K24 ÖZEL - Botan Vadisi’ni bekleyen tehlike!

Uygarlığın boy verdiği Mezopotamya’da, Fırat ve Dicle nehirlerinin evsahipliği yaptığı antik şehirler art arda barajlar nedeniyle yok oluyor.

Cesim İlhan

Uygarlığın boy verdiği Mezopotamya’da, Fırat ve Dicle nehirlerinin evsahipliği yaptığı antik şehirler art arda barajlar nedeniyle yok oluyor.

Samsat, Eğil, Savaşan köy, Rumkale derken, şimdi Botan Vadisi ve Hasankeyf sular altında kalacak.

1970’li yıllarda Keban Baraj gölü inşasının ardından yüzlerce arkeolojik yerleşim alanı tarihe karışmıştı.

K24’e konuşan tarihçiler, Kürt bölgesinde durumun Hasankeyf’le sınırlı olmadığını dile getirdi.

Adlarının yayımlanmasını istemeyen tarihçiler, barajların enerji için değil, politik nedenler ve güvenlik gerekçesiyle yapıldığını ileri sürdü.

K24’e konuşan Hasankeyf'i Yaşatma Platformu Başkanı Emin Bulut, Kürt antik kentlerinin sular altında bırakılmasını, “Mezopotamya uygarlığına ihanet” olarak değerlendirdi.

Bulut, “Dünyada ilk su ticaretinin yapıldığı liman bile sular altın bırakıldı. Kürt tarihinin yanısıra insanlık mirası da yok ediliyor. Ne dünya genelindeki bilim adamları ne de Türkiye genelindeki tarihçiler ve arkeologlar sesimizi duymuyor” dedi.

Geçtiğimi yıl Hasankeyf’teki tarihi mağara ve kayaların dinamitlenmesine tepki amacıyla kendini bir kayaya zincirleyen HDP eski Batman milletvekili Mehmet Ali Aslan da, “Dünya milyon dolarlar harcayarak tarihi eser araştırmasını yapıyor. Türkiye de para harcayarak tarihi yok ediyor” ifadelerini kullandı.

K24’e konuşan Aslan, şunları söyledi:

“Batman ve Urfa bölgenin en çok güneş alan kentleri. Madem enerji diyorlar neden bu enerjiden faydalanmıyorlar da tarihimizi, kültürümüzü sular altında bırakıyorlar. Ben burada artniyet ararım. Neden güneş enerjisi ve rüzgâr tribünleri kullanılmıyor. Yetkililerin bu sorularıma cevap vermesini istiyorum. Yapılsın demiyorum ama mesela Kapadokya’ya bunu yapabiliyorlar mı? Hasankeyf İstanbul’da ya da batının herhangi bir yerinde olsaydı bunu yapabilecekler miydi?”

Sular altında kalan ve kalması muhtemel olan antik şehirler şunlar:

LİDAR HÖYÜĞÜ - URFA

Höyükte, Kalkolitik Çağ olan M.Ö. 5500 - 3200 yıllarında yerleşimin başladığı düşünülüyor. Höyük, Aşağı Fırat Havzası Yüzey Araştırması Projesi dahilinde sürdürülen çalışmalar esnasında 1979'da keşfedilmiş. Lidar Höyüğü 1987 yılında yapılan Atatürk Baraj Gölü altında kalmıştır.

SAMSAT - ADIYAMAN

Adıyaman bölgesinde Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Dönemi'ne işaret eden yerleşim yerlerinden biri de, Samsat Antik Kenti - Samosata Höyüğü. Samsat Kommagene Krallığı'na başkentlik de yapmış antik bir şehir. 1988’de Atatürk Barajı’nın suları altında kaldı.

TİLLE HÖYÜK - ADIYAMAN

Tille Höyük kurtarma kazıları 1979 yılında başlamış. Tille Höyük'te Roma dönemi eserleri arasında kaya mezarları da bulunmakta. Adıyaman Kahta ilçesi Eskitoz köyünün doğusundaki Fırat Nehri vadisinin yamaçları boyunca kalker kayalara oyulmuş pek çok mezar da bulunmuş. Bu kaya mezarları da artık Atatürk Barajı'nın suları altında kalmış durumda.

ZEUGMA ANTİK KENTİ / BELKIS - ANTEP

Zeugma Antik Kenti, Roma döneminden kalan mozaikleri ile dünyaca ünlü bir yer. Ortalama 20 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş olan antik kent Fırat'ın geçilebilir en sığ yerinde bulunuyor. Antik kentteki kazı çalışmalarında A, B ve C olarak üç bölümde incelenen kentin, villalarının ve çarşılarının bulunduğu A ve B bölümleri bugün Birecik Baraj Gölü'nün suları altında.

HORUM HÖYÜK YA DA URİMA ANTİK KENTİ - ANTEP

Birecik Barajı ve Karkamış Baraj suları altında kalacak olan tarihi yerleşimler hakkında bölgede araştırma yapan ekip tarafından 1989 yılında bulunmuş. Höyük 6,4 hektarlık bir alanı kapsıyor. Höyüğün Birecik Baraj Gölü suları altında kalacağının anlaşılması ile yaklaşık 4 yıl boyunca yani 1999 yılına kadar kurtarma kazıları yapılmış.

RUMKALE - URFA / HALFETİ

Rumkale, Birecik Baraj Gölü ile bir yarımada halini alan tepedeki kale için antik çağlardan günümüze kadar pek çok farklı isim kullanılmış ve en son Rumkale olarak kalmış. Fırat'ın suları altında kalan Saklı Cennet veya Kayıp Kent adıyla da anılan bölge, Rum Kale'nin ve Savaşan köyünün olduğu Halfeti bölgesidir.

SAVAŞAN KÖYÜ - URFA

Savaşan Köyü Birecik Barajı'nın suları altında kalan bir yer. Sular altında kalmadan önce Fırat Nehri'nin karşısında kurulmuş olan bu köyün, taş işlemeli evleri, Arnavut kaldırımlı dar sokakları uzaktan bile görenler üzerinde hayranlık uyandıracak cinsten. Savaşan köyünün en etkileyici manzarası da, ana binası sular altında kalmış olan caminin minaresidir.

EĞİL ANTİK KENTİ - DİYARBAKIR

Asurlular medeniyetine ait batık şehir, Diyarbakır’nın Eğil ilçesinde bulunmaktadır. Dicle Barajı suları altında kalan mağara evleri, hamam, kral mezarları ve yaşam alanları bulunuyor.

HASANKEYF - BATMAN

Hasankeyf, MS. 639 yılında Emeviler tarafından fethedilmiştir. Bu tarihten sonra; Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler ye Osmanlılar hakimiyet kurmuşlardır. Hasankeyf en parlak dönemini Artuklular döneminde yaşamıştır. Merkezde bu dönemden kalan pek çok tarihi eser mevcuttur. Hasankeyf, Batman'a bağlı olup Dicle Nehri'nin ikiye böldüğü tarihi ilçedir. Dicle üzerinde yer alan Ilısu Barajı ile sular altında kalma ve bütün kültürel hazinesini yitirme tehlikesi yaşıyor.

BOTAN VADİSİ - SİİRT

Tarihte "Onbinlerin Yürüyüşü" olarak adlandırılan MÖ 500 yıllarında Yunan ordularının Anadolu'ya yaptıkları seferde kullanılan Botan Vadisi doğu-batı ekseninde uzanır. Botan Vadisi de Ilısu Barajı'nın suları altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya.