K24 ÖZEL - Ankara'da 'sert' günlere...

24 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni bir döneme girerken, iktidar ile muhalefet arasındaki gerginlik her geçen gün daha da büyüyor.

K24 - ANKARA

24 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni bir döneme girerken, iktidar ile muhalefet arasındaki gerginlik her geçen gün daha da büyüyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar kanadı CHP’yi “terör destekçisi” olmakla suçlarken, CHP de iktidarı baskıcı olarak niteliyor.

Konuyla ilgili K24’e konuşan gazeteci Şükrü Küçükşahin, iktidar ile muhalefet arasındaki gerginliğin önümüzdeki dönemde daha da sertleşeceğini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın yaklaşık 4 bin kişi hakkında dava açtığını belirten Küçükşahin, “Çok sayıda kişi cumhurbaşkanına hakaretten tutuklandı. Yeni dönemde Cumhurbaşkanı bu davalardan vazgeçtiğini açıklasaydı, muhalefet de ona göre dilini biraz yumuşatabilirdi. Bu gerilimin kimseye faydası yok, ülkeye de faydası yok” dedi.

ÖVÜR’DEN CHP’YE ELEŞTİRİ

K24’e konuşan gazeteci Mahmut Övür de, “Art arda açılan davalarla size sanki hükümet kasıtlı olarak dava açılıyor diye gelebilir, öyle bir sorun çıkıyor da bu olası bir durum” dedi.

CHP’nin “Türkiye Cumhurbaşkanı’na ilişkin çok, asla hayal edilmeyecek, kimsenin aklından geçmeyecek, FETÖ’nün bile akıl edemediği bir yalan söylediğini” öne süren Övür şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi buna karşı dava açılmayacak mıydı? Bu olaya ben öyle bakıyorum ve bunu doğal bir dava olarak görüyorum. Dava açsa da sonuç değişmeyecek ama bunun Türkiye siyasetine bedeli çok ağır. Bir siyasi aktörün bu noktaya savrulması gerçekten kurucu parti ola CHP açısından da hüzün verici bir durum.

Yani bir siyasi aktör o gece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’e gidip saklandığını söylüyorsa bunun üstüne söyleyecek başka birşey yok. O yüzden bu siyasete zarar veriyor. Aslında siyaset dışına atılmış bir siyasi aktörden bahsediyoruz yani.”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2010’dan beri özellikle de 2012’den sonra “enterasan bir rol üstlendiğini” iddia eden Övür, şu değerlendirmede bulundu:

“Yani özellikle Türkiye’deki dönüşüme değişime karşı farklı bir bilinç sergiledi. Her defasında ya diktatörlük üzerinden ya Türkiye’yi yabancılara şikayet etmek üzerinden, sürekli bir Türkiye karşıtlığı bir tavır sergiledi. Böyle sert bir dil kullanıyor. Bence başka bir misyonu var gibi geliyor bana ama o misyonu da Türkiye’deki siyaseti manipüle etmek, sertleştirmek, kutuplaştırmak gibi bir yanının olduğunu görüyorum.”