DEVA Partisi’nin Kürtlere ilişkin önerileri olumlu ama ne kadar uygulanabilir?

Kurd24

Türkiye’de cumhurbaşkanlığı ve genel seçim sürecine epey bir zamandır girilişmiş durumda. Seçimlere 120 günün kaldığı bu günlerde seçim kampanyaları da daha şiddetli bir hal aldı. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, kendi başlarına siyasi partiler seçimi kazanmak için projelerini yoğunca, uygulanabilirliğinin imkân dâhilinde olup olmadığını da hesap etmeden ileri sürmektedirler. Daha açık ifade etmek gerekirse, seçim kampanyasından tam anlamıyla üçüncü dünya ve gelişmekte olan ülkeler, devletler, milletlerin sosyo-psikolojik hali her yönüyle kendisini ortaya koyuyor. Ayrıca seçim kampanyasında ne yazık ki siyasi ve toplumsal ahlâk kuralları da ayaklar altına alınır durumda. Kazanmak için “her yol mübah” anlayışı ile hareket ediliyor. Bunun için de Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü önemli ölçüde devre dışı bırakılıyor.

Bilindiği gibi Türk devletinin kuruluş yıllarında, devletin kuruluş felsefesi ve ideolojisi gereği Kürtler yok sayıldılar. Ayrıca tek lider, tek parti, tek ideoloji diktatörlüğü döneminde, otoriter yönetici elit dışında Kürtler tümden ve Türk halkı, Türkiye yönetiminde hiç hesaba katılmadılar. Kürt milli ayaklanmalarının bastırılmasından sonra, Kürtler tümden tecrit edildiler. Hiç mi hiç hesaba katılmadılar.

Kürtler, Türkiye’de 1946 yılında çok partili sisteme/rejime geçildikten sonra hukuken değil fiili olarak bu durumda değişiklik oldu. Kürtler konjonktürel olarak fiili anlamda siyasete kendi ulusal kimlikleriyle olmazsa bile, ulusal kimliklerini gizli yansıması bir konumda siyasete katıldılar. İlk seçimlerde ve özellikle de ikinci seçimde Kürtlerin çoğunluğu Menderes’in liderliğini yaptığı Demokrat Parti’ye (DP) olmak üzere, CHP’ye de oy verdiler. Kürtlerin oyları da DP’nin seçimi tek başına kazanmasında ve hükümet olmasında önemli bir aktör oldu. 12 Mart askeri darbesi döneminde 1973’te ve sonrasında 1977’de de Ecevit CHP’sini çoğunluk parti haline getirdi. Daha sonraki genel ve yerel seçimlerde de Kürtlerin oyları siyasi partilerin seçimi kazanmalarından ve hükümet olmalarında etkin oldular. Kürtler, ağırlıkla DP’den sonrada muhafazakâr partilere oy verdiler. AK Parti, 20 yıldır Kürtlerin de oylarıyla hükümet eden bir parti konumundadır.  

Bundan dolayıdır ki, genel ve mahalli seçimlerde Kürtler siyasi partiler tarafından hep hesaba katılır oldular. Siyasi partiler Kürtlerin “ağzına bal çalma” çabası içinde oldular. Her parti meşrebine uygun olarak Kürtlerin milli haklarıyla ilgili bir yaklaşım ve önerme içinde oldular. Kürtlerle ilgili talepler, Turgut Özal’ın hükümeti dönemi ve AK Parti döneminde daha somut hale geldiler. AK Parti bu anlamda belli açılımlar yaptı.

Çok açık ki bu son cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde de siyasi partiler, Kürtleri daha fazla hesaba katmak, Kürtlerin oylarını almakla seçimi kazanacaklarıyla ilgili bir kanaat ve görüşe sahipler. Verili siyasi durum ve oy oranları da bu gerçeğin okunmasına yol açıyor. Bu nedenle mevcut siyasi ittifaklar ve siyasi partiler, Kürtlerle ilgili bir şeyler yapılması gerektiğinin gayreti ve çabası içindeler. Bu gayret ve çaba Kürt milli haklarının kazanılmasında sonuç alıcı bir hareket olmazsa da, Kürt milli haklarının tartışılması ve güncel hale gelmesinden olumlu bir role sahiptir.

DEVA Partisi Genel Başkanı da Diyarbakır’da Kurdistan24 televizyonunda programına uygun her zaman ifade ettiği görüşlerini ifade etti. Sorunlara çözüm konusunda genel çerçeve anlayışını ortaya koydu.

DEVA Partisi Genel Başkanı açıklamasında diyor ki:  “Partimizin kuruluşunda, ta Mart 2020’de Türkiye’deki pek çok soruna işaret ettiğimiz gibi, Kürt sorununa da işaret etmiştik. Parti programımızda önem verdiğimiz bir başlık olarak ele almıştık. Pazartesi günü, ‘Temel Haklar Eylem Planı’ ile beraber 18 başlıkta 354 tane eylem açıklamış olduk. Partimizin programı özgürlüklerle başlıyor, adalet ve hukukla devam ediyor. Ülkemizde çözülemeyecek hiçbir sorunun olmadığına inanıyoruz. Yeter ki iyi niyetle ve samimiyetle sorunların çözümü için hep beraber yol alalım. Yeter ki 85 milyon vatandaşımızın hepsini aynı samimiyetle kucaklayalım. Önemli olan, burada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi samimiyetle kucaklayacak ve herkesin sorununu çözecek, vatandaşlarımızın tümünün sorunlarına çözüm üretecek bir perspektifi, DEVA Partisi’nin çatısı altında yakaladık.”

Bu perspektifin ışığında Kürtlere ilişkin iki konuyu son günlerde daha açık ve somut olarak ifade etti. Konulardan biri, Kürt diliyle eğitim-öğretimin yapılması konusudur. İkinci konu, Anayasa’nın herkesi Türk tanımlayan ve doğal olarak Kürtleri de yok sayan 66. maddesinin değiştirilmesi konusudur.

DEVA Partisi’nin bu Kürtlerle ilgili bu savunuları, liberal demokrat yapısını uygundur. Ayrıca geçmişte birlikte olduğu AK Parti’nin hazırladığı liberal yeni anayasa taslağı kapsamındaki görüş ve öneriler olduğu için, yabancısı olmadıkları, geçmişte de savundukları görüşlerdir. Kurdistan24 televizyonuna yaptığı açıklamalarda da o dönemdeki yaklaşımlarına işaret etmektedir.

Kürt milli haklarının kabul edilmesi yeni bir anayasa, Kürtlerin de taraf olduğu, Kürtlerin millet olarak kabul edildiği toplumsal sözleşme niteliğindeki bir anayasa sorunudur. DEVA Partisi’nin içinde olduğu 6’lı ittifak yeni bir anayasa taslağını kamuoyuna açtı, ne yazık ki DEVA Partisi’nin bu talepleri bu anayasa taslağında yer verilmedi. Ayrıca DEVA Partisi’nin içinde olduğu 6’lı ittifakın ikinci güçlü üyesi İyi Parti ırkçı güdülerle, DEVA Partisi’nin bu taleplerine şiddetle karşı çıktı. Bu ırkçı karşı çıkışlarda gösteriyor ki, 6’lının cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri kazanması halinde de DEVA Partisi’nin bu talepleri uygulanabilir durumda olmayacak ve hayata geçirilemeyecektir. DEVA Partisi’nin talepleri ve önerileri olarak devam edecektir.

DEVA Partisi’nin, Kürt oyları ve HDP ile ittifakın taşlarını döşemek için Kürtlerle ilgili bu önerileri yaptığı görüşü, verili olarak kısmi olarak doğru da olsa da, haksızlıktır. Çünkü DEVA Partililer, AK Parti’de oldukları zaman da bu talepleri savunuyorlardı, programlarında da bu görüşleri savunuyorlar.

DEVA Partisi’nin bu taleplerinin uygulanabilirlik şartları olmazsa da DEVA Partisi’nin bu yaklaşımı olumludur. Değerinden bir şey kaybetmez. Açıklandıkları günden itibaren, olumlu ve olumsuz yoğun bir tartışmaya neden oldu.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir