BCF’nin yardımı ve Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın deprem bölgesini ziyaretinin anlamı

Kurd24

6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17 ve saat 13.25’te Maraş merkezli iki deprem; bölge çapında ve özellikle de Kürdistan’ın kuzey ve batı parçalarında, Türk devleti ve Suriye Baas rejiminin egemenlik alanı ve dışındaki bölgelerde büyük ölümcül ve yıkıcı etki yaptı. 50 milyonu Kürtler olmak üzere değişik milletlerden (Türkler, Araplar ve diğer ulusal toplulukları) 100 milyon nüfusu doğrudan, 500 milyon Ortadoğu insanını yakından, dünyayı büyük bir derecede etkileyen, yöresel değil, bölgesel bir deprem oldu.

Türk devletinin sınırları içinde, Türkiye yüzölçümünün ve nüfusunun 6/1’ini kapsayan, 10 şehri yıkan bir deprem. Türkiye’deki bu illerden 7’si Kürdistan illeridir. Bu Kürdistan illeri, Diyarbakır, Urfa, Maraş, Adıyaman, Antep, Kilis, Malatya şehirleridir. Adana, Osmaniye, Hatay illeri de Kürtlerin yoğun ve büyük oranda yaşadıkları üç ildir.

Depremin sonucunda Maraş şehrinin yarısı, Hatay şehrinin yarısı ile Elbistan, Pazarcık, Nurdağı, İslahiye ilçeleri tabiri caizse haritadan silindiler.

Suriye sınırları içinde de Kürt Dağı (Efrin), Kamışlo, Haseke şehirleri depremden doğrudan ve yıkıcı bir şekilde etkilendiler. Şehirleri, kasabaları tümden yıktı. Bundan dolayıdır ki dünyadaki deprem disiplini kapsamındaki bilim adamları ve hatta siyasetçiler bu depremle ilgili olarak “Yüzyılın Felaketi” tanımından bir uzlaşma sağlamış durumdadırlar.

Türkiye Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerinin açıklamalarına göre, bu yaklaşımın ve tanımın sonucu olarak 99 ülke ve devletin deprem için harekete geçmiş olması, yardımlar yapması, kendi arama-kurtarma ekiplerini Türkiye’ye deprem bölgesine göndermesi bu tanımı daha bir anlama kavuşturuyor.

Deprem sadece iki Kürdistan parçasındaki Kürtleri değil, Kürdistan’ın doğu ve güneyindeki Kürtleri,  tüm dünya Kürtlerini derinden yaraladı. Kürdistan’ın bütün parçalarındaki ve dünya Kürtlerinin açıklamalarına bakıldığında ve duygularının analiz edildiğinde, bu derin duygu yarılmasını ve duydukları acıyı görmek hemen anlaşılır bir durumdur.

 Türkiye ve Suriye’deki iki şiddetli deprem sonrası, dünya devletleri de yardım yaptılar. Ama veri olarak en fazla devlet, sayıları Türk yetkililer tarafından 99 olarak belirlenen devlet çok yönlü yardım yaptılar. Hiç şüphe yok ki bu Türkiye’de yaşayan Kürtler, Türkler, diğer tüm diğer ulusal topluluklar, tek tek her insan için büyük moral oldu. Bu felaket karşısında Kürtlerde yardım ve destek için harekete geçtiler. Kürdistan’ın her parçasındaki ve dünyadaki Kürtler de yardım elini uzattılar, acılar çektiler. Kürtler adına Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin ve Barzani Yardım Vakfı’nın desteği, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin Türkiye’deki deprem bölgelerini ziyareti, Kürtler için daha anlamlı oldu. Heyecan yarattı, önemli olumlu tartışmalara yol açtı.

Tabi ki kötü niyetliler, içerdeki Kürt ve Kürdistan Bölgesi düşmanları da boş durmadılar karanlık yüzlerini bir kere daha açığa çıkardılar. Barzani Yardım Vakfı’nın ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin depremde zarar gören ve ölen kardeşlerimize, ailelerimize yaptıkları destekleri; Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin gelerek deprem gören şehirleri ziyaret etmesini, Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmesini, olumsuz yorumladılar.  Moral bozucu görüş(ler) belirtmekten geri durmadılar.

Üstelik bu olumsuz ve karanlık Kürt ve Kürdistan Bölgesi karşıtı çevre ve kişiler görüşlerini belirtirken, Türkiye ve Suriye yetkilileri bu yardımlarından dolayı Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ne ve Barzani Yardım Vakfı’nın yardımlarına teşekkürlerini iletiyorlar, Kürdistan Bölgesi Başkan’ın bu zor günlerde Türkiye’ye gelmesine ve deprem bölgelerini ziyaret etmesine büyük değerler biçiyorlardı. Ama sevindirici olan konu, bu kötü niyetliler, Kürt ve Kürdistan Bölgesi karşıtı çevreler ve kişiler; Kürtlerin çok küçük bir azınlığını teşkil ediyorlar.

KÜRTLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU NE YAPTI VE NE YAPIYORLAR?

*Kürtlerin çoğunluğu, Barzani Yardım Vakfı’nın ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin desteğine karşı çıkan, bunu vesile yaparak Kürdistan Bölgesi’ni ve Bölge Başkanı’nın ziyaretini karalamak isteyenlere büyük tepki gösterdiler, göstermeye devam ediyorlar. Bu küçük azınlığını devlet olmanın ne kadar önemli olduğunun bilincinde olmadıklarını ya da oldukları halde Kürdistan Bölgesi’ne düşman olduklarını daha iyi anlamaya başladılar.

*Kürtleri büyük çoğunluğu, Kürdistan Bölgesi’nin bütün Kürtlerin evi olduğunu düşünüyorlardı, bunu ifade ediyorlardı. Kürdistan Bölgesi’nin bu depreme karşı davranışlarıyla bu görüşün daha somut hale geldiğini düşüyorlar. Bununla gurur, onur, güven duyuyorlar.

*Kürdistan Bölgesi’nin ve kurucu iradesinin, Kürdistan’ın genelinin milli, sosyal, ekonomik, güvenlik çıkarlarını savunma ve koruma vizyonuna sahip olduğunu gördüler ve görüyorlar.

*Kürdistan Bölgesi’nin ve yöneticilerinin, Bölge Başkanı’nın bu davranışıyla; Kürt milletinin ve Kürdistan’ın parçalı olmasına rağmen duygu ve çıkar birliğine sahip olduğunu gösterdiğini düşünüyorlar.

*Kürdistan’ın ve Kürt milletinin parçalı halinin geçici olduğunun da vizyon olarak ortaya konulduğunun verisi olduğunun delili olarak yorumluyorlar. Bunun da umuda yol açtığını, daha çok milli çıkarlar için çalışılması gerektiğini gösterdiğini bilinciyle durumu karşılıyorlar.

*Bu gelişmenin kendisi, Kürtlerde bir milli dalganın gelişmesi ve yayılmasına kaynaklık ettiği görülüyor. Bu bilincin daha üst düzeye nasıl çıkarılacağı düşünülüyor.

*Bir milletin devlet anlamında sahiplenmesinin ne kadar önemli ve elzem olduğu daha fazla anlaşılır oldu.

*Kürdistan Bölgesi ve Kürdistan’ın güney parçasının tüm Kürtlerin öncü ve gece feneri olduğu bir kez daha açığa çıktı ve görülmeye başlandı.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir