Kürt sorunu aslında liderlik sorunudur

Kurd24

Micheal Faraday, kayda değer başarılarının tümü için bir şeref payesi almakla birlikte, 1831 yılında, değişen manyetik bir kuvvetin elektrik ürettiğini keşfetmesi onun en büyük başarısı olmuştur. Bu basit bilgi dünyayı değiştirmiştir, çünkü Volta’nın pillerinden çok daha verimli bir şekilde elektrik üretebilen aletler olan dinamoların yapımını sağlamıştır.

Dinamolar, bir mıknatısı döndürmek suretiyle sürekli değişen bir manyetik kuvvet yaratıyordu. Faraday’ın denklemi, dinamoların dönmeye devam ettiği müddetçe sabit bir elektrik akımı üreteceğini garanti ediyordu.

Dinamonun yapımında, mıknatısın en iyi şekilde nasıl döndürüleceğinin belirlenmesi en önemli konuydu.

Siyasetin manyetik kuvvetleri arasında, siyasi elektriği kesintisiz bir akıma dönüştüren en değerli dinamo şüphesiz liderliktir. Bir bakıma siyasetin kesintisiz ve sürekli devamlılığını sağlayan da siyasi liderliktir. Eğer dinamolar bir mıknatısı döndürmek suretiyle, değişen bir manyetik kuvvet yaratıyorsa aynı rolü siyasi liderler üstlenerek, kuşaklar arası büyük ideolojik ve kültürel farklılıklara rağmen neredeyse herkesi aynı potada tutmayı başarıyor.

Başkan Mesud Barzani’nin kaleme aldığı “Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi” adlı kitabı dikkatle okuyan herhangi bir Kürt, Başkan Barzani’nin Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi’nin en dinamik, en işlevsel ve en doğal lideri olduğunu çok zorlamadan anlar.

Mesud Barzani,16 Ağustos 1946 tarihinde Mahabad şehrinde dünyaya geldi. 1946 yılında İran'da kurulan Kürdistan Demokrat Partisi (Partiya Demokrata Kurdistan) lideri Qazi Muhammed, Sovyetler Birliği'nin desteğiyle aynı senenin Ocak ayında Kürtlerin yoğunlaştığı Mahabad ve etrafındaki şehirlerin bağımsızlığını ilan etmişti.

Deyim yerindeyse Mesud Barzani, dünyaya gözlerini savaş ve siyasetin tam ortasında açtı ve bütün ömrü boyunca deneyimlediği en baskın varlığı, siyaset ve savaş tarafından şekillendi. Hayatının toplam pratiği olarak siyaseti deneyimleyen biri, bu deneyimi siyasetin merkezinde kesintisiz bir süreklilik içinde tecrübe etme imkanı bulmuşsa, doğal olarak en iyi bildiği şeyin siyaset olduğunu söylemek hiç abartı sayılmaz.

Üstelik Ortadoğu gibi istikrarsız bir siyasi iklimde, siyaseti tecrübe etmek ve bundan hatırı sayılır siyasi sonuçlar elde etmek, dünyanın her dili ve kültüründe, bu pratik liderlik olarak tarif edilir. Toni Morrison’un dediği gibi “Bir adamın kim olduğunun ispatı, ondan geriye kalanlardır.”

İçinden geçmekte olduğumuz tarihsel sürecin en acil sorunu birlik meselesidir. Bütün tarihleri boyunca Kürtler, birlik ve buna bağlı olarak liderlik sorununu bir çözüme kavuşturamadıkları için, tarihin sunduğu son derece elverişli konjonktürlerden bile yararlanma becerisi gösteremediler. Barzani’nin yukarıda adını andığım kitabında, kendi kaleminden bir tarihsel süreç analizi var. Yakın dönem tarihini özetleyen Başkan Barzani, bu süreçlerin en önemli dönemeçlerine atıfta bulunurken, satır aralarında, bu tarihsel dönemlerden herkes gibi kimi çözümlerin üretilemeyişini birlik ve liderlik sorununa bağlar.

Kürt coğrafyasının bugünkü konjonktürüne baktığımızda dört ana damardan gelen etkileşimlerin ancak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde, hukuksal bir varlığa dönüştüğünü görüyoruz. Hukuksal varlığa sahip olmak demek, şöyle ya da böyle uluslararası hukukun bir parçası haline gelmek demek. Bu durum siyaset ve çözüm için ciddi imkan anlamına geldiği gibi, esasen birliği ve liderliği de işaret ediyor. Meşru ve yasal siyasi süreçleri yönetmek için ihtiyaç duyulan asgari koşul, siyasi ve diplomatik olarak bu zeminde birikmiştir.

Dünyanın Kürt meselesinin çözümlerine dair tanıdığı ve iştirak edebileceği meşruiyet ve yasallık, zaten Kürt siyasetinin manevra alanlarını oldukça daraltmış durumda. Bir önceki yazımda bağımsız Kürdistan’ın dünya için bir siyasi mesele olmadığını ifade etmiştim. Yani bağımsız Kürdistan hedefi, dünyanın siyasi gündeminde yer almıyor. Dünya bütün Kürtlere parçalı çözümler öneriyor.

Eğer bu tespit doğruysa, o zamanda parçalı çözümleri esas alan bir siyaset konseptine ihtiyaç var ve bu siyasi konsept mutlaka, siyasi bir birlik ile siyaset sahnesinde yerini almalıdır. Parçalı çözümlerin garantörü, müzakerecisi ve lideri olarak Mesud Barzani’in siyasi tecrübesi, Ortadoğu’nun bu konjonktüründe çok ciddi yeni çözümlerin kapısını aralayabilir.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.