Altılı masanın anayasa taslağında Kürtler yok, DEVA ve Gelecek partileri nerede?

Kurd24

Altılı masa, altı partinin bir koalisyonudur. Altılı masanın, masada oturmamasına rağmen, cumhurbaşkanlığı seçiminde gizli bir koalisyon üyesi daha var. O da Kürtlerin önemli bir oyuna sahip olan HDP.

Altılı koalisyon, Cumhur İttifakı hükümetine-iktidarına alternatif görünmektedir. Bundan da bir haklılık ve gerçek var.  Çünkü Cumhur İttifakı karşısında başka alternatif bir güç yoktur.

Altılı koalisyonun, mevcut hükümete alternatif olabilmesi, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerini kazanması için, mevcut hükümetten daha somut ve ileri, daha güzel ve ele tutulur, daha iyiyi yaratmaya aday, temel sorunları çözümleyecek önermeler, vaatleri içeren projelerin sahibi olması ve projeleri hayata geçireceğine dair güvenceler vermesi gerekir.

Altılı koalisyon bu işe bir anayasa taslağı metni önermesi ile başladı. Bence doğru halkadan durumu yakaladı. Bir dönem önce de bu anayasa taslağını kamuoyuna açıkladı. Haklı olarak herkes ve özellikle Kürtler sunulan anayasa taslağının mevcuttan ne kadar farklılık taşıyor diye inceleme yapmak durumunda kaldılar. Ben de bunu yaptım.    

Altılı masanın anayasa taslağında Kürtler sadece bazı milli haklar açısından değil, taraf olmaması anlamında yok.

Anayasa gerçek anlamda toplumsal bir sözleşme, sosyolojik gerçeklere uygun hukuksal sentez yapan, sistem yapılanmasını öngören, bireysel ve grupsal hakları sentezleştiren bir belgedir. Bütün vatandaşların ve milletlerin söz sahibi olduğu, taraf olduğu bir sözleşmedir. Anayasayı demokratik kılan, özgürlükçü kılan, geneli kapsayan bir sözleşme haline getiren konum ve yaklaşım budur.

Anayasa, tanımından da belli olduğu gibi oldukça önemli bir devlet-sistem-hukuk-siyasal-toplumsal-ekonomik-idari bir belgedir. Bütün yasaların anasıdır. Bir devlete bütün yasalar, anayasa referans alınarak yapılırlar. Devlet ve kurumları, ona göre yapılanır. Eğer anayasa demokratikse, diğer yasalar da demokratik olur. Devlet, sistem yapılanması demokratik olur. Eğer anayasa ırkçı, antidemokratik, faşist ise devlet yapılanması da ona göre yapılanır. Kanunlar da ona göre şekillenir.

Altılı masanın anayasa taslağı, hazırlanırken yine eski dönemde yani Atatürk döneminde anayasa hazırlanırken, Kürtler nasıl yok sayılmışsa ve jakobence davranılmışsa, bu anayasa taslağı hazırlanırken de aynı tutum gösterilmiş, Kürtler hesaba katılmamıştır. Anayasanın hazırlanmasında, Kürtlerden herhangi bir görüş alma ve taraf kabul etme yoluna gidilmemiş. Anayasa, Kemalist parametreleri kabul ederek hazırlanmış olduğundan, devlette bir değişime gitme, devleti Kürtlerin de devleti olması için bir önerme ve değişiklik talebinde bulunulmamış. Anayasa Türk devleti için hazırlanmış. Bu devlette Kürtlerin bir yeri yok. Dolayısıyla Kemalist Türk devletinin Kürtleri yok sayan ırkçı, sömürgeci devlet yapısı korunmuş. Bunun nedeni de yeni bir anayasa yapma iddiası taşımamak, mevcut anayasayı esas alarak ve kabul ederek değişiklik önerlerinde bulunmaktır. Mevcut anayasa mutlak değişmez maddelere bağlı kalmaktır.

Bundan dolayı, altılı masanın iktidara gelmesi halinde de Kürtler açısından da köklü, devleti yeniden yapılandıran bir değişiklik olmayacak. Görünen o ki Demokrat Parti (1950), Adalet Partisi, Yeni Türkiye Partisi, SHP, Erbakan’ın partileri, Turgut Özal Anavatan Partisi, AK Parti’nin yarattığı görece olumlu havayı bile yaratamayacak.

ANAYASADA TEMEL MİLLİ TALEPLERİNE DE YER VERİLMEMİŞ. O ZAMAN NASIL BİR YENİ?

Altılı masanın, Kürtleri ve herkesi kapsayan ve taraf kabul eden, toplumsal sözleşme niteliğinde çoğulcu ve demokratik bir anayasa taslağı sunmadığı açık.

Kürtlerin en temel olan milli talepleri hakkında belirlemeler var mı diye taslağa bakıldığı zaman, taslağın bundan da çok uzak olduğu; 89 sayfalık anayasa taslağında Kürtleri ve haklarını çağrıştıran bir belirleme ve hüküm olmadığı da karşımıza çıkan acı bir gerçek. Altılı masanın 84 madde ve 9 başlıktan oluşan anayasa değişikliği önerisinde anadilde eğitim konusuna ve Kürt sorununun çözümüne ilişkin herhangi bir ifade yok.

Altılı masa destekleyicisi, Kemalist ve CHP yandaşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski yargıcı Rıza Türmen bile, Kurdistan24’e yaptığı açıklamalarla bu gerçeği kabul etmiş ve tespitlerde bulunmuş.

Türmen, “Anadili Türkçe olmayan çocuklara iki dilde eğitim verilmesi konusunun da taslağa eklenmesi gerekirdi. Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez diyen Anayasa'nın 42. maddesine hiç değinilmemiş. Bu anayasa tasarısı Türkiye’nin sorunlarına çözüm getirmekten uzak. Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri Kürt sorunudur. Kürt sorunuyla ilgili hiçbir şey söylenmiyor. Çift dilde eğitim verilmesi artık dünyanın her tarafında kabul edilmiş bir şey. Anadili Türkçe olmayan, anadili o ülkenin çoğunluğunun konuştuğu dil olmayan çocuklara eğitim hakkı tanınmalıdır” diyor. Bundan dolayı da demokratik bir anayasa olmadığını da ifade ediyor.

Açık ki Kürtleri yok sayan devletle ilgili de Kürtlerin varlığını kabul eden bir belirlemeye de rastlanılmıyor. O zaman altılı masa Kürtler açısından hangi yeni ilke, hangi reformu ve hangi demokrasiyi öneriyor?

Altılı masa, AK Parti hükümetinin-iktidarının Kürtlerle ilgili temel nitelikli olmazsa bile onları aşan bir şeyi kabul etmiyorsa, neden yeni bir sistem ve nasıl bir demokratikleşme olacak.

BU DURUMDA DEVA VE GELECEK PARTİLERİ NEREDEYDİ?

CHP, Kemalistlerin ve Atatürk’ün partisidir. Kürtleri yok sayan, yeni devlet kuruluşuyla birlikte sorunsallaştıran zihniyetin tarihi, ırkçı, sömürgeci temsilcisi. Kürt milli haklarını gasp eden, Kürt katliamlarına imza atan bir parti. İyi Parti, CHP’nin bir versiyonudur.

AK Parti’den koparak yeni parti kuran, Kemalist olmadığını ifade eden, reformları savunan, demokratikleşmeye, liberalizme önem veren, Kürtlerin varlığını ve Kürt diliyle eğitim-öğretimi Kürtler yanında savunan DEVA ve Gelecek partileri, bu anayasa hazırlandığı zaman neredeydiler? Bugüne kadar bu soruya cevap vermeleri gerekmez miydi?

BİZ KÜRTLER NE YAPMALIYIZ?

Biz Kürtler verili koşullarda, üç temel görevi yerine getirmeliyiz. Bu temel görevlerimizden biri, devlete ve sisteme rağmen bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizi geliştirmek, devlet kurma hakkımızdan vazgeçmemektir.

İkinci temel görevimiz, Kürtlerin iradesinin de tayin edici olduğu federal bir anayasanın hazırlanması için çalışma yürütmektir. Ancak yeni federal bir anayasa ile eski devleti değiştirmek, bütün milletlerin ortak devleti olan federal devleti kurmak olanaklı olabilir. Bu talebimizi, devlet ve sistem partilerine, devletin bilumum temsilcilerine, kurumsal yapılarına ısrarlı anlatmalıyız.

Üçüncü temel görev, devlet ve sistem partilerinden Kürtlerin varlığının anayasa kabul edilmesini, Kürtçe eğitim-öğretimin resmi hale getirilmesini, Kürt kültürü ve diğer milli değerlerinin gelişmesi için olanakların sağlanmasını talep etmeliyiz.

Kürtler statü sahibi olmadan temsil edilmeyeceklerini onlara kavratmalıyız.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir