe maske önem arz ediyor. Sosyal mesafede gündemimizde yerini koruduğu zaman arada mesafe korunması halinde maskeden de kaçabilmek, maskeden de kurtulmak mümkün olur. Bu da tabi 1.5 metreydi” ifadelerini kullandı.
Yeni anayasa çalışmaları hakkında konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şahsım ve heyetimle sayın Bahçeli ile görüşeceğiz. Anayasa çalışmamızı yapan ekiple bizim heyetimiz konuşacak bir değerlendirmemizi yapacağız 128 madde üzerinde. Bu çalışmayı yaptıktan sonra ilave edilmesi gereken çıkarılması gereken ne gibi maddeler vardır bunları konuşacağız. Tamam dediğimiz zaman da Devlet (Bahçeli) Beye de sunacağız. Cumhur İttifakı'nın bu ortak çalışmasıyla ne gibi eksikler var bunlara bakacağız. Ortaklaşa bir çalışmayı yürütelim istiyoruz. Adeta Anayasa Bilim Kurulu oluşturmanın gayreti içerisinde olduk. En geniş anlamda bir uzlaşı sağlayalım ve bunun neticesinde meydana gelen hazırlığımızı kalkıp Cumhur İttifakı'na ulaştıralım.”
Erdoğan, “PKK'nın uzantılarıyla mı kalkıp Anayasa metni hazırlayacaksınız? Anayasa dediğimiz zaman milli ve yerli olması şart. Bu millet gayrı resmi bir anayasa istemez. Parlamenter demokrasi artık bizim için mazi oldu. Hiçbir istikrarı olmayan koalisyonlarla iç içe sürekli zararda olan dönemleri yaşadık biz” şeklinde konuştu.
BIDEN İLE YAPILACAK GÖRÜŞME
Diğer yandan ABD Başkanı Joe Biden ile 14 Haziran’da yapılacak görüşmeye ilişkin soruya yanıt veren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle ön hazırlıklarımızı yaptık. Kendisi ile yapacağımız görüşmede, Türkiye-ABD ilişkileri niçin gerilim safhasında soracağız. Sizden önce demokratlarla çalıştık. Ama böyle bir görünüm olmadı. Bush'la çalıştık, Obama ile çalıştık ama bunların hiçbiriyle böyle bir gerilim yaşamadık. Ardından Trump ile çalıştık ve hiçbir gerilim yaşamadık. Aksine telefon görüşmesinde huzurluyduk, rahattık. Şu toplantıda buluşuruz gibi bu konuşmaları yürüttük. Tabi Biden ile bu görüşmeler böyle olmadı. Şimdi NATO zirvesinde görüşeceğiz. Şimdi bu gerilimin sebebi ne. Sözde Ermeni soykırımı. Artık bıktık ya. Senin bütün işin bitti de Ermenilerin avukatlığına mı soyunuyorsun? Bırak bu işi tarihçiler, hukukçular çalışsın. Şu anda ortada herhangi bir şey söz konusu değilken, kalkıyorsunuz bunu gündeme getiriyorsunuz. Yıllar geçti, Minsk 3'lüsü olarak bir Azerbaycan sorununu çözemediler.”
Erdoğan, “Brüksel'de NATO zirvesinde bu konuyu gündeme getirmek işlerine gelmeyebilir ama biz ne söylenmesi gerekirse söyleriz. YPG/PKK konusunda da kalktılar, ABD'de misafir ettiler. Görsel olarak kendilerine hepsini anlattık. FETÖ'yü görsel olarak anlatmamıza rağmen, ‘Yok öyle değil, böyledir’ diyorlar” ifadelerini kullandı.
“TRUMP GÖREVE GELDİĞİNDE, BİNLERCE TIR KUZEY SURİYE SINIRINA GELDİ”
“Bunun bir tanesi FETÖ ile mücadele, bir tanesi YPG ile mücadeledir” diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
YPG'nin PKK ile ilişkilerin belgelerle ispat ettik. Buna rağmen ‘ilişkisi yoktur’ diyorlar. Bizim müttefikimiz ise bizim yanımızda mı yer alacak, teröristlerin yanında mı yer alacak? Maalesef teröristlerin yanında yer alıyorlar. Trump göreve geldiğinde, binlerce TIR Kuzey Suriye sınırına geldi. Bunları terör kamplarına yerleştirdiler. Bütün bu silah, mühimmatları bu teröristler kullanıyor. Bütün bu petrol kuyularını o teröristlere kullanma imkanı verdiler. Sonra, ‘Bu petrol kaliteli petrol değil’ diyerek savunmaya kalkıştılar. Terör örgütü mali noktadaki imkanları buradan elde ediyor.”
“S-400'LERE İHTİYACIMIZ OLDUĞU İÇİN ALDIK”
Erdoğan, “NATO'daki dostlarımızın Türkiye'ye bakışını sorgulamamız lazım” diyerek, “Türkiye'nin içinde olduğu bir NATO güçlüdür. Bunu (NATO Genel Sekreteri Jens) Stoltenberg sürekli söylüyor. Türkiye'nin içinde olmadığı bir NATO güçlü değildir. En son S-400 konusu gündeme geldiğinde Stoltenberg şunu söylemiştir: 'Biz hiçbir ortağımızın hangi tür silah kullandığına karışmayız, o onların tasarrufundadır.' ABD'liler bırakın bize silah satmayı, bizde olanları aldı götürdü. Biz S-400'lere ihtiyacımız olduğu için aldık. Türkiye'nin kendimi koruma hakkı yok mu? İkide bir karşımıza Doğu Akdeniz'i Kıbrıs'ı getiriyorsunuz” şeklinde konuştu.
MISIR İLE NORMALLEŞME SÜRECİ
Geçtiğimiz hafta Kahire ile Ankara arasında gerçekleştirilen görüşmeler hakkında da konuşan Erdoğan, şu hususlara dikkat çekti:
“Bizim için Mısır dünün bir ülkesi değil. Türkiye ve Mısır halklarının tarihten gelen bir birlikteliği var. Devletler arasındaki ilişkilerimiz bu temelde ilerledi ve bu temelde ilerliyor. Görüşmeler genişleyerek devam etti, devam ediyor. Doğu Akdeniz'de Libya'ya kadar geniş alanda ciddi işbirliği imkanları bulunuyor. Bakanlarımıza görüşmelerinizi yapabilirsiniz diyoruz. Arzumuz iş birliğimizi, münasebetlerimizi kazan-kazan temelinde devam ettirmek. Körfez ülkeleri için de bu geçerli. Yunanistan-Mısır ilişkisi ile Türkiye-Mısır ilişkisini aynı terazide değildir. Ben Mısır halkını iyi bilirim, severim. Yeniden bu süreci başlatmakta da kararlıyız.”
"BİZ MAHMUR MESELESİNİ DE EN AZ KANDİL KADAR ÖNEMSİYORUZ"
“Çift Kandil var. Bir Irak, iki İran. Bunları ciddi manada bir korku sardı” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
“Irak'a siz yapacaksanız yapın yoksa biz gelip vuracağız dedik. Kandil bataklığını da bir daha asla terör mikrobunu yaymayacak ve kurutmakta kararlı bir Türkiye gerçeğini görecekler. Türkiye komşularının egemenlik haklarına ve sınırlarına da saygılıdır. Biz Mahmur meselesini de en az Kandil kadar önemsiyoruz. Mahmur, Kandil'in kuluçka yuvasıdır. Kuluçka yuvası adeta şehir merkezinde palazlanıyor. BM temizlemediği takdirde bir BM üyesi olarak biz temizleriz. Kandil'e sadece Diyarbakırlı anaların çocukları gönderilmiyor ki. Buna nereye kadar sabredeceğiz."