ABD ve Rusya, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik kara operasyonuna yeşil ışık yakar mı?

Türkiye’nin Rojava’ya başlattığı yeni hava operasyonu sonrası Erdoğan’ın kara harekatı sinyali vermesinin ardından gözler ABD ve Rusya’ya çevrildi.
Arşiv (Foto: AFP)
Arşiv (Foto: AFP)

HABER MERKEZİ

Türkiye’nin Rojava’ya yönelik uzun süredir yapmayı planladığı yeni askeri operasyon, geçtiğimiz günlerde ‘Pençe-Kılıç Hava Harekatı’ adı altında başlatıldı. Operasyondan sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunun hava saldırılarıyla sınırlı kalmayacağını ve bir kara harekâtının da yapılacağını söyledi.

Türkiye’nin Rojava operasyonuna ABD ve Rusya’nın tavrı merak ediliyor. İki ülke tarafından yapılan açıklamalar, operasyona karşı olunduğu yaklaşımını sergilese de son tahlilde çıkacak karar merak ediliyor.

ABD’NİN MESAJLARI

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Türkiye'nin Rojava ve Suriye'ye düzenlediği hava harekatı ve olası kara harekatıyla ilgili yaptığı açıklamada “koordine edilmemiş askeri eyleme” karşı çıkmaya devam ettiklerini söyledi.

Dışişleri Bakanlığı'nın sayfasında yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“ABD, Suriye ve Türkiye'de meydana gelen sivil can kayıpları dolayısıyla samimi taziyelerini ifade eder. Suriye'de sivil yaşamın korunması ve DAİŞ'in yenilgiye uğratılması ortak hedefinin desteklenmesi için gerilimin azaltılması çağrısında bulunuyoruz. Irak'ın egemenliğini ihlal eden her türlü koordinasyonsuz askeri eyleme karşı çıkmaya da devam ediyoruz.”

Dün ise Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik hava operasyonuyla ilgili değerlendirmesinde, “Bölgedeki bir operasyon, ortağımız DSG’nin DAİŞ ile mücadele kabiliyetlerini kısıtlayabilir. DSG ile bunun için ortaklık yapıyoruz ve DAİŞ üzerinde baskıyı devam ettirmek istiyoruz” dedi.

Kirby ayrıca, "Türkiye, özellikle güneyinde meşru terör tehdidi nedeniyle mustarip olmayı sürdürüyor. Tabii ki her türlü kendilerini ve vatandaşlarını savunma hakları var" ifadesini kullandı.

RUSYA’DAN İTİDAL ÇAĞRISI

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Uzlaşma Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev gazetecilere yaptığı açıklamada, "Türk ortaklarımızı, Suriye'nin sadece kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinde değil, tüm topraklarda gerginliğin tırmanmasına izin vermemek için itidalli olmaya çağırıyoruz" dedi.

Kürt sorununa barışçıl bir çözüm bulunması için ilgili taraflarla ilgili çalışmalara devam edilmesi gerektiğini belirten Lavrentiev, "Türk ortaklarımızı Suriye topraklarında aşırı güç kullanmaktan kaçınmaya ikna etmeyi umuyoruz" ifadesini kullandı.

Lavrentiev, bu yılın başından beri Ankara'nın olası bir kara harekatına ilişkin açıklamaları kapsamında Moskova'nın Türkiye'nin Suriye'ye yönelik kara harekâtını engellemek için elinden gelen her şeyi yaptığını ve bunun engellendiğini söyledi.

KARA HAREKÂTI OLUR MU?

K24’e değerlendirmelerde bulunan Moskova Devlet Dil Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. İkbal Dürre, Rusya’nın bundan sonra Türkiye’ye daha fazla operasyon yaptırma alanı sağlamayacağını söyledi:

“Çünkü İstanbul’da gerçekleşen terör saldırısında cevap verilmeyen sorular var. Rusya’da da bu böyle algılanıyor.  Bu saldırı Türkiye’nin Rojava’ya yönelik askeri operasyonun alt yapısını hazırladı. Tabi Rusya iki arada bir derede kalmış durumda. Putin bir yandan Erdoğan’a bütün imkanları sağlayarak iktidarını devam ettirmesini istiyor. Rusya, Erdoğan’ın iktidarının devamına önem veriyor. Tabi bu onun her istediğini vereceği anlamına gelmez. Bölgede karışık ve belirsiz bir durum var. İran’daki durum, Ukrayna krizi, İsrail - Azerbaycan ilişkileri derken Türkiye’nin bölgedeki yeni bir askeri harekâtı Rusya’nın aleyhine bir durum ve Moskova’da olumlu karşılanmıyor. Türkiye’nin Rojava’ya yapacağı operasyonun Rusya’ya bir getirisi olmayacak. Rusya’nın Türkiye’ye gösterdiği hoşgörü sadece Kürtleri Esad rejimiyle yakınlaştırmayla orantılıdır. Bu durumu aştığı zaman da Rusya ‘dur’ diyor. Zaten Lavrentiev, dedi ki, ‘Biz Türkiye’nin askeri operasyon yapmasını engellemek için elimizdeki tüm olanakları kullandık.’ Bu şu demek; Türkiye kara harekât yapmak istiyor ama Rusya karşı çıkıyor.”

ESAD İLE GÖRÜŞME SÜRECİNDE DURUM NE?

Son gelişmeler ve yeni askeri operasyonların Türkiye’nin Esad rejimiyle görüşme konusunun şu an için gündemden çıkmasına sebep olduğunu ifade eden Dürre şöyle devam etti:  

“İki ülke arasında bir görüşme vardı ama bunun kısa sürede ortadan kalktığını düşünüyorum. Türkiye’de bütün gelişmeler seçim stratejisi üzerine yapıldığı için bence son bir ayda çok şey değişti. Türkiye ‘Acaba şahin stratejisini mi yoksa güvercin stratejisini mi izlesem?’ diyor. Eğer güvercin stratejisini izleseydi hem Kürtler hem de rejimle görüşmeler olurdu. Ama ikinci şık devreye sokuldu. Dolayısıyla Esad ile görüşmeler seçime kadar zor gibi görünüyor. Ayrıca bu operasyon sırasında Suriye askerleri de öldürüldü.”

“ABD VE RUSYA TÜRKİYE’YE ‘BÖLGEDE BİR KARA OPERASYONU YAPMAYIN’ DEMİŞLERDİR”

K24’e konuşan siyaset bilimci ve uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Mustafa Peköz, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik bir kara harekatı düzenlenme ihtimalinin zayıf görüldüğünü belirterek şunları söyledi:

“İki ülkenin, belli bir bölgede hava operasyonu için izin verdikleri anlaşılıyor. Operasyon yapılmadan önce ABD açıklama yapmıştı. YPG de bilgilendirilmişti. Ama kara harekâtına izin vereceklerini düşünmüyorum. Avrupa ve ABD basınına baktığımız zaman, Taksim saldırısının Kürtlerle ilişkisinin olmadığına dair çok açık beyanlar var. Ayrıca, Karkamış saldırısının da Kürtlerle ilişkisi olmadığını biliyorlar. Çünkü saldırının yapıldığı yerin, Türkiye’nin destek verdiği silahlı cihatçıların kontrol ettiği yerlerden olduğundan bahsediliyor. Onun için bu eylemleri gerekçe göstererek operasyon yapmanın pratik anlamda bir gerçekliği yok. Ben kara operasyonuna çok fazla eğilim olacağını düşünmüyorum. Oldukça zor görünüyor. İçte muhalefeti bastırmak ve milliyetçi dalganın dikkatini çekmek için bir adım olsa da çok başarılı olacağını sanmıyorum. Dolaysıyla Türkiye’nin ‘İstanbul’daki eylemi PKK/YPG yaptı’ algısını güçlendirmek için böylesi bir saldırıya ihtiyaç vardı ve içerde gaz almak için de operasyon yaptı. Ama kara operasyonunu zayıf görüyorum. ABD ve Rusya Türkiye’ye ‘Bölgede bir kara operasyonu yapmayın’ demişlerdir.”

Türkiye’nin YPG’nin ordulaşmasından kaygı duyduğunu vurgulayan Peköz şöyle devam etti:

“Eğer Türkiye kara operasyonu yaparsa Türkiye, Rusya ve ABD arasında bir savaş yaşanmaz ama Türkiye zor bir sürece girer. Hava operasyonundan bir gün önce ABD’li yetkililer Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) özel törenine katıldı. ABD’li yetkili orada bir Kürtçe konuşma yaptı. Orda savaş helikopteri kullanabilecek mezunlar vardı. Bence Türkiye’nin operasyon yapmasının bir sebebi de budur. Askeri olarak bütünüyle ordulaşan bir YPG var. Helikopter kullanan kişileri neden yetiştirirsin? Ya da uzun menzilli füzeleri kullanabilecek ekip yetiştiriyorsun. Türkiye’nin esas olarak kaygısı budur.”

KOBANİ’NİN ÖNEMİ

Peköz, Kobani’nin bölgesel ve uluslararası toplumda önemli bir yerinin bulunduğunu kaydederek, şu değerlendirmede bulundu:

“Kobani uluslararası ilişkiler açısından önemli bir nokta. Bugün Rojava’yı var eden, PYD’yi PYD yapan, DSG’yi var eden Kobani’de başlayan süreçtir. DAİŞ’in Kobani’de aldığı yenilgi tüm Irak ve Suriye’deki ilk adımdı. O yüzden DAİŞ bu bölgeleri terk etmek zorunda kaldı. Onun için Kobani’ye yönelik bir askeri operasyonun, uluslararası toplum açısından ciddi tepkilere yol açacağını söyleyebiliriz. Çünkü Kobani üzerine yapılan uluslararası filmler, belgeseller var, binlerce makale yazılmış, birçok ülkede binlerce insan sokaklara çıkmış. Dolayısıyla bu durum ülkelerin iç politikasını etkiler. Bundan dolayı Kobani’ye yönelik bir askeri operasyona ABD ve Rusya tarafından izin verileceğini sanmıyorum.  Ayrıca yeni bir operasyon bölgedeki tüm dengelerin yeniden çizilmesi anlamına geliyor.”