Gölün dibinde Ortaçağ askeri bulundu

500 yıldan daha önce, bir Ortaçağ askerinin cesedi Litvanya’da bir gölün dibine düştü ve yüzyıllar boyunca çamurun altında kaldı. Şimdi ise bu batmış kalıntılar nihayet bulundu.
Ortaçağ askeri
Ortaçağ askeri

İskelet, doğu Litvanya’nın Asveja Gölü’ndeki eski Dubingiai köprüsünün su altı incelemesi sırasında keşfedildi. Arkeolog Elena Pranckėnaitė, iskeletin kum ve alüvyon tabakasının altında olmasına rağmen olay yerinin bir mezar olmadığını söylüyor. Daha ziyade, su akıntıları muhtemelen zamanla kalıntıları kaplayan tortuları biriktirmişti.

Vilnius Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bilim insanları, kalıntıları incelediler ve kişinin erkek olduğunu ve 16. yüzyılda öldüğünü ancak neden öldüğünü henüz bilmediklerini tespit ettiler.

Pranckėnaitė, vücudun yakınındaki gölün dibinde bulunan silahların ve diğer eşyaların, ölü adamın askeri durumuna işaret ettiğini söylüyor.

Pranckėnaitė, daha önce bu bölgede savaşla bağlantılı insan mezarlarının bulunduğunu, ancak Litvanya’da su altında ilk kez bir Ortaçağ askerinin keşfedildiğini söylüyor.

Halen Litvanya’da kullanımda olan en uzun ahşap köprülerden biri olan Dubingiai Köprüsü, 1934 yılında inşa edilmişti ve bozulan kirişleri şu anda metal direklerle değiştiriliyor. Arkeologlar, araştırmayı gerçekleştirmek için amatör dalgıçlarla işbirliği yaptı ve dalgıçlar, ahşap köprünün destek sistemini incelerken kalıntıları 9 metre derinlikte buldular.

Pranckėnaitė, 1998’de yapılan bir önceki araştırmada, Ortaçağ askerinin öldüğü sıralarda, bir zamanlar aynı yerde, 16. veya 17. yüzyıl zamanlarında başka bir köprünün bulunduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmacılar, “Şimdilik, keşfedilen insan kalıntılarının Asveja Gölü kıyısındaki tepenin üzerinde bulunan Dubingiai kalesine giden eski köprü ile bağlantılı olabileceğini varsayıyoruz” diyor.

Askerin kalıntılarını bulmak büyük bir sürprizdi ancak aynı derecede şaşırtıcı olan iskeletin ve eserlerin olağanüstü şekilde korunmasıydı.

Pranckėnaitė, “Dalgıçlar mahmuzlu bir çift deri çizme buldular, tokalı bir deri kemer, demir kılıç ve tahta saplı iki bıçak buldular” diyor.

Litvanya Ulusal Müzesi’ndeki arkeologlar, antropologlar ve tarihçilerden oluşan bir ekip şu anda nesneleri korumak ve yorumlamak için çalışıyor.

Pranckėnaitė, “Bu keşif ve veriler, gerçekten ‘taze’ ve yine de dikkatle analiz edilmeleri gerekiyor. Bu askerin ‘hikayesini en az bir yıl içinde anlatmayı umuyoruz” diyor.