Af Örgütü: Türkiye'de ifade özgürlüğü ve protesto hakkı giderek kısıtlanıyor

Uluslararası Af Örgütü, yıllık raporunda Türkiye'de ifade özgürlüğü ve protesto hakkı kullanımının giderek daha fazla kısıtlandığına dikkat çekildi.

HABER MERKEZİ

Uluslararası Af Örgütü tüm dünyada insan haklarının durumunu mercek altına aldığı yıllık raporunu yayımladı.

Raporun Türkiye bölümünde, protesto hakkının engellenmesinden işkenceye kadar çok sayıda insan hakkı ihlali ele alındı.

Örgüt, "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 75. yılında, kurallara dayalı bir uluslararası sistemin insan haklarını temel alması ve her yerde, herkes için geçerli olması gerektiğini" vurguladı.

Af Örgütü’nün 156 ülkenin incelendiği 509 sayfalık raporunda, dünyanın dört bir yanında insan haklarına yönelik uygulanan çifte standartların altı çiziliyor ve uluslararası toplumun, "tutarlı bir şekilde uygulanan insan hakları ve evrensel değerler etrafında birleşemediğine" dikkat çekiliyor. Dünya genelinde devletlerin ülke içinde hakları korumak ve gözetmekte başarısız olduğu, bunun yanı sıra kadın hakları ve protesto özgürlüğünün de 2022'de tehlike altına girdiği vurgulanıyor.

TÜRKİYE’DE İHLALLER

Raporun Türkiye bölümünde ülke genelinde yaşanan insan hakları ihlalleri farklı başlıklar altında ele alındı. İfade özgürlüğü başlığı altında, "Dezenformasyon yasası" olarak bilinen yasal düzenlemeye de işaret edildi. Raporda, TBMM'nin mevcut yasalarda çevrimiçi ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayan sert değişiklikler yaptığı belirtilerek, "İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, muhalif siyasetçiler ve diğerleri hakkında temelsiz soruşturmalar, yargılamalar ve mahkûmiyet kararları devam etti" denildi.

Toplanma özgürlüğü başlığı altında ise Onur Yürüyüşleri'ne yönelik "hukuka aykırı kısıtlamaların sürdüğü" ifade edildi.

Raporda, kadın hakları açısından Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını bozmayı reddetmesi yer aldı.

MÜLTECİLERE YÖNELİK TUTUM

Mülteci karşıtı politika ve siyasi söylemlerin yarattığı atmosfer de Af Örgütü raporunun Türkiye bölümünde yer aldı. "Gönüllü geri dönüş" denilmesine karşılık bazı kişilerin "hukuka aykırı" bir şekilde uçaklarla Afganistan'a sınır dışı edildiği, insan hakları örgütlerinin Şubat ve Temmuz ayları arasında Türkiye makamlarının yüzlerce Suriyeli mülteciyi keyfi olarak gözaltına aldığını, alıkoyduğunu ve hukuka aykırı şekilde geri gönderdiğini belgelediği ifade edildi.

Raporda "Türkiye, dünyanın en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olmayı sürdürdü. Ancak siyasetçiler arasında ve medyada yükselen mülteci karşıtı ırkçı söylemlerin yarattığı zeminin etkisiyle Afganların ve diğer mültecilerin başvuruları alınmadan geri gönderilmeleri ölümlere ve ciddi yaralanmalara neden oldu" denildi.

ENFLASYON DA RAPORA GİRDİ

Türkiye'de yaşanan enflasyonun sıkıntıları daha da derinleştirdiği belirtilen Af Örgütü raporunda, "Türkiye'de yoksulluk ve sosyal dışlanma ile mücadele için yeterli ve koordineli bir yaklaşımın bulunmadığı, enflasyonun milyonlarca kişi için yaşam maliyeti krizini derinleştirdiği" belirtildi.

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE İDDİALARI

İşkence ve diğer türde kötü muameleye ilişkin "ciddi ve güvenilir" iddiaların söz konusu olduğuna da raporda dikkat çekildi. Marmara Cezaevi'nde Ferhan Yılmaz adlı mahkûmun "gardiyanlar tarafından işkence ve kötü muameleye maruz bırakılması" sonucu hayatını kaybettiği hatırlatıldı.

Raporun "Cezasızlık" başlığı altında, Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının Suudi Arabistan'a devredilmesi ile Tahir Elçi ve Metin Lokumcu davalarında yargılamaların halen sürmesi gösterildi.

DÜNYADA İNSAN HAKLARI İHALLERİ

Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda insan haklarının dünyadaki durumunu gösteren örneklere yer verildi. Etiyopya'daki savaşın 2022 yılında da devam ettiği ve Batı Tigray bölgesinde "Tigray halkının etnik temizliğe" maruz bırakıldığı ifade edildi.

Batı Şeria'daki Filistinliler açısından 2022'nin son 10 yılın en kanlı senesi olduğu belirtilerek, "Çoğu askeri baskınlar ve gözaltı operasyonlarında olmak üzere aralarında onlarca çocuğun da bulunduğu en az 151 kişi İsrail güçleri tarafından öldürüldü" denildi.

Ayrıca, Haiti, Mali, Venezuela, Yemen ve diğer birçok ülkede insanların silahlı çatışmalar ve şiddetten olumsuz etkilendiği dile getirildi.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET

Yıllık raporda, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin 2022 yılında da sürdüğü ve "küresel bir insan hakları sorunu olmaya devam ettiği" vurgulandı.

Afganistan'da Taliban yönetiminin kadınların ve kız çocukların eğitim, çalışma ve özerklik haklarını engelleyen aşırı sert kısıtlamalar getirdiğine, İran'da "ahlak polisi" tarafından gözaltına alınmasının ardından hayatını kaybeden Kürt kadın Jina Emini'nin ölümü sonrasında ülke çapında çok sayıda kadının ve kız çocuğun yaralandığı, gözaltına alındığı veya öldürüldüğü ifade edildi.

ABD Yüksek Mahkemesi'nin kürtaj erişimini anayasal güvence altına alan kararı bozduğu hatırlatılarak, "Karar, milyonlarca kadın, kız çocuk ve diğer insanlar için yaşam, güvenlik ve ayrımcılıktan muaf olma hakkı gibi önemli hakların kullanılmasına tehdit oluşturdu" denildi.