K24 ÖZEL - Ermeni yazar: Tohumu Kürtler attı!

"Özerklik ismi de Türkiye'de bugünün koşullarında kolay satacak bir etiket değil"

İhsan Yalın

Ermeni yazar Sevan Nişanyan, “Kürtler Türkiye'nin boğucu kamusal söyleminin dışında, milli-hamasi-muhafazakar kabulleri sorgulayan, demokratik, özgürlükçü, eleştirel bir söylemin tohumlarını attılar. Uzun vadede mutlaka meyve verir” diyor.

Sevan Nişanyan, geçtiğimiz günlerde, kişisel blogunda paylaştığı “Federasyon olmadı özerklik verelim” başlıklı makalesinde, şöyle demişti:

“Türkiye'de federasyon olmaz, onu unutun... Merkezi devlet idari kararla bunları kaldıramaz, sınırlarını değiştiremez. İdari kararla egemenlik (hatta yarı-egemenlik) tesis edilmez. İdari kararla özerk birim yaratan, idari kararla özerkliği geri alabilir ya da kuşa çevirebilir. Ona federasyon denmez, hormonlu vilayet denir.”

K24’e konuşan Nişanyan, sözkonusu yazısıyla ilgili olarak, “O yazım resmi bir ‘tavır’ ya da politika önerisi değildi. Dost çevresinde bir tartışma açmaya yönelikti. Yani federasyon olabiliyorsa ne ala, sevinirim. Ama dünyadaki örneklere bakarsan iyimser olmak kolay değil” dedi.

Yazısında “Bildiğim federasyonların hepsinde alt birimler, egemen ya da egemenimsi devlet geçmişine sahip olan yerlerdir” diyen Nişanyan, Kürdistan’ın federal yapısı hakkında ise şunları söyledi:

“Irak'ta kırk senelik bir iç savaş vardı, Irak Anayasası’yla tanımlanmış (sözde de olsa) bir siyasi birim vardı, bölgeye tartışmasız hakim olan bir (veya iki) siyasi yapı vardı, ABD'nin askeri müdahalesi ve himayesi vardı. Sonunda çıkan şeye de gerçek anlamda federasyon demek zor. Kuzey Irak fiilen bağımsızdı, kağıt üzerinde hala Irak'a bağlı görünüyor.”

TÜRKİYE’DE MÜMKÜN MÜ?

Nişanyan, “Türkiye'de bu koşulların hiçbiri yok. Buna rağmen olabilir mi? Dünyada olmaz diye birşey yok, ama ihtimal hesabı pek umut vermiyor. ‘Özerklik’ ismi de Türkiye'de bugünün koşullarında kolay satacak bir etiket değil” ifadelerini kullandı.

Ermeni yazar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öte yandan ‘özerklik’ ya da ‘devolüsyon’ adı altında çeşitli ülkelerde yapılanlara bakarsanız, sonuçta dil ve kültür politikalarında bölgeye birtakım ayrıcalıklar tanımak dışında fazla bir içeriği olmadığını görürsünüz. Bir şekilde Türkiye'de bugün mümkün olan (ama gene de zor olan) budur. Eğitimde ve idari işlerde Kürtçe’nin bölgesel dil olarak tanınması, Kürt kültürüne yönelik etkinliklere belli oranda kamu fonu aktarılması, yer adlarının iadesi vb şeyler. Bugün için en makul yol bu görünüyor.”

KÜRTLER NE YAPMALI?

“Kürtler Türkiye'nin boğucu kamusal söyleminin dışında, milli-hamasi-muhafazakar kabulleri sorgulayan, demokratik, özgürlükçü, eleştirel bir söylemin tohumlarını attılar. O tohumları sulamak, beslemek, büyütmek, bu aşamada yapılabilecek en önemli iştir. Uzun vadede mutlaka meyve verir. Türkiye'nin geri kalan kısmına da örnek olabilir.”

SEVAN NİŞANYAN KİMDİR?

Orta öğrenimini Işık Lisesi ve Robert Lisesi’nde tamamladı. 1974'te ABD'ye giderek Yale Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi’nde tarih, felsefe ve Güney Amerika Siyasi Sistemleri üzerine eğitim gördü. 1984-1985 yıllarında Commodore 64 adlı kişisel bilgisayarı (PC) Türkiye'ye getiren firmanın kurucusu ve yöneticisi oldu. Bilgisayar programcılığı ile ilgilendi, çeşitli konuşma ve konferanslara katıldı.

Türkiye'nin ilk popüler bilgisayar dergisi olan Commodore'u kurup orada Baytan Bitirmez müstear ismiyle yazılar yazdı. Sevan Nişanyan, çeşitli İngiliz ve Uzakdoğu yayınevleri için seyahat kitapları kaleme aldı. 1998 yılında 'Küçük Oteller Kitabı' adlı kitabı ilk kez yayımladı.

Şirince'de yıkılmakta olan evleri resmi izin olmadan restore ettiği gerekçesiyle 2001 yılında 2863 sayılı yasa kapsamında 10 ay hapis cezası aldı.

Nişanyan, firar haberini Twitter adresinden “Kuş uçtu. Darısı geride kalan 80 milyonun başına” paylaşımı ile duyurmuştu. Söz konusu tweet'in Nişanyan tarafından atılıp atılmadığı soru işareti olurken, yazar hakkında mühür bozma ve 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefetten dokuz ayrı suç dosyası açılmıştı.

9 ayrı suçtan 11 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Nişanyan, 3 yıldır cezaevinde kaldıktan sonra, Temmuz 2017’de İzmir Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu'ndan firar ederek Yunanistan’a geçti.