Kürt Manifestosu Denemesi: Sistem partilerine sunulacak talepler

Kurd24

Türk devletinde erken zaman, resmi olmazsa da gayriresmi, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerle ilgili kampanyalar başlamış durumda. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere iki ittifak, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı içinde yer alan parti ve sistem partilerle gidilecek. Tüm devlet ve sistem partileri, ittifaklar cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için özel çaba gösteriyor, toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya ve desteğini kazanmaya çalışıyorlar. Ama bütün bu genel durum ve çalışma içinde Kürtlerin oylarını almak için özel bir çaba gösterildiği de açıkça görülmektedir.

Devlet ve sistem partilerinin Kürtlerin oylarını ve toplumsal desteğini kazanmak için özel çaba göstermeler açık ki tesadüf değildir. Kürtlerin milli, toplumsal, sosyolojik kimlik olarak genel Türk kimliğinden ve Türk kimliğine entegre olan diğer milli topluluklardan farklı olduğunu gösteriyor. Gizli bir şekilde resmi olarak inkâr edilen Kürtlerin ve Kürt milletinin gayri resmi olarak kabulü anlamına geliyor. Bu kabul Kürtlerin de farklı sorunlarının, taleplerinin, sosyolojik ve toplumsal gerçeklerinin olduğunu da okumaya yol açıyor.

Devlet ve sistem partileri, Kürtlere özel ve resmi olmazsa da özel bir yaklaşım içindeyseler, biz Kürtlerin de onlara farklı yaklaşmamız, farklı, hayati, temel, tarihi taleplerimizi açık açık onlara anlatmamız, aktarmamız, taleplerimizde kararlı olmamız gerekiyor.

Kürtler taleplerini devlet ve sistem partilerine aktarırken Kürtlerin millet olarak devlet sahibi olma hakkına sahip olduğunu unutmadan ve o merkezden yapmalıdırlar…

Kürtler olarak bilmeliyiz ki Türk devletinin radikal değişimi gerekir. “Devlet Kürtlerin de devleti olmalıdır, ortak yeni bir devlet ki bu da en azından federal bir devlettir” diyorsak, bunu Kürtler olarak tek başımıza gerçekleştirmemiz olanaklı değildir. Türklerin de bu anlayışı benimsemesi, radikal değişim sürecine katılması gerekir.  Bunun için de Türklerde bir zihniyet değişikliğinin olması zorunludur. Yeni ve ortak devlet önünde Kemalist devletin kuruluş felsefesinin bir engel olduğunu Türklerin de kabul etmesi gerekir. Bu nedenle biz Kürtler de açık ve şeffaf bir tarzda Türklere talep ve görüşlerimizi iletmeliyiz. Bunun da onların devlet ve sistem partileri vasıtasıyla olacağı ortadadır.

Biz Kürtler olarak devlet ve sistem partilerine sunacağımız talepler dönemsel olarak görünseler de devletin değişimine kadar geçerli olan ve olacak talepler olduğunu unutmamalıyız. Ayrıca ve çok önemli bir nitelikte, Biz Kürtler dönemsel taleplerimizi devlet ve sistem partilerine sunarken-aktarırken, Kürtlerin millet olarak devlet sahibi hakkına sahip olduğunu unutmamalıyız ve o merkezden taleplerimizi ileri sürmeliyiz.

ÖNCELİKLİ TALEP: ANAYASA’DA KÜRTLERİN VARLIĞININ KABULÜ VE İNKÂR POLİTİKASININ SON BULMASI

Kürt milleti dünyanın ve Ortadoğu’nun en eski milletlerinden biridir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Kürt milleti, Kürdistan’da otonom bir yaşama sahipti. Ne yazık ki Kemalistlerin kendi devletlerini kurmalarıyla birlikte, kuruluştan önce Kürtlerin desteğini kazanmak istediklerinde Kürt varlığını kabul ettikleri; Kürdistan’a daha geniş bir özerklik sağlayacaklarını söylemelerine rağmen, Kürtlerin varlığını inkâr ettiler. Kürtlerin Türk olduklarını ileri sürdüler. Bunun için de tek parti ve tek lider diktatörlüğü faşizminde Kürtlere karşı soykırım ve asimilasyon politikası uyguladılar. Bu resmi ideolojinin önemli bir unsuru, devletin kuruluş felsefesi haline geldi. Tek parti diktatörlüğünden sonra (1946) da bütün devlet ve sistem partileri bu ideolojiyi ve ırkçı kuruluş felsefesini benimsediler. Bugüne kadar da esas olarak bu yapı devam ediyor. Sadece döneme ve partilere göre sıradan revizyonlar olmuş durumda.

Biz Kürtler ilk planda ve ilk talep olarak bu inkârcı ve ırkçı kuruluş felsefesinin değişmesini, Kürtlerin millet olarak varlığının anayasada kabul edilmesini devlet ve sistem partilerinden talep etmeliyiz. Çünkü birçok Türk siyasi parti liderleri, özellikle de Turgut Özal’ın Kürtler hakkındaki görüşleri, Erdoğan’ın Kürtlerle ilgili açılımları Kürtlerin resmi olarak varlığının kabulü anlamına gelmedi. Hiç şüphe yok ki bu yeni bir toplumsal sözleşmeyi (anayasayı) gerekli kılar. Bu anayasaya taraf olmamız açıkça ileri sürülmelidir.

İKİNCİ ÖNCELİKLİ TALEP: KÜRTLERİN DEVLETİN SAHİBİ OLMASI İÇİN DEVLETTE HUKUKİ, İDEOLOJİK, İDARİ, SİYASİ, NİTELİK DEĞİŞİMİNİ BENİMSEMEK

Kürtlerin varlığının reddedilmesi, milli haklarının inkâr edilmesi, gasp edilmesi, Kürdistan’da işgal ve ilhakın devam etmesi, devletin Kürt milletine karşı kurulmuş olmasıdır. Bundan dolayı Kürtler, sürekli devletle karşı karşıya geldiler, bu gün de Kürtlerin bu pozisyonu devam ediyor. Bu nedenle devlet ve sistem partilerinden, devletin değişmesi ve Kürtlerin devletin sahibi olması için devlette hukuki, ideolojik, idari, siyasi, nitelik değişimini istenmelidir. Bunun da bir anayasa sorunu olduğu da devlet ve sistem partilerine netçe aktarılmalıdır.

KÜRT DİLİNİN RESMİ DİL KABUL EDİLMESİ, KÜRTÇE EĞİTİM-ÖĞRETİMDE GENEL HALE GETİRİLMESİ

Kürt dili, Ortadoğu’da ikinci büyük Kürt milletinin dilidir. Dünyanın da sayılı dillerinden biridir. Türk devletinde ikinci büyük bir millet Kürtlerin dilidir. Ne yazık ki Kemalist resmi ideoloji ve devletin kurucu ideolojisi tarafından yasaklanmıştır. Kürt dilini konuştuğundan dolayı yüz binlerce Kürt para ve hapis cezalarına çarptırıldılar. Kürt dili konusunda 100 yıldan fazla bir zamandır bir dil ve kültür soykırımı olmaktadır. Bunun yanında, Kürt çocukları kendi dilleriyle eğitim-öğretim göremedikleri için gerekli seviyede gerekli bir gelişme gösterememektedirler.

Türk milletiyle birlikte yeniden bir ortak ve eşitlikçi, adaletli bir yaşamın kurulması, devletin ortak bir devlet haline gelmesiyle olanaklıdır. Bunun için de Kürt dilinin resmi dil olarak kabul edilmesi; Kürt diliyle bütün aşamalarda eğitim ve öğretimin yapılması, devlet ve sistem partilerinden istenmelidir. Bu da anayasal bir değişikliği zorunlu kılmaktadır. Devlet ve sistem partilerine bu konu açıkça aktarılmalıdır.

KÜRTLERİN SİYASİ TEMSİLİNİN SAĞLANMASI VE KÜRDİSTAN SİYASİ PARTİLERİNİN KURULUŞUNUN HAK OLARAK BENİMSENMESİ

Kürtler kendi adlarına ve kendi partileriyle bugüne dek siyaset yapamadılar, bugün de yapamıyorlar. Dolayısıyla Kürtlerin gerçek anlamda demokratik ve eşitlikçi, millet kimlikli temsili sağlanamadı. Kürtler mevcut devlet ve sistem partilerine entegre ve kuyruk oldular. Bunun nedeni de devletin yapısı, kuruluş felsefesi ve ideolojisidir. Bunun için de devletin değişmesi gerekir. Bir yeni toplumsal sözleşme olan anayasanın yapılması ve kabul edilmesi elzemdir.

Devlet ve sistem partilerine karşı bu talep de stratejik bir talep olarak ileri sürülmelidir. Bulunduğumuz aşamada Kürdistan ismiyle kurulmuş partiler hakkından Anayasa Mahkemesindeki davaların yerinde olmadığının hemen açıklanmasının kendilerinden istenmelidir.

*BÜTÜN BUNLARIN YANINDA hemen gerçekleştirilebilir ve çok hayati talep olan bir talep de; Kürtlüğe, Kürdistan’a dair düşüncelerin; Kürdistan’ın bağımsızlığını istenmesinin, Kürdistan’daki sömürgeci sistemin, işgal ve ilhakın son bulması gibi konularda düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanması için gerekli hukuki değişiklilerin yapılması, siyasi ve entelektüel ortamın yaratılmasının talep edilmesidir. Bu konunun uluslararası ve doğal hukukun güvencesinde altında oldukları da devlet ve sistem partilerine hatırlatılmalıdır.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir