Muhalefet partilerinden Can Atalay için ortak bildiri: Açık bir hukuk ihlali

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)

HABER MERKEZİ

Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) Can Atalay için olağanüstü toplantı çağrısı yapan ve bu talebi “iç tüzük” gerekçesiyle reddedilen siyasi parti temsilcileri ortak bildiri yayımladı. Bildiride, “TBMM'nin olağanüstü toplanması talebimizin reddi açık bir hukuk ihlalidir.” denildi.

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Gezi davasında tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'la ilgili iki kez hak ihlali kararı vermesi Meclis'te hareketlilik yaşandı.

Yargıtay'ın Can Atalay kararının ardından TBMM Olağanüstü Toplantı çağrıları reddedilen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Saadet Partisi, TİP, Emek Partisi, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) , Gelecek Partisi ve Demokrat Parti ortak bildiri yayımladı.

CHP ile birlikte 8 siyasi partinin yayınladığı ortak bildiride, "Anayasanın 153 üncü maddesinin açık hükmüne rağmen AYM kararlarını uygulamamakta direnen Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi'nin tutumu çerçevesinde gelişen olaylar ve açıklamalar nedeniyle, süreç bir yargı krizi olmaktan çıkmış ve derin bir demokrasi krizine dönüşmüştür." denildi.

Bildiride, "14 Mayıs 2023 günü halkın iradesi ile milletvekili seçilen Can Atalay, AYM'nin hakkında verdiği iki karara rağmen Silivri Cezaevi'ndedir. Ortaya çıkan bu durum, yargının yasama erkine müdahalesi olmakla kalmayıp, aslında Türkiye'de yaşanan politik gerçekliğin bir görünümü olarak, yürütmenin ve tek adam rejiminin tahakkümü ile erkler ayrılığının ortadan kaldırılması, tüm yurttaşlarımız için kişi güvenliği hakkının yasal güvencelerinin keyfi uygulamalara açık hale getirilmesi anlamını taşımaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

Ortak bildiride ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“Yukarıda tanımlanan olayların ele alınarak görüşülmesi ve kendi gündemine hakim olan TBMM'nin tutumunun belirlenmesi amacıyla, sekiz partinin temsilcilerinin yeter sayıda imzalarıyla, Meclis'in olağanüstü toplanması istemiyle hazırlanan dilekçe, 5 Ocak 2024 günü TBMM Başkanlığına sunulmuştur. Buna karşın Meclis Başkanı imzasıyla 9 Ocak 2024 günü tarafımıza ulaşan yazıda, anayasa, iç tüzük ve meclis teamüllerine aykırı olarak, talebimiz reddedilmiştir.

Bilindiği üzere, TBMM 2023 yılında son mesaisini 27 Aralık 2023 gününde tamamlamış ve çalışmalarına 16 Ocak 2024 tarihine kadar ara vermiştir. Bu fiili duruma karşılık, meclisin tatil ya da ara verme kararının bulunmadığı yönünde bir görüş ileri sürülerek meclisin toplanmasının reddedilmesi, her şeyden önce hukukun genel ilkelerine ve iyi niyet kuralına aykırıdır. Dahası, 2 Ocak 2020 tarihinde benzer bir durumda TBMM, dönemin meclis başkanı tarafından toplantıya çağrılmış ve toplantı gerçekleştirilmiştir.

TBMM'de temsil edilen sekiz siyasi partinin grup başkanları, grup başkan vekilleri ve yeter sayıda milletvekillerinin imzasıyla verilen söz konusu talebimiz karşısında, meclis başkanının (Numan Kurtulmuş) takdir yetkisi değil, bağlı yetkisi bulunmaktadır. Buna karşın meclis başkanının bu talebimizi reddetmesi, anayasanın 93, iç tüzüğün 7 inci maddelerinin ihlali yanında, TBMM teamüllerinin çiğnenmesi ve bu alana tümüyle keyfiyetin hakim kılınması anlamını taşımaktadır. Somut durumdan çok öte, meclis başkanının ortaya koyduğu bu tutumla, bundan böyle ülkemizin karşılaşacağı önemli gelişmeler karşısında, TBMM'nin olağanüstü toplanarak ülke gündemine müdahale gücü tartışmalı bir hale getirilmektedir.

Bizzat başkanı tarafından meclisin etkisizleştirme ve işlevsiz kılınma çabalarının, mevcut iktidarın tutumundan ayrı değerlendirilemeyeceğinin farkındayız. Bu bağlamda ifade etmek isteriz ki, meclis başkanı haklı, hukuka ve kamu yararına uyarlı taleplerimiz üzerinden siyasi karşıtlık kurma durumundan kendisini çıkarmalı ve meclisin hukukunu korumalıdır. Aşağıda imzası bulunan ve farklı siyasi müktesebatlara sahip olan sekiz siyasi partinin temsilcileri olarak, bu açık hukuksuzluğa ve keyfiliğe sessiz kalmayacağımızı ve hukuki-demokratik tepkilerimizi her türlü platformda seslendirme kararında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz."