Ankara’nın Suriye politikası değişir mi?

Suriye’de Rakka ve Menbic bölgesinde IŞİD’e karşı yürütülen operasyonlar sonrasında bu bölgelerin PYD’nin kontrolüne bu bırakılması ihtimali Türkiye’yi Suriye politikası konusunda farklı arayışlara yönlendiriyor. Hükümete yakın kesimlerde bile Suriye politikasında değişikliğe gidilmesi yönünde açıklamalar dillendirilmekle beraber, böyle bir politika değişikliğinin gerçekleştirilmesinin de zor olacağı vurgulanıyor.

Suriye’de Rakka ve Menbic bölgesinde IŞİD’e karşı yürütülen operasyonlar sonrasında bu bölgelerin PYD’nin kontrolüne bu bırakılması ihtimali Türkiye’yi Suriye politikası konusunda farklı arayışlara yönlendiriyor. Hükümete yakın kesimlerde bile Suriye politikasında değişikliğe gidilmesi yönünde açıklamalar dillendirilmekle beraber, böyle bir politika değişikliğinin gerçekleştirilmesinin de zor olacağı vurgulanıyor.

YPG’nin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin ABD’nin desteğiyle Rakka ve Menbic bölgesinde IŞİD’e karşı yürüttükleri operasyon devam ederken Türkiye’de bundan sonra bölgede neler olabileceği tartışılıyor.

ABD’nin bu bölgeleri PYD’nin kontrolüne bırakma ihtimali Ankara’da kaygıları arttırmış durumda. Çünkü Türkiye, bu bölgenin ileride kendisine yönelik PKK saldırılarının ana üssü haline gelmesinden endişe duyuyor. Bu nedenle Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması öncelikli hale gelmiş durumda. Ankara’da Suriye’deki iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana kanlı bıçaklı hale gelinen Esad yönetimiyle ilişkiye geçilmesi senaryoları dillendiriliyor. Hatta geçtiğimiz nisan ayında Ankara ve Esad yönetimi arasında bazı gizli görüşmelerin gerçekleştirildiği basına sızdı.

Kapalı kapılar ardında bu görüşmeler yapılmasına karşın yakın bir dönemde Ankara ile Şam arasında buzların erimesine pek ihtimal verilmiyor.

 

“Suriye’nin toprak bütünlüğü öncelikli hale geldi”

K24’e değerlendirmelerde bulunan gazeteci-yazar Ceren Kenar, bölgedeki gelişmelerin Türkiye’yi pozisyon değişikliğine zorlayabileceğini ancak köklü bir değişiklik beklemediğini söyledi:

“Suriye politikası konusunda Türkiye sadece Rusya ve İran ile değil son dönemlerde ABD ile de görüş ayrılığı yaşıyor. Buna rağmen Türkiye bu pozisyonunu hep devam ettirdi. Bu pozisyonun kolay değişeceğini sanmıyorum. Çünkü Türkiye 5 yıldan bu yana Suriye konusunda çok net bir tavır aldı. Ama Türkiye’nin Suriye’deki bazı cephelerde pozisyon değişikliğine girmesi mümkün müdür. Buna belki evet cevabı verilebilir.”

 

“Türkiye, Kürdistan’ın bağımsızlığına sıcak”

Şuan Ankara açısından Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasının önemine dikkat çeken Kenar, bu durumun Esad yönetiminin gitmesinden daha öncelikli hale geldiğini vurguladı:

“Amaç orada PYD’nin bir otonom bölge kurmasının engellenmesi. Türkiye’nin bununla ilgili rahatsızlığı orada bir Kürt devletinin kurulması değil. Çünkü Türkiye eski Türkiye değil. Mesela bugünkü Türkiye Irak’ta bir Kürdistan devletine karşı olmadığı gibi. Fiilen bağımsız hale gelen Kürdistan’ın en yakın müttefiki. Ve Ankara’dan gelen sinyaller bu fiili durumun resmi bir bağımsızlık ilanına dönüşmesi durumunda da bunu ilk tanıyacak ülkelerden birisi.”

Kenar, Türkiye’nin rahatsızlığının PYD’nin hakimiyet oluşturduğu alanlarda baskıcı uygulamalara gitmesinden kaynaklandığını dile getirdi:

“Türkiye’nin PYD ile ilgili rahatsızlığı Kürt olmasından değil, PYD’nin orada kendisi dışındaki tüm güçleri baskılayarak bölgeden çıkarması. PYD bunu sadece Araplara Türkmenlere yönelik yapmadı. Orada kendisiyle aynı çizgide olmayan çok sayıda Kürt unsuruna da baskılayarak bölgeden çıkardı.”

 

Taştekin: YPG’nin savaşmasının siyasi sonuçları olur

Suriye’deki sürece farklı bakmakla birlikte akademisyen yazar Fehim Taştekin de, Ceren Kenar gibi yakın gelecekte Ankara ile Şam arasında yumuşama olma ihtimalini zor görüyor:

“Ankara ile Şam arasında bazı gizli görüşmeler yapıldığı yönünde basına bilgiler sızmakla beraber ben yakın gelecekte bunu mümkün görmüyorum. Ankara istese de Şam istemez. Çünkü Esad, Erdoğan’ı baş düşman görüyor.”

ABD’nin bölgede IŞİD’e karşı en etkili güç olarak YPG’yi gördüğüne dikkat çeken Taştekin, bunun siyasi sonuçları olacağını da vurguladı:

“ABD, Kürtler olmadan IŞİD’e karşı başarı sağlayamayacağını gördü. Bu nedenle Ankara’nın tüm direnişlerine rağmen onlarla birlikte hareket ediyor. Şüphesiz bunun orası için siyasi sonuçları da olacak. Bölgenin siyasi kontrolü de onlara verilecek.”

 

K24/İSTANBUL