K24 ÖZEL - Uzmanlar Türkiye - Mısır görüşmelerini nasıl değerlendiriyor?

Türkiye-Mısır arasında 8 yıl aranın ardından doğrudan kurulan ilk temasları değerlendiren uzmanlar, “Geç kalınmış da olsa olumludur” yorumunda bulunuyor.
Türkiye - Mısır görüşmeleri
Türkiye - Mısır görüşmeleri

ANKARA (K24)

Türkiye-Mısır arasında 8 yıl aranın ardından doğrudan kurulan ilk temasta temsil seviyesi dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde gerçekleşmişti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmet Hafız, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Kahire'deki Dışişleri Bakanlığı konutunda başlayan siyasi görüşmelere Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hamdi Sanad Loza ile Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal’ın başkanlık ettiğini belirtmişti.

Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "İstikşafi görüşmeler iki ülke arasındaki ilişkilerin ikili düzeyde ve bölgesel bağlamda normalleşmesine yol açabilecek gerekli adımlar üzerinde odaklanacaktır" ifadelerine yer verilmişti.

ÇAVUŞOĞLU, MISIR'IN TÜRKİYE'DEN BİR HEYETİ DAVET ETTİĞİNİ BİLDİRMİŞTİ

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 15 Nisan'da katıldığı canlı yayında, Ankara ve Kahire arasında, önce istihbaratlar arasında açılan kanalın, dışişleri bakanlıkları aracılığıyla devam etmesi konusunda mutabık olunduğunu ifade etmişti.

Siyaset ve diplomaside bazen kırgınlıklar olabileceğini ancak ortak niyet konulduktan sonra ilişkilerin daha kolay ilerleyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Mısır Türkiye'den bir heyeti davet etti. Mayıs başında bir heyet Mısır'a gidecek" açıklamasında bulunmuştu.

Çavuşoğlu, heyetin, bakan yardımcıları düzeyinde olacağını, daha sonra kendisinin Mısırlı mevkidaşıyla görüşebileceğini belirtmişti.​​​​​​​

YEŞİLYURT: 6-7 YIL ÖNCE OLSAYDI DURUM FARKLI OLURDU

K24’e konuşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuri Yeşilyurt, görüşmelerin geç kalınmış olsa da olumlu olduğuna işaret ederek, “Zararın neresinden dönülürse kârdır. Mısır, Türkiye için çok önemli bir potansiyel bir ortaktır” ifadelerini kullandı.

Mısır’ın 2014 yılından daha farklı bir konumda olduğunu belirten Yeşilyurt, şunları söyledi:

“Bu hamle eğer 2014’te yapılmış olsaydı bugün Türkiye, Doğu Akdeniz’de dezavantajda olmazdı. Türkiye şu anda Doğu Akdeniz’de yalnızlık yaşıyor ve Doğu Akdeniz siyasetinde yanına çekebileceği bir ülke yok. Dolayısıyla bu görüşmeleri de Doğu Akdeniz’deki diplomatik sıkışmışlığı kırmanın bir hamlesi olarak görmekteyim. Fakat dediğim gibi, bundan 6-7 sene önce bu görüşmeler gerçekleşmiş olsaydı bugün Mısır, Doğu Akdeniz Gaz Forumunun etkin bir üyesi olmayabilirdi. Türkiye’yle Mısır arasında başka anlaşmalar olabilirdi.”

Mısır tarafının Türkiye’nin kendi içişlerine karışmasını ve mevcut yönetimin gayrimeşru görülmesini istemediğini belirten Doç. Dr. Nuri Yeşilyurt, “2014’te uluslararası platformlarda meşruiyetini göstermeye çalışan, olabildiğince çok tanınmaya çalışan bir Mısır rejimi vardı, şu anda siyasi gücünü pekiştirmiş, seçim yapmış, dış ittifaklarını çeşitlendirmiş bir ülke konumunda. Ekonomik anlamda körfez gelirleriyle belini doğrultmuş, kendine daha fazla güveni olan, farklı ülkelerden silah alan bir Mısır var” şeklinde konuştu.

Arap coğrafyasında yeni hareketliliklerin olduğunu ve ilişkilerin normalleşebileceğini kaydeden Yeşilyurt, “Türkiye-Mısır ilişkilerindeki iyileşmeye eş zamanlı olarak Türkiye-Suudi Arabistan, Türkiye-BAE, hatta belki son Doğu Kudüs olayları olmasa Türkiye-İsrail arasında; buna paralel olarak Suudi Arabistan-Katar arasında yumuşama sinyalleri, diplomatik müzakereler ve ilişkilerin normalleşmesi olur, pek çok diplomatik hareketlilik oluyor. Bunların tesadüf olduğunu düşünmüyorum” dedi.

UYSAL: DOĞU AKDENİZ İÇİN DE OLUMLU SONUÇLARI OLUR

Konuyla ilgili K24’ün sorularına yanıt veren Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, şunları söyledi:

“Kahire-Ankara arasındaki görüşmeleri olumlu buluyorum. Çünkü bölgede çok fazla kaos ve kriz var. ABD’nin ne yapacağı belli değil, İsrail ise Filistin’e saldırıyor. Coronavirüs, Çin-ABD arasındaki sürtüşme… bunun birçok boyutu var. Dolayısıyla bölgenin iki büyük Müslüman ülkesinin görüşmesi önemli ve faydalıdır. Görüşmelerin Doğu Akdeniz için de olumlu sonuçları olur. Türkiye, deniz sahalarını ana karaya göre paylaşmak istiyor. Kuzeyde Türkiye, güneyde de Mısır ile Libya’nın büyük bir kara kültesi olmasından dolayı tarafların işine geliyor. Yunanistan ve İsrail Türkiye’yi neredeyse tamamen dışlamak istiyor, Mısır’a da daha az pay vermek istiyorlar. Bu da iki taraf için işbirliği zemini hazırlıyor.”

Prof. Dr. Uysal, “Türkiye, bölgesel sorunların bölge halkları tarafından (Türkler, Araplar, Kürtler) çözülmesi gerektiğine inanıyor. Dışarıdan gelen çözümlerin bölgeye huzur getirmediğini söylüyor. Örneğin Irak’ta sözde Saddam sorunu çözülecekti ama hala ülke istikrara kavuşmadı, Suriye ve Libya da öyle. Bölgesel işbirliği sorunların hafifletileceğini düşünüyor” dedi.

YAKINLAŞMA NASIL SAĞLANDI?

Çavuşoğlu, Mısırlı mevkidaşı Şükrü ile 10 Nisan'da bir telefon görüşmesi yapmış, ardından 15 Nisan'da Mısır'ın Türkiye'den bir heyeti Kahire'ye davet ettiğini ve heyetin Mayıs ayı başında gideceğini açıklamıştı.

Şükrü de telefon görüşmesinin ardından “Türkiye'nin son dönemdeki açıklamaları ve attığı adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Bu adımlar, siyasi açıklık aşamasına ilerleme konusunda Türkiye'nin de istekli olduğunun göstergesi. Ben de bu durumun daha ileriye taşınmasını umuyorum” demişti.

Türkiye, Mısır'da 2013 yılının Temmuz ayında Abdulfettah es-Sisi'nin Muhammed Mursi'yi darbeyle devirmesine en sert ve en uzun tepki veren ülkeler arasında yer almıştı. Türkiye ve Mısır, darbeden sonraki süreçte diplomatik ilişkilerini maslahatgüzar seviyesine çekmişler ve temaslarını en alt düzeye indirmişlerdi.

Türkiye'nin darbeye karşı çıkması, Sisi'yi ağır dille eleştirmesi Mısır'ın yeni yönetiminin en büyük destekçileri olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de tepkisine neden olmuş ve Ankara'nın bölgesel ilişkilerinde olumsuz sonuçlar doğurmuştu.

Darbeye sert şekilde karşı çıkan bazı Müslüman Kardeşler üyelerinin sığındığı Katar'la da bu ülkelerin ilişkileri bozulmuş; Haziran 2017'de Katar'a yönelik ambargo kararı alınmıştı.

Son dönemde Katar'a yönelik ambargolar kalktı. Ardından Ankara ile Suudi Arabistan ve BAE arasında da gerilimin azaldığına dair sinyaller geldi.

Heyetin Kahire ziyaretinden bir gün önce Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman'la bir telefon görüşmesi de yaptı.