K24 ÖZEL - 10 yılda rakam arttı: 2 milyon çocuk işçi

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2017 yılı raporuna göre, dünya genelinde 5-17 yaş aralığında 152 milyon çocuk işçi bulunuyor. Bu çocukların 73 milyonu tehlikeli işlerde çalışıyor.

ANKARA (K24)

Çocuk hak ihlalleri konusunda yaptıkları çalışmalarla bilinen Ezgi Koman ve Mehmet Bayram, bu konuda devlete sorumluluk düştüğünü belirterek, Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere uyması gerektiğini belirtiyor.

Bugün, “Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü.”

Türkiye’de yaklaşık 2 milyon “çocuk işçi” bulunuyor ve her 10 çocuktan 8’i kayıtdışı olarak çalışıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (İSİG) verilerine göre çocuk işçilerin yüzde 78’i kayıtdışı çalışıyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) “Türkiye’de Çocuk İşçiliği ve Çocuk İş Cinayetleri Raporu”na göre ise 2013’ten 2018’in ilk 5 ayına kadar 319 çocuk, iş cinayetleri nedeniyle yaşamını yitirdi.

Dün açıklanan raporda, Türkiye’de 10 yılda çalışmak zorunda kalan çocuk sayısının arttığı, çocukların çalışma koşulları ile yaşadıkları ihlallerin ağırlaştığı belirtiliyor.

BAYRAM: DEVLETE DÜŞEN SORUMLULUK

Çocukların işgücüne katılımına ilişkin bir kavramın, konunun yasal statüye kavuşması açısından önemli olduğunu söyleyen Çocuk İşçiliğini İzleme ve Önleme Derneği kurucularından Mehmet Bayram, bu yüzden “çalıştırılan çocuk” ya da “çalışan çocuk” kavramlarını kullandıklarını ifade etti.

K24’e, çocukların çalıştırılma yoğunluğuna göre büyükten bir sıralama yapan Mehmet Bayram, şu ifadeleri kullandı:

“Küçük, orta ölçekli işletmeler, mevsimlik tarım işçiliği ve serbest sanayii bölgelerinde çalıştırılmaktadırlar. Bazı çocuklarda iç ve dış göçlerle şehir merkezlerinde yaşamı sürdürmek için, katı atık toplama, hediyelik materyaller satma vb. İşler yaptığını söyleyebiliriz. Devletin sorumluluğu denetim mekanizmalarını etkin kullanmak.

“Bu denetim mekanizmalarını etkinleştirmek için Sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) işbirliği gerçekleştirmeleri, kamu politikaları inşa edilirken, çocuk dostu, çocuğun yararı ilkeleri ve çocuk katılımı sağlayarak gerçekleştirmeleri gerekmektedir.  STK görevi ise; devletin görevlerini yapıp, yapmadığını denetlemektir.”

ÇUKUROVA’DA MODEL

Öte yandan, çocuk işçiliği sorunu için “Yerelden yerele çok farklılık gösteriyorken, ulusal ve bölgelere ait başlı başına sorunları vardır” diyen Bayram, “Çukurova bölgesinde bir model oluşturmayı amaçlıyoruz; Çalıştırılan Çocukları İzleme ve Önleme Merkezi. Bu merkez çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik aktörlerle birlikte yuvarlak masa toplantıları yaparak, bir strateji modeli oluşturmayı amaçlıyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’de çocuklarla ilgili çalışma yapan yüzlerce derneğin olduğunu belirten Bayram, “Sadece çocuk işçiliğini gündemine alan, çalışma biçiminde çocuk işçiliği olan tek derneğiz. Hak temelli faaliyet sürdürdüğümüz için; hak temelli çocuk çalışan dernekler aynı zamanda gündemlerinde çocuk işçiliğiyle ilgilenebiliyorlar” dedi.

OHAL kapsamındaki KHK ile kapatılan Gündem Çocuk Derneği’nin Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Ezgi Koman, çocuk ve işçi kavramlarının birarada olmasının sorun teşkil ettiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Yani çocukların çalıştırılması, onların ‘işçi’ olarak kullanılması. Ve ne yazık ki bu gerçek bir durum. Türkiye’de ve tüm dünyada çocuklar sermayenin ucuz işgücü ihtiyacını karşılamak amacıyla çalışmak zorunda bırakılıyor, çocuklar çalışırken yaşamını kaybediyor, şiddete maruz kalıyor, sağlıklı gelişim hakları ve tüm özgürlükleri elinden alınıyor.”

HAK İHLALLERİ

“Çocuk işçi kavramı durumu göstermesi açısından doğru bir kavram gibi ancak Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 0-18 yaş arası her birey çocuktur” diyen Ezgi Koman, dilin politik bir araç olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dolayısıyla çocuk işçi kavramını kullanmak, çocukların çalışmasına alışmamamıza, onların aslında çocuk olduklarını unutmamıza yol açabilir… Bu konuda uyanık olmak gerekir. İnsan hakları ihlalleri alanında kavramların tartışılması bu anlamda önemlidir.”

Çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasında temel yükümlülüğün devlette olduğunu, devletin öncelikle çocukların temel sağlık, eğitim, gelişim ve barınma gereksinimlerini karşılamak zorunda olduğunu belirten Koman, “Çocukların muaf olmadığı esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma koşulları bir an evvel düzenlenmelidir” dedi.

ULUSLARARASI HUKUK

Ayrıca, devletin çocuk işçiliği konusunda her alanda denetim yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğinin de altını çizen Koman, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uymalı, sözleşmelerin uygulanması için gerekli düzenlemeleri yapmalı ve denetimleri sağlamalıdır.  Özellikle çocuk işçiliğini önlemeye ilişkin ILO’nun 138 No’lu ‘Asgari Yaş Sözleşmesi’ ve 182 No’lu ‘En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi’ hükümlerine uyulmalıdır.”

ILO RAPORU

Öte yandan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2017 yılı raporuna göre, dünya genelinde 5-17 yaş aralığında 152 milyon çocuk işçi bulunuyor. Bu çocukların 73 milyonu tehlikeli işlerde çalışıyor.

Bu verilere göre dünyada her 10 çocuktan biri işçi. Bu çocukların 64 milyonu kız, 88 milyonu oğlan çocuklardan oluşuyor.

Çocuk işçilerin yüzde 70,9’u tarım, yüzde 17,2’si hizmet sektöründe çalışırken, yüzde 11,9’u da sanayi sektöründe çalışıyor.

En fazla çocuk işçi Afrika’da bulunuyor. Çocuk işçilerin 72,1 milyonunu barındıran Afrika’da 31,5 milyon çocuk tehlikeli işlerde çalışıyor.

Afrika’dan sonra en fazla çocuk işçinin bulunduğu bölge olan Asya Pasifik’te 62 milyon çocuk işçi bulunuyor. Bu da Afrika ile Asya ve Pasifik bölgesinin birlikte, dünyadaki her 10 çocuk işçiden 9’una ev sahipliği yaptığı anlamına geliyor.

Kuzey ve Güney Amerika’da toplam 11 milyon çocuk işçi bulunurken Avrupa ve Orta Asya’da ise 6 milyon çocuk çalışma hayatında yer alıyor.