Video - Türkiye’nin Suriye politikasında makas değişti

Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’den bu yana ABD, Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte muhaliflerin arkasındaki güçlerden biri olan Türkiye son dönemlerde büyük bir politika değişikliğine gittiğinin ipuçlarını veriyor. ABD ile ilişkileri gerilen Ankara hızla rejimin arkasındaki cepheyi oluşturan Rusya ve İran ile yakınlaşıyor.

Kurdistan24 / ANKARA - Ercan DAĞ

 

Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’den bu yana ABD, Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte muhaliflerin arkasındaki güçlerden biri olan Türkiye son dönemlerde büyük bir politika değişikliğine gittiğinin ipuçlarını veriyor. ABD ile ilişkileri gerilen Ankara hızla rejimin arkasındaki cepheyi oluşturan Rusya ve İran ile yakınlaşıyor.

Bunun en önemli göstergelerinden biri geçtiğimiz haftalarda İran Genelkurmay Başkanı’nın üst düzey geniş bir heyetle yaptığı Ankara ziyareti oldu. Rusya Genelkurmay Başkanı’nın da önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelmesi bekleniyor.

Ortadoğu ve özellikle de Suriye’deki gelişmeleri yakından takip eden Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) uzmanlarından Oytun Orhan’a göre Türkiye’yi Suriye konusunda bu büyük politika değişikliğine iten iki büyük sebep var: “Bunun birincisi şüphesiz ABD’nin YPG politikaları. Ankara uzun zamandır Washington’un bu politikalarından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. ABD’nin Rakka operasyonundan sonra da YPG ile ilişkisini kesmeyeceği ve bölgede PYD’nin alanını genişletmeye çalışacağı yönündeki emareler Ankara’yı daha da endişelendiriyor. Bir diğeri yine bununla bağlantılı olarak İdlib’deki gelişmeler. ABD DAİŞ Özel Temsilcisi Brett McGurk’un Heyet Tahrir El Şam’ın İdlib’de diğer muhalifleri ekarte etmesini gerekçe göstererek buraya operasyon düzenlenebileceği yönündeki açıklamaları, bu bölgenin de PYD’ye teslim edileceği kuşkularına yol açtı.”

“GÖRÜŞMELERDE ANA GÜNDEM İDLİB”

McGurk’un açıklamaları ve İdlib eksenli gelişmeler Türkiye’nin Rusya ve İran ile yaptığı iş birliği sürecinin daha da hızlandırdığını belirten Orhan şöyle konuştu: Türk Rus ve İran askeri görüşmeleri dışişleri ve istihbarat birimlerinin teknik düzeydeki görüşmeler toplantılar sıklaştı. Ankara’daki son ziyaretler diplomasi trafiği bunun göstergesiydi. Bu görüşmelerde ana gündem İdlib’di. Bu bölgenin El Nusra’dan nasıl elimine edileceği noktasında görüş birliğine varılmaya çalışılıyor. Türk-Rus ve İran askerlerinin İdlib’de ortak hareket ederek El Nusra’yı zayıflatmaya yönelik bazı önlemler alması gündeme gelebilir. Tam da bunun için askeri yetkililerin bir araya geldiğini görüyoruz.”

ABD-MISIR-SUUDİ İTTİFAKINA KARŞI TÜRKİYE-RUSYA-İRAN

Suriye’de savaşın başından bu yana geçen süre içerisinde kurulan ittifakların değiştiğine işaret eden Orhan, Amerika - Mısır - Suudi Arabistan ittifakına karşı Türkiye - Rusya - İran bloku kurulduğunu belirterek şunları söyledi:

“Özelikle Suriye rejimi ve İran’ın YPG bölgelerine doğru ilerlemesi ile birlikte Amerika’nın ve YPG’nin rejimle ve İranlı milislerle karşı karşıya gelme durumu var. Böyle bir durumda Amerika’nın Türkiye’ye olan ihtiyacı artabilir. Bu durumda Amerika IŞİD ile mücadelede Türkiye’yi yanına çekmek için en azından Rakka’nın alınmasından sonra Türkiye ile işbirliğinin önünü açabilecek bazı açılımlar yapabilir. Tabi Türkiye burada nasıl bir hamle yapabilir şu noktada bilinmiyor. Ama gözüken YPG ile mücadelede şuanda Rusya ile YPG’ye karşı ortak bir noktada buluşulabiliyor. İdlib meselesinde bir uzlaşı sağlanarak Türkiye bunun karşılığında da Afrin konusunda Rus ve İran tarafından bir taviz beklentisi içerisinde ki biliyorsunuz İdlib tartışmalarının sürmesine paralel bir taraftan da Türkiye’nin bir Afrin operasyonuna girişmesi ihtimali tartışılıyor.”

“TÜRKİYE, ABD’YE GÜVENİNİ BÜYÜK ÖLÇÜDE KAYBETTİ”

Rakka operasyonu sonrası yani ileriye dönük bölgeye dair Türkiye’nin nasıl bir yol haritası izleyeceğinin Amerika’nın tavrına bağlı olduğunu belirten Orhan şunları söyledi: “Amerika IŞİD ile mücadele çerçevesinde mi YPG ile işbirliği yapıyor yoksa bunun ötesinde IŞİD temizlendikten sonra da burada YPG eli ile bir federal bölge kurulması yönünde daha sivil ve idari konularda destek sağlayacak. Oradaki yapıya siyasi statü kazandıracak bir politika benimserse şu anki mevcut krizin daha da derinleşerek süreceğini görebiliriz. Ama eğer Amerika ‘benim YPG ile ittifağım sadece IŞİD ile sınırlı deyip Rakka’dan sonra bu bölgeden çekilip eski ittifak ilişkisine dönerse tabi Türkiye ile birçok alanda işbirliği içerisine girebilir. Açıkçası Türkiye’nin de Amerika’ya güvenini büyük ölçüde kaybettiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin Batı ittifakından ziyade daha bölge merkezli İran, Rusya Irak bölge ülkeleri ile daha yakın ilişkiler geliştirerek kendi yaşamsal sorunlarına çözüm bulmaya yöneleceğini düşünüyorum.”