Çatışmalar toplumsal uzlaşı hislerini çökertti

Türkiye’nin Kürt kentlerinde yaşanan son savaş ve çatışmalar, beraberinde büyük bir tehlikeler de oluşturdu.

Türkiye’nin Kürt kentlerinde yaşanan son savaş ve çatışmalar, beraberinde büyük bir tehlikeler de oluşturdu. Türk Devlet yetkilileri, savaşın sonuçlarını teröre karşı kazanılmış zaferler olarak yorumluyor. Kürt siyasetçi ve analistler ise çatışmalar ve krizlerin, toplumlar arası uzlaşma hislerini çökerttiğini kaydederek hiçbir tarafın bu savaşta kazanan olmadığını aksine toplumun ağır bedeller ödediğini belirtiyor.

“Kudretimizi gösterdik şimdi de şefkatimizi göstereceğiz.” “Ya baş eğecekler ya da baş verecekler.” şeklideki ifadeler ve güvenlik güçlerine yapılan tebrikler, Türk Devleti’nin bir yıldır sürdürdüğü savaş ve çatışmalar etrafındaki bakış açısını özetliyor gibi. Söz konusu ifadeler, özellikle Kürt siyasetçiler tarafından tepkiyle karşılanırken Türk Devlet yetkililerinin, Kürtleri hala düşman olarak gördüğü ve çözüm yolarını askeri uygulamalarla aradığı eleştirilerinin de hedefi oldu.

 K24’e konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Yardımcısı Abdullah Eflatun, parti ve örgüt düzeyinde kendilerinin de bazı yanlışlarının olabileceğini vurgulayarak bu yönde eleştirileri dikkate aldıklarını ifade etti. Eflatun, hükümet yetkililerinin kendi isteklerini vatandaşlara ve topluma sunarak hayata geçirmek istediğini öne sürdü.

 Abdullah Eflatun sözlerinin devamında, “Evleri yıkacaksın, şehirleri yıkacaksın, tarihi yerleri yerle bir edeceksin. Sonra da ‘kudret eli’ diyeceksin. O el kudret eli değil. Bodrumlarda İnsanları yakacaksın ve sonra ‘kudret eli’ diyeceksin.”

Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel ise “Türkiye’nin gücü fazla olabilir, NATO üyesi olarak büyük bir askeri güce sahip olabilir ancak devlet de Kürdistan’daki yıkımlarla birlikte büyük bir hasar ve zayiat yaşadı.” dedi.

Türkiye’nin, Kürt sorununun çözümü konusunda oldukça uzak bir noktada olduğunu savunan Bayram Bozyel, şöyle devam etti: “ Türkiye, bugün yeni bir barış süreci başlatmak isterse öyle kolay bir şekilde yapamaz. Dolayısıyla bon bir yıldaki savaşın; barış, demokrasi ve uzlaşı zeminini çok fazla tahrip ettiğini söyleyebiliriz. Türkiye o aşamadan uzaklaştı ve sorun daha da karmaşık hal aldı.”

K24’e konuşan Dicle Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Muhammet Kaya ise söz konusu açıklamalarla Türkiye’nin, Kürtleri, asli vatandaşı olarak görmediğini ve vatandaşlarına karşı savaşmayı bir hak olarak gördüğünü kanıtladığını ileri sürdü.

 Muhammet Kaya sözlerinin devamında,“Hukuk devletlerinde, kudret eli ile şefkat eli gibi kavramlar kullanılamaz. Hukukla yönetilen ülkelerde, Anayasa’ya göre suçu olan varsa cezalandırılır. Yok, eğer vatandaşlarınızı düşman gibi görüyorsanız zaten bu kavramlar düşmanlar için kullanılır. Dönüp tarihe baktığımızda bu kavramların; Şeyh Sait, Dersim ve Ağrı ayaklanmalarında da devlet yetkilileri tarafından kullanıldığını görürüz. Bu bakış açısının hala devam ettiğini söyleyebiliriz. İfadesini kullandı.

PKK’yi de eleştiren yorumcular, PKK’nin, geçen bir yıl içindeki yanlış politikaları nedeniyle binlerce insanın ölümüne, onlarca şehrin ve ilçenin yıkılmasına ve milyonlarca Kürt’ün zarara uğramasına sebebiyet verdiğini savundu.