“Türkiye’nin, sorunlarını çözmesini istemiyorlar”

AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, Türkiye’nin küresel ve bölgesel sorunlara müdahil olmasından ve kendi sorunlarını çözme çabalarından rahatsızlık duyduğunu belirterek, darbe girişiminin, CIA’nin FETÖ eliyle Türkiye’yi cezalandırmaya yönelik bir hamle olduğunu söyledi.

AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, Türkiye’nin küresel ve bölgesel sorunlara müdahil olmasından ve kendi sorunlarını çözme çabalarından rahatsızlık duyduğunu belirterek, darbe girişiminin, CIA’nin FETÖ eliyle Türkiye’yi cezalandırmaya yönelik bir hamle olduğunu söyledi.

AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, darbe girişiminden, Kürt sorununa, FETÖ’den PKK’ye birçok konuda K24’ün sorularını yanıtladı:

15 Temmuz darbe girişimini nasıl okuyorsunuz?

Burada çok net ifade etmek gerekir ki bu yaşanan darbe uluslararası bir darbedir. Yerli işbirlikçilere dayanmış bir darbeyi, bu millet direniş ortaya koyarak üstesinden geldi. Ortadoğu’da bir ilktir bu. Uluslararası emperyalizmin birçok darbede parmağı vardır. Bundan bir önceki Ergenekon darbesinde de Rusya kanadına yaslanmaya çalışılmıştı. Amerikan kanadı, FETÖ örgütü…

Hesap nedir?

Bizi işin içine katmadan sorunlarınızı çözmeye yeltenemezsiniz” diyorlar “Çözdürmeyiz” diyorlar. Gezi olayları da, Roboski de, Fransa’da üç PKK’li kadın militanın öldürülmesi de bunun mesajıydı. O üç kadın Alman ve Fransız derin Gladyolarının da olduğu bir operasyonla onlar öldürüldüler. Bu eylem, Batısız siz bu barışı sağlayamazsınız. Ancak biz bu işin içinde olursak siz bunu sağlaya bilirsiniz mesajıydı.
Bütün bu olaylarda şunu gördük; uluslararası emperyalizm bütün o demokrasi maskesine rağmen Ortadoğu’nun kendileri olmadan dizayn edilmesine ciddi bir tepki ve reaksiyon içerisindeler.

Fethullah Gülen CIA’nin bir projesi mi?

Bir demokratikleşme süreci içerisinde Türkiye’de Kürt sorununun silahsız çözüm alanına çoktan girdiği halde, Batı bunu bensiz yapamazsın mahiyetinde ciddi olaylara sebebiyet vermiştir. Bunların uzantılarını işte sizde biliyorsunuz. FETÖ’cü örgüt ve CIA tarafından besletilerek büyütülmüş ve Ortadoğu’da Yeşil Kuşak İslam Projesi’nin 1980’li yıllarda temelleri atılan Ground Fen Rand Corporation üzerinden CIA’in hazırladığı raporlarda da ifade ediliyor. Ben bunları gençlik yıllarımdan biliyorum. O zaman da biz biliyorduk. Ilımlı İslam adı altında Amerikacı Yeşil Kuşak İslamla ilgili bir proje ürettiler. Bunun o zamanki figürü yine Fethullah Gülen’di.

Bu Erdoğan ile Batı’nın bir kavgası mı?

Tayyip Erdoğan’ın bir duruşu var… Örneğin BM olsun ama dünya beşten büyüktür. Dolayısıyla bu dünyanın beş ülkenin kararlarıyla yönetilmesi, BM kararlarının ortaya çıkması adalet noktasında bölgesel rahatsızlıklar çıkarıyor. İşte bunlardır DAEŞ gibi vahşi çetelerin ortaya çıkması, toplumdaki gençlerin kandırılmasında Batının adaletsizlikleri etkili olmaktadır...

Kobani meselesi…

Tayyip Erdoğan’a atfedilen “Kobani düştü düşecek” cümlesin aslında Erdoğan’a değil Amerikan yetkililere dayanarak ortaya çıkmış bir cümledir. Ve onlara Kobane’nin düşmesiyle ilgili sorular sorulduğunda, “Bizim için stratejik bir değeri yoktur” demişlerdi.  Fakat Erdoğan Amerika’ya gidip Suriye’ye asker sokmayacağını, onların dilediği gibi hareket etmeyeceğini dile getirdiğinde Kobani birden çok stratejik değeri olan bir bölge haline dönüştürüldü. O dönemde Erdoğan, Kobani düşmesin diye her gün onlara bir tır dolusu gıda ve insani yardım gönderdiği halde, orda çatışan PYD militanları burada tedavi edildiği halde sanki oranın faili Erdoğan’mış gibi bir havaya sokuldu.

Bir oyun mu oynanıyor?

Roboski gibi, Gezi gibi, Öcalan’ın zehirlendiği ile ilgili haberler ile ulusalcıları sokağa döktüğü gibi eylemler oldu. Biz o zaman da söyledik, “Bakın bu iddialarınız gereksiz ve geçersizdir. Ve bir çok insan bu yüzden sokağa dökülüyor, kendini yakıyor, intihar eylemleri oluyor. Bu iddiaların bir karşılığı yok. Ortaya çıktığında ne yapacaksınız dediğimizde bunu onlara söylediğimizde; “Gerekirse istifa ederiz. Böyle oyun mu olurmuş” diyorlardı. Birçoğu HADEP’te vekillik yapmış. Sonra oyun olduğu ortaya çıktı.

Öcalan’ın hayatından endişe iddiaları var…

Şimdide Kürtleri bu darbe sürecinde sokağa çıkarmaya çalışıyorlar. Ve bu durumu yine Öcalan üzerinden yapmaya çalışıyorlar.

Ne yapılmak isteniyor?

Uluslararası emperyalizm çok çeşitli maskeler altından özellikle öncülüğünü FETÖ’ye yaptırdığı bu CIA örgütlenmesiyle hepimizin iradesini teslim almak istiyor. Türkiye’nin düşmesi demek Mısır’ın düştüğü yerden kalkamaması demektir. Suriye’nin bir daha toparlanamaması demektir. İran’ın hiçbir anlam ifade edememesi demektir. Filistin sorununun çözülememesi demektir. Bugün Türkiye bir şey ifade ediyor. Evet Türkiye halkları anti batıcı anti Avrupacı olmasın ama adil bir masa da kurulsun siyasetini önceleyen bir dili ile uluslar arası arenada var olmaya çalışıyor. Bu darbe de ona yönelik bir girişimdir. Herkes savaşsın ve birbirini mahvetsin Sonra biz büyük ağabeyler olarak bize mecbur kalsınlar noktasına gelinmesini istediler.

Roboski’de sorumluluk konumundaki birçok isim bu darbe girişiminde tutuklandı, ne diyorsunuz bu duruma?

Roboski Ak Partiye karşı yapılmış bir darbedir. Bunu o zaman da bana sorduklarında söyledim. Biz bunu o gün hissettik. Gördük ve söyledik. Roboski’de iki merkez vardı. Bir alanın kırılmasını sağlamak. Ve ikincisi o dönemde generaller arka arkaya istifa etmişlerdi. Ellerinde bir Necdet Özel kalmıştı. Bugün de ortaya çıkıyor ki Özel’in de özel kaleminden onu takip ettikleri ortaya çıkıyor. Bir de Hakan Fidan’ı devirmekle ilgili, MİT’i karıştırmak, Ak Partiyi ile Kürtler arasında ciddi bir mesafe koymakla ilgili bir plandır. O günün şartlarında hükümet bile bunların farkında değildi. Çok sinsi bir örgüttür bu. Bugün Cumhurbaşkanının yaverine kadar ulaşmış bir durum…

Bu kadar aleni ve açık bir darbe girişimine karşı derin gladyo, müttefiki olduğunu iddia ettiği bir ülkenin Cumhurbaşkanına saldırı düzenleyen bir örgütü besliyor ve kolluyor.  Çeşitli sivil toplum kuruluşları gibi görünen, onlara destek veren bilgi kuruluşları bizzat bu suikast için nokta yayınlar yapıyor. Uçağın rotasını direk darbecilerin ulaşacağı kanallara ulaştırıyor.   

Darbe girişiminin önlenmesiyle yeni fırsatlar doğduğuna dair birçok kesimden değerlendirmeler var…

Burada örgütler dahil değilse bile halklar dahil olmuş ve ülkenin geleceğine, Ortadoğu’nun geleceğine sahip çıkmıştır. Her kesimden insan; Alevisi, Kürdü, Türkü tankların önüne atlayarak canını siper etmiştir.

Dolayısıyla bu tehlike bertaraf edilirken bu alanda toplumsal yaşamda, demokratik dinamikleri ekonomik dinamikleri ve kültürel dinamikleri halkın hizmetine sunacak bir yapıya gitmek gerekiyor. Bu yeniden yapılanma süreci beklide tarihi bir fırsata dönüştürülebilir. Bu fırsat içerisinde toplumsal barışı hayata geçirmekle ilgili bir avantaj barındırıyor.

Çözüm umudu görüyor musunuz?

 Burada şöyle bir sorun var. Özellikle Kürt meselesinde siyasal barışın, sivil barışın önünü tıkamış bir PKK hareketi var. PKK hareketinin teröre dayalı bu çatışma siyasetini Türkiye toplumunun dirayet ve inancını da kırıyor.  Bizim çözüm sürecinde elde ettiğimiz en büyük şey Türklerin Kürtler adına empati kurma yeteneği kazanmasıdır. Fakat PKK’nin pervasız terör eylemleri bu oluşan tepkiyi baltaladı. Öz yönetim adı altında mahallelerde ve sokaklarda bir işgal teşebbüsü gibi oldu. Ve bunu sanki demokratik bir hamleymiş gibi insanlara yutturmaya çalıştılar. Batıda oluşan o bütün empatiyi de zehirlediler.

Devletin hataları yok mu?

Devlet kamu güvenliği noktasında taviz vermemekte haklı. Ama bu kamu güvenliği kesinlikle insan haklarına, Kürtlerin kendi haklarına farklı yansımaması gerektiği kanaatindeyim. Bu durum bu şekilde işletilmezse devam edildiğinde başka bir yanlışı besliyor. PKK hiçbir zaman kendi doğrularıyla büyümedi. Hep bu devletin hatalarıyla büyümüştür. Devlet hata yaparsa halk da PKK ve HDP üzerinden hükümetleri terbiye etme eğilimine giriyorlar. Buna da hükümet demokrasi adına, Kürtlerin haklarını korumak adına, eşitlik duygusunu korumak adına çok dikkatli olması gereken bir mesele olduğunu görmek gerekir.  

Darbe endişesi sürüyor mu?

Bu darbe girişimi hamlesi bitmiş değil. Hala kışlaların kapıları tutuluyor. Halk sokakları bırakmış değil. Devlet kademeleri bu denli kuşatılmış ve manipüle edilmiş. Bir sürü farklı noktadan darbe kırıntıları devam ediyor. Uluslar arası alandan da Türkiye’yi zayıflatmaya yönelik girişimler var. Wikiliks belgelerinden uluslararası ekonomik kuruluşlarına kadar birçok hamle yapılmaya devam ediliyor.  Derin gladyo amaçlarından vazgeçmemiştir henüz.