K24 ÖZEL - ‘Coronavirüs en çok mevsimlik işçileri etkiledi’

Genellikle Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Urfa, Mardin ve Şırnak gibi Kürt illerinden göç sürecine katılan mevsimlik gezici tarım işçileri, yaklaşık 50 ilde yılın belirli zamanlarında toprak hazırlığı, ekim, dikim, çapalama, ot alma, ilaçlama, sulama ve hasat gibi başlıca işlerde çalışıyor

ANKARA (K24)

Prof. Dr. Sedat Benek, yeni tip coronavirüs (Covid-19) salgınında olası ikinci dalgada en çok etkilenecek kesimin mevsimlik gezici tarım işçilerinin olacağını ifade ederek, “Mevsimlik gezici tarım işçileri en fazla gönderen iller olan Urfa, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman ve Şırnak’ta birinci dalga henüz bitmiş değil, birinci dalganın en fazla olduğu bir dönem yaşanmaktadır. Söz konusu Bölgedeki vaka sayılarının artışına bakıldığında pozitif çıkanların çoğu yoksul kesimlerden oluşmaktadır” dedi.

Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan Covid-19 salgını, Mart 2020 ayının ilk haftasından itibaren Türkiye’yi de etkisi altına almış, birçok iş kolunda üretimin durmasına ve yavaşlamasına yol açmıştı. Bu alanlardan biri de bitkisel üretim olup, özellikle mevsimlik gezici tarım işçileri ve onların çocuklarının sürece katıldığı ürün ve coğrafyalarda da çeşitli şekillerde etkisini gösterdi.

Genellikle Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Urfa, Mardin ve Şırnak gibi Kürt illerinden göç sürecine katılan mevsimlik gezici tarım işçileri, yaklaşık 50 ilde yılın belirli zamanlarında toprak hazırlığı, ekim, dikim, çapalama, ot alma, ilaçlama, sulama ve hasat gibi başlıca işlerde çalışıyor.

İşçiler başta sağlık sorunları olmak üzere birçok sorunla baş başa kalıyor.

Harran Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Benek, salgın döneminde Urfa’dan Uşak, Hatay ve Eskişehir gibi illere giden mevsimlik gezici tarım işçileriyle görüştü.

Yaklaşık 22 yıldır mevsimlik tarım işçiliği ve çocuk işçiliği gibi konularda çalışmalar yürüten Sedat Benek, işçilerin yaşadığı sorunlar ve salgın sürecinin işçileri nasıl etkilediği gibi konularla ilgili K24’e değerlendirmelerde bulundu.

Çocuk işçiliğinin kuşaktan kuşağa devam eden temel bir sorun olduğundan söz eden Benek, Türkiye’de 2 milyona yakın yakın çocuk işçi bulunduğunu, bunların ağırlıklı olarak mevsimlik işlerde çalıştığını ifade etti.

Türkiye’nin batısına doğru gerçekleşen göçlerden söz eden Benek, şunları dile getirdi:

“Bahsettiğim temel problemlere baktığımız zaman, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde mülkiyet yapısına dayalı olarak, yani 1950’li yıllarda bu insanlar ağırlıklı olarak köylerde yaşarken, makineleşme, ardından barajların yapılması ve çatışmaların artması gibi nedenlerle köyden göç etti. Bu insanların bir kısmı Türkiye’nin büyük metropollerine göç etmeyi tercih ederken, bir kısmı da bölgedeki büyük ve orta ölçekli kentlere göç etmeyi tercih etti. Özellikle bölgedeki kentlere giden insanlar, kentin çeperlerine yerleştiler; ancak batı metropollerine gidenlerde olduğu gibi Bölge’de kalanlar için sanayi sektörü veya istihdam sunan başka sektörler gelişmediği için “nöbetleşe yoksulluk” kuramı işlemedi ve tarım sektöründe mevsimlik gezici tarım işçileri olarak çalışmaya devam ettiler ve halen devam etmektedirler.”

 

Foto: Prof. Dr. Sedat Benek, tarlada mevsimlik gezici tarım işçileriyle birlikte çapa yapıyor, Hilvan/Urfa (Baştan ikinci, ayakta)
Foto: Prof. Dr. Sedat Benek, tarlada mevsimlik gezici tarım işçileriyle birlikte çapa yapıyor, Hilvan/Urfa (Baştan ikinci, ayakta)

Büyük kentlere yerleşen yoksul kesimlerin sanayi sektörü ya da başka sektörlerde istihdam edildiğini belirten Benek, “Sanayi sektörü biraz geliştiği için ve istihdam alanı sunan diğer sektörler olduğu için, göç edenler belli bir süre hem mekânsal olarak hem de sosyo-ekonomik olarak sınıfa taşındı ve dolayısıyla sosyo-ekonomik yapıları değişti. Ancak Diyarbakır, Urfa, Antep, Mardin gibi büyük kentler ile Viranşehir, Kızıltepe, Siverek ve Suruç gibi orta ölçekli kentlerde kalanlar burada sanayi gelişemediği için ve istihdam sunan başka sektörler de olmadığı için tek seçenek olarak tarımsal faaliyetlerle uğraşmaya devam etti” dedi.

“ÇOCUK İŞÇİLERİN ÜÇ TEMEL SORUNU VAR”

“Mevsimlik gezici tarım işçileri kent çeperinde yaşayan, uzun süredir yoksullukla mücadele eden, yoksulluğu adeta bir kadere dönüşen bu insanlar mart ayıyla beraber ailece yollara düşerler” bilgisini paylaşan Sedat Benek, mevsimlik gezici tarım işçilerinin çocuklarının üç temel sorunla karşı karşıya kaldığını vurguladı:

“Birincisi, yaşları gereği okulda olmaları gerekirken, okuldan alınırlar ve eğitimden yoksun kalırlar. İkincisi yaşları gereği, “çocukluklarını” yaşamaları gerekirken aileleriyle birlikte çalışmaya başlarlar. Yani çocuk yaşta büyük insanların yükümlülüklerini almak zorunda kalırlar. Hal böyle olunca üçüncü bir temel sorun daha ortaya çıkıyor: Sağlık sorunları. Çünkü uzun süre güneşte kalma, çok iyi olmayan ortamlarda çalışmak zorunda kalmaları sağlık sorunu yaratmaktadır.”

Foto: Adem Özgür
Foto: Adem Özgür

MEVSİMLİK GEZİCİ TARIM İŞÇİLERİ SALGINDAN NASIL ETKİLENDİ?

Mevsimlik gezici tarım işçilerinin halan birinci dalgayı atlatmadığını belirten Sedat Benek, salgının ilk başta daha çok uluslararası etkileşime açık İstanbul gibi büyük kentleri etkilediğini ve insanların büyük kentlerden kırsal kesimlere giderek virüsü yaydığını şu sözlerle ifade etti:

“Çin’de başlayan bu salgın, daha çok uluslararası kentlere bulaştı. Örneğin Türkiye’de en çok İstanbul’a bulaştı, çünkü İstanbul uluslararası bir kent. Wuhan’dan kalkan bir uçak İstanbul’a geliyor, hem İstanbul’da yolcu alıyor hem İstanbul’a yolcu bırakıyor. Daha sonra Londra’ya, Washington’a gidiyor.”

“POZİTİF VAKALARIN ÇOĞU YOKSUL KESİMLER”

Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’ta insanların evlerine kapanmaya başladığını ve iş yerlerinin çalışmadığını ifade eden Benek, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu süreçte büyük kentlerde işsiz kalan bir kısım insanlar memleketlerine dönüş yaptı. Bu vesileyle İstanbul’da başlayan vaka sayısı, özellikle GAP Bölgesi illerinde de etkisini göstermeye başladı son zamanlarda. Yani mevsimlik gezici tarım işçilerinin en yoğun olduğu illerde görülmeye başlandı. Mevsimlik gezici tarım işçileri için birinci dalga henüz bitmiş değil, birinci dalganın en yoğun olduğu bir dönemdeyiz. Bölgedeki pozitif vaka sayılarının artışına bakıldığında yoksul kesim epey fazla.”

Türkiye’de 3 Nisan tarihinde mevsimlik gezici tarım işçileriyle ilgili “ilginç” ve “beklenmedik” bir kararın alındığını belirten Prof. Dr. Sedat Benek, “Sokağa çıkma yasaklarının en yoğun olduğu 3 Nisan’da beklenmedik bir kararla tarım sektöründe çalışanlar bu yasaktan muaf tutuldu. Yasaktan muaf tutulanlar ülkenin en yoksul ve kırılgan gruplarıydı. Yani bunlar büyük oranda gündelik yevmiyelerle evlerine para götüren insanlardan oluşmaktaydı. 3 Nisan çok erken bir dönemdi. Bu durum mevsimlik gezici tarım işçilerini oldukça etkiledi” ifadelerini kullandı.

Foto: Adem Özgür
Foto: Adem Özgür

OLASI İKİNCİ DALGANIN RİSKİ

Olası ikinci dalganın mevsimlik gezici tarım işçileri nasıl etkileyeceğini sorduğumuzda Benek, “Eğer olası ikinci bir dalga olursa, mevsimlik gezici tarım işçilerinin aileleri ve çocukları bu durumdan en çok etkilenen kesim olacaktır. En çok mobilizasyonu yaşayan, daha da önemlisi iyi olmayan beslenme biçimlerini, iyi olmayan çalışma ortamlarını, iyi olmayan yaşam koşullarını eklediğimizde, salgının, bu kırılgan kesim arasında yaygınlaşma riski daha da yüksek olacaktır” yanıtını verdi.