K24 ÖZEL - Tarikatlar kime oy verecek?

http://www.kurdistan24.net/tr/default

Cesim ilhan

Türkiye'nin son 60 yıllık çokpartili döneminde yapılan seçimlerde tarikatlar, cemaatler ve dini gruplar önemli bir role sahip.  

Sözkonusu kesimlerin 24 Haziran cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde de önemli rol oynayacağı ifade ediliyor.

Bilindiği gibi, Türkiye’de Nakşibendiler, Nurcular, Kadirilerden, Cerrahiler, Aleviler, Caferiler gibi çok sayıda dini yapılanma var.

Seçimlerde hangi dini grubun hangi partiyi ve cumhurbaşkanı adayını destekleyeceği merak konusu iken, bazıları kararını kamuoyuyla paylaştı.

Bazı siyaset bilimciler, bilinen cemaat ve tarikatların dışında, medyatik olmayan dini grupların da seçimlerde söz sahibi olacağını belirtiyor. Bu kesimlerin daha çok “hak, hukuk ve adaleti gözönüne alarak sandığa gidecekleri” belirtilirken, “Cumhur İttifakı” ve “Millet İttifakı”nı destekleyecekleri görüşü de hakim.

GAZETEDEN DUYURDULAR

Yeni Asyacılar: Mehmet Kutlular’ın grubun liderliğini sürdürdüğü Yeni Asya Cemaati, kendi gazeteleri olan Yeni Asya’da bir hafta önce 2 sayfalık bir broşür yayımlayarak, Millet İttifakı’nı destekleyeceklerini ilan etti. Yeni Asya Cemaati, istikrarlı bir şekilde DP, AP ve DYP’ye destek veriyordu.16 Nisan referandumda da “hayır” cephesinde yer almıştı.  

Menzilciler: Merkezleri Adıyaman’da bulunan Menzil Tarikatı, 24 Haziran seçimlerinde Cumhur İttifakı’na desteğini ilk duyuran grup oldu.

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı: Menzil grubundan sonra Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı da Erdoğan’ın adaylığına desteğini açıklamıştı.  

Erenköy Cemaati: AK Parti ve Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklamıştı.

İsmailağa Tarikatı: Türkiye’nin en büyük Nakşi tarikatlarından olan İsmailağa daha önceki seçimlerde AK Parti, Saadet ve Has Parti arasında bölünmüştü. Bu bölünme daha sonra AK Parti ve Saadet arasında devam etti. 16 Nisan Referandumunu destekleyen Tarikat, 24 Haziran seçimleri için Erdoğan ve AK Parti yönünde karar verdi.

İskenderpaşa Tarikatı: Daha önce MHP’yi desteklemiş 2014 yılında AK Parti’ye destek açıklamaları yapmışlardı. Cumhur İttifakı’nı ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını destekleyeceği ifade ediliyor.

Fethullah Gülen Hareketi: 2013’ten beri AK Parti’yi desteklemiyor. Her ne kadar Türkiye’deki faaliyetleri bitse de “Gizli Gülenciler” diye adlandırılan kesimin 24 Haziran’daki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde açık biçimde Erdoğan’ı desteklemeyecekleri ifade ediliyor.

Akabe Vakfı: Mustafa İslamoğlu liderlindeki cemaat geçmiş dönemde siyasi partilere olumlu yaklaşmayıp sandığa gitmiyordu. Son zamanlarda Erdoğan’a yakın olduğu ifade edilse de 24 Haziran’da kimi destekleyecek konusundan henüz bir açıklama yapılmadı.

Cerrahiler:  Bu grubun yaptığı sohbetlerden, Erdoğan’a yakın durdukları anlaşılıyor. 

Adnan Hocacılar:  Bir dönem Necmettin Erbakan ile yakın ilişkide olan Adnan (Oktar) Hoca, son dönemde “Tayyip Hocam” dediği Erdoğan ve AK Parti’ye sıcak mesajlar gönderiyor. Ayrıca  24 Haziran seçimlerinde Erdoğan'ı destekleyeceklerini ekranda ifade etmişti.

Caferiler: Genel merkezleri İstanbul Halkalı’da bulunan Caferiler, Şii mezhebine mensup. İstanbul’dan sonra Kars, Iğdır, Bursa, Ankara, Manisa, İzmir gibi büyük şehirlerde kayda değer varlıkları mevcut. Türkiye’nin Suriye politikasından dolayı Erdoğan ve AK Parti’ye oy vermiyorlar. 2012’den beri şimdiye kadar CHP’yi desteklemişler.  2014 cumhurbaşkanı seçimlerinde çatı adayı olan Ekmelleddin İhsanoğlu’yu desteklemişlerdi.

Haydar Baş grubu: Kadiri Tarikatı'nın İcmal Kolu'nun lideri Haydar Baş, çalışmalarını Bağımsız Türkiye Partisi adıyla sürdürüyor. Görüşleri Doğu Perinçek’le örtüşen, ulusalcı bir grup. 24 Haziran’da seçimlere parti olarak katılmıyor ama “Millet İttfakı”nı destekleyeceği ifade ediliyor. Haydar Baş Grubu 2014’te çatı adayı Ekmelleddin İhsanoğlu’ya destek vermişti.

Furkan Vakfı: Furkan Vakfı Genel Başkanı Alparslan Kuytul cezaevinde. Vakıf geçen sene partili cumhurbaşkanlığını da içeren anayasa değişikliğini eleştirerek, “Bu kadar yetki bir insana verilir mi?” demişti.

Süleymancılar: 24 Haziran seçimleri için henüz bir açıklama yapmayan Süleymancılar’ın bir kesiminin MHP ve AK Parti’ye yakın olduğu ifade ediliyor.

Mustazaflar: Her ne kadar Mustazaflar dernekleri kapatılmış olsa da faaliyetleri sürüyor. 24 Haziran seçimlerinde HÜDA PAR’ın bağımsız adaylarını destekleyecekleri belirtiliyor.

KÜRT TARİKATLARININ KARARI

Kürtler arasında etkin olan cemaat ve tarikatların oyları bugüne kadar Saadet Partisi, AK Parti ve HDP dışındaki partilere gitmedi.

24 Haziran seçimleri için yönleri daha çok Saadet Partisi’ne döndü.

7 Haziran seçimlerinden sonra Kürt kentlerinde yaşananlar, Kerkük’ün işgal edilmesinde Türkiye’nin Irak’ın yanında yer alması ve son olarak Afrin operasyonu nedenleriyle AK Parti’den uzaklaştıkları ifade ediliyor.

HDP’ye de, 7 Haziran seçimlerinden sonra başlayan hendek çatışmalarının durdurulmaması ve Türk solundan kişileri Kürt şehirlerinde aday gösterilmesinden dolayı mesafeli duruyorlar.

Ama Kürt cemaat ve tarikatlarının içindeki gençlerin yüzde 60’ının HDP’yi destekleyeceği belirtiliyor. 

İKİ UZMANDAN DİN VE İKTİDAR

K24’e konuşan araştırmacı yazar Muhammed Salar, oy verme eğilimleri konusunda şunları söyledi:

“İnsan iradesi özgür olmalıdır. Çünkü Allah insanı özgür yaratmıştır. İşte bu irade baskı ve ipotek altına alınmamalı. Din devlet ve iktidarın otoritesi altına alınmamalı. Din, iktidarın yanlışlarını görüp eleştirmelidir. Din bunu emrediyor. Çünkü dinin anlamında adalet vardır, kardeşlik vardır, eşitlik var.”

Sosyolog Ersin Tek ise dini grupların siyasi partilerle ilişkileri için “Siyaset tabiatı itibariyle otoriteyi -iktidarı- gerektirdiğinden, iktidarla birlikte mütalaa edilmesi gerekir” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu anlamda bahse konu olan bu cemaat, tarikat, vb. yapılar kendileri olmaktan çıkıp, bizatihi kendi varoluş zeminlerinden uzaklaşarak, müflis holdinglere ve itibarsız siyasi organizasyonlara dönüşmüş bulunmaktadır.”

Tek, bahsettiği yapıların otorite ile kontak kurmak zorunda kaldığını ifade ederek, “Dolayısıyla, bu yolda tarafların birbirinin sırtını sıvazlaması, destek açıklamaları yapmaları, arka bahçe rolüne soyunmaları, rant ve nüfuz alanını korumak istemesi olağan bir durum ve süreçtir. Bunda şaşırılacak bir şey yoktur” şeklinde konuştu.

Öte yandan bu tür ilişkilerde dezavantajlı konumda olanların da dini yapıların olacağını dile getiren Tek, devlet ve siyasi iktidarın bundan zarar görmeyeceğini söyledi.