K24 ÖZEL - ‘İbre Kılıçdaroğlu’nu gösteriyor’

ANKARA (K24)

CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin yer aldığı Millet İttifakı kritik toplantısı saat 14.00’te Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde başladı.

Görüşme öncesi açıklama yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayının bugün yapılacak toplantıda belirlenebileceğini ama hemen açıklanmayabileceğini dile getirdi.

Öte yandan görüşme öncesi konuştuğumuz siyasiler, gazeteciler ve analistler yaklaşık bir yıldır süren tartışmalarda Kılıçdaroğlu’nun isminin öne çıktığını belirtti.

KULAT: İSME KARAR VERİLMESİ ÖNEMLİ

K24’e konuşan MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, aday isminin açıklanmasından ziyade, isme karar verilmesinin önemine işaret ederek, “Adaya karar verdiklerinde ismin açıklanması için özel bir tören yapılacak muhtemelen” dedi.

Hem ismin hem de Altılı Masa’daki diğer partiler içerisinde kimlere Cumhurbaşkanı Yardımcısı görevi verileceği konularının önemini vurgulayan Kulat, “Bu şekilde o masa bileşenlerinin görev tanımı yapılması gerekiyor. Hiç kimsenin fire vermemesi ve kendi seçmenini motive etmesi açısından buna ciddi şekilde ihtiyaç var. Depremle birlikte mücbir sebep doğmuştur. Süreci kesinlikle artık geciktirmemek gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Masada en güçlü isim Kemal Kılıçdaroğlu’dur” diyen Kulat, “Masada başka bir itiraz da var: Sayın Akşener’in tabanı haklı olarak, ‘yüzde 1 oyu olanla yüzde 15 oyu olan eşit olmamalı’ diyor. Söz konusu toplantının bu yüzden gergin geçeceğini düşünüyorum. Günün sonunda mutabakata varmış bir toplantı olacak” dedi.

Ayrıca Kulat, “Kılıçdaroğlu maça yüzde 35 önde başlıyor. Yüzde 25 kendi tabanı, yüzde 10 HDP seçmeni. Türkiye seçmeninin 3’te birinden daha fazlasını arkasına almış olarak sahaya çıkıyor. Dolayısıyla bu onun için çok büyük bir avantaj” ifadelerini kullandı.

SANCAR: İSMİN AÇIKLANMASI İÇİN YSK KARARI BEKLENEBİLİR

K24’e konuşan gazeteci Altan Sancar, adayın erken açıklanmasının muhalefet açısından tehlikeli olduğunu ancak son toplantı öncesine kadar adayda karar verilebileceğini söyledi:

“Ama ciddi krizler yaratabilecek durumlar vardı, bunların aşılması gerekiyordu. Fakat deprem sonrası için tek bir görüşüm var: YSK seçim takvimini ilan etmeden partilerin adayını açıklaması doğru olmazdı. 20 yıllık AKP iktidarının politikalarına baktığımızda çok rahatlıkla görüyoruz ki güvensizlik yaratıyorlar ve bir kısım muhalefette de ‘Acaba AKP kendi eliyle değil de YSK eliyle seçimin ertelenmesini sağlayabilir mi?’ düşüncesi söz konusu. Çünkü YSK’nın nasıl bir rapor hazırlayacağını bilmiyoruz. YSK’nın başındaki ismin Sayıştay Başkanı’nın kardeşi olması bu sistemin inşa edilmesindeki pay sahipliğini de göz önünde bulundurunca haliyle YSK’yı beklemek gerek.”

“BUGÜN ADAYI ÖĞRENECEĞİZ”

Depremle birlikte YSK’nın verileceği kararın beklenmesinin doğru olacağını dile getiren Sancar, “Bugün adayı öğreneceğiz. Her ne kadar kendileri açıklamasa da biliyoruz ki masada konuşulanlar hızlıca kulislere düşüyor ve kulislerden de aday ismi öğrenilecek” ifadelerini kullandı.

“En güçlü aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu görüyorum” diyen gazeteci Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Zaten iki yıla yayılan bir kampanya yürütüyordu. İki yıldır ciddi bir ekip çalışıyor. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının her biri, bir aşamaydı. Neoliberal politikalara karşı çıkışı, helallik söylemi, yaptığı ani ziyaretler… her biri sürecin birer parçasıydı. Kemal Kılıçdaroğlu bunları planlı bir takvimle yaptı. 20 yıldır sağ bir politikayla yönetilen bir ülke var. Ağır neoliberal politikalarla yönetilen bir ülke. Bu durum haliyle seçmende kaygıya neden oluyor. 20 yıldır bununla şekillenmiş bir bürokrasi ve devlet sistemi var. Tüm bunları birleştirdiğimizde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve kazanması radikal bir geçiş gibi görünüyor. Bence adaylığına itiraz edilmesinin temel faktörlerinden biri de bu. Radikal bir geçiş değil, yumuşak bir geçiş yapalım şeklinde de bir itiraz söz konusuydu. Bu masada Kılıçdaroğlu adaylığının en güçlü ihtimal olduğunu düşünüyorum.”

KÜRT SEÇMENİN YAKLAŞIMI

Öte yandan Kürt seçmenin Kılıçdaroğlu’na nasıl yaklaşacağı konusunu da değerlendiren Sancar, şöyle konuştu:

“Kılıçdaroğlu, uzun zamandır yürürlükte olan bazı kalıpları kırmayı başaran bir isim. O yüzden Kürt seçmenin kendisine biraz daha sempatiyle baktığını düşünüyorum.  Bunu söylerken şunu ayrı tutarak ifade ediyorum: HDP’nin olası bir aday çıkarması durumunda Kürt seçmenden HDP’ye oy verecek olanlar, kendi adayını destekler. Bu, Kılıçdaroğlu aday olsa dahi değişmeyebilir. Fakat Kürt seçmenin içerisinde Kılıçdaroğlu sempatisi olduğunu çok rahatlıkla görebiliyoruz. Bu, CHP lideri için bir avantaj, ama bir o kadar da dezavantajdır. Çünkü sağ ve muhafazakar partilerle bir ittifak içerisinde. Bu durum Kürt seçmenin kendisine olan sempatisini oya çevirebilmesi için Kürt seçmeni temsil eden partilerden biri olan, en yoğun şekilde temsil eden partilerden biri olan HDP’yle iyi ilişkiler kurmak ve onların endişelerini dinlemek zorunda.”

USLU: MASADA TEK BİR İSİM OLACAK, İKİNCİ BİR İSİM KONUŞULMAYACAK

K24’e konuşan araştırmacı ve siyasal iletişim uzmanı Dr. İbrahim Uslu, bugünkü toplantıda uzlaşı çıkacağına inandığını ifade etti.

“Masada tek bir isim olacak, ikinci bir isim konuşulmayacak” diyen Uslu, şöyle konuştu:

“Çünkü Demokrat Parti adayını açıkladı. İkincisi, CHP Grubu ve parti meclisi adayını açıkladı. İki yetkili organ aynı anda CHP’nin adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi. Temel Karamollaoğlu, açıktan destek vererek, ‘Bir ana muhalefet liderinin aday olmaması esas yadırganacak bir husus olur. Aday olmasaydı yadırgardım’, yani ‘Sayın Kılıçdaroğlu adaydır’ dedi. Üçü renklerini belli etti. Bu aşamadan sonra masaya yeni bir isim gelme olasılığı vardır, fakat bunun CHP içinden biri olmaması olasılığı var mıdır, bence yoktur. Bunun siyasi teamüllere, parti disiplinine, siyasi etiğe aykırı olduğunu herkes bilir.”

Dr. Uslu, “O yüzden bugün burada tek ismin konuşulacağını, Sayın Kılıçdaroğlu üzerinde uzlaşılacağını ya da uzlaşılamayacağını düşünüyorum. Ya da ‘biz uzlaşamıyoruz’ diyerek, ‘herkes kendi yoluna’ kararı çıkabilir. Ancak bunun binde bir ihtimal olduğunu düşünüyorum” dedi.