Suyun Dudaklarında-Alberto Ruy Sanchez
“Mutlu bir kadın büsbütün sudur. Sen de gözlerini kapatır, suyun içine dalarsın. Ancak suyun içinde nefes almayı da öğrenmen gerekir."
Bugün sizleri Meksika edebiyatının önemli isimlerinden Alberto ile tanıştıracağım. Yazarın Türkçeye çevrilmiş başka eserleri de mevcut ancak, rutin olarak oluşturduğum okuma listeme bu yazarı bilerek ekledim çünkü kitaba dair yorumlar beni oldukça etkilemişti. Okuduktan sonra yorumlara hak vermedim değil. Alberto, Suyun Dudaklarında adlı eserinde kökleri Mogador’a dayanan bir yolculuğa davet ediyor bizleri. Elimizden tutuyor ve bir Aziz’in el yazmalarının peşine düşürüyor okurları. Bu yolculuk, her ne kadar Aziz’in el yazmalarını aramak için, onları keşfetmek için başlamış olsa da, zaman ilerledikçe Meksikalı yazarımızın aslında kendini aradığı bir yolculuğa dönüşüyor. Eserin dili oldukça şiirsel ve bizleri gerçek ile rüya arasında götürüp getiriyor. Anlatıcımız, kendisinin "uyurgezerler" denilen bir gruba ait olduğunu öğreniyor bu arayışta.
Kendini ararken bizlerin de nerede olduğumuzu sorgulatıyor kitap. Aslında her insanın başkasında yaşadığını, bir başkasında var olduğumuzu, bir birimizin cenneti ve cehennemi olduğumuzu hatırlatıyor bizlere. Bu kitap, Orta Doğu insanı ile Orta Amerika insanının arasında bir köprü görevi görüyor.
Kitapta vurgulanan ve hatta tekrara düşen aşk vurgusu gözlerden kaçmıyor. Aşk, onu hayattan çıkardığımızda yeri doldurulamayacak bir boşluk oluşturuyor hiç şüphesiz. Peki sadece onu anlatmak? işte bu bazen okuyucuyu sıkabiliyor. Kitapta eleştirdiğim nokta anlatımın yer yer tekrara düşmesi. Suyun Dudaklarında’da karakterler karda yürüyüp izini belli etmeyecek kadar belirsiz. Belirsiz derken, öyle bir tanımlamış ki karakterleri resmen elimizden kayıp gidiyor ve tutamıyoruz.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.