K24 RÖPORTAJ - Doç. Dr. Uras: Türkiye’nin büyük pişmanlığı…

Doç. Dr. Ufuk Uras, “Türkiye’nin Ortadoğu politikası Davutoğlu’nun ‘stratejik derinlik’ diye ifade edilen büyük bir pişmanlığı içeriyor. Bunun yanlış olduğunu gördüler ama yerine de daha bir şey ikame etmiş değiller” dedi.

Cesim İlhan

Doç. Dr. Ufuk Uras, “Türkiye’nin Ortadoğu politikası Davutoğlu’nun ‘stratejik derinlik’ diye ifade edilen büyük bir pişmanlığı içeriyor. Bunun yanlış olduğunu gördüler ama yerine de daha bir şey ikame etmiş değiller” dedi.

Uras, Batı Kürdistan’ın ( Rojava), Türkiye için beka sorunu olmaması gerektiğini söyledi.

Uras, seçimlerden sonra PKK’nin Ağrı ve Diyarbakır’da gerçekleştirdiği infazların “Abdullah Öcalan tarafından doğru bulunamayacağını” da belirtti.

K24’ün Ufuk Uras’a soruları ve verdiği yanıtlar… 

Seçimden sonra, Türkiye’de uzun zamandır konuşulan parlamenter sistem bitti, cumhurbaşkanlığı sistemi başladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Seçimin eşitsiz ve adaletsiz bir ortamda gerçekleşmesi tartışması bir yana ama sonuçta Türkiye yeni bir döneme girdi. Burada kritik olan muhalefetin ya da bizim gibi daha demokratik bir parlamenter sistemden yana olanların ne yapacağı... Şimdi iktidar, reformist bir hükümeti olacağını söylüyor. Ama kabinenin bileşenlerine baktığımızda iyimser olmak mümkün değil.

Kabineyi nasıl buluyorsunuz?

Doğrusu çok moral bozucu. Çok sıkışmış. Ufkunu dışarıya açamayan Süleyman Soylu gibi birisinin kabinede yer alması… Bir partinin eşbaşkanını arayıp tehdit etmesi, cenazelerle ilgili spekülasyon yapmasını MHP bile eleştirdi. O yüzden bütün bunlar olduğunda ‘acaba Soylu kabinede yer alacak mı almayacak mı?’ diye kriter olacağını düşünüyordum. İlginç bir şekilde sanki memlekette insan kıtlığı varmış gibi Soylu’yu vazgeçilmez hale getirdiler. Erdoğan dersler çıkarmasına rağmen daha birinci dakikada çıkarmadığını ya da o çıkardı da bizim aldığımız dersler olmadığını gördük.

Kabinede yer alanlardan Kürt meselesinin çözümü için çaba sarfedenler olur mu sizce?

Olumlu bir gelişme olursa bu kabineye rağmen olacak. Erdoğan isterse kabineye rağmen diyalog başlatılır.  Yani kabinenin yapısından özgürlükçü, demokrat yeni pencere açabilir diyebileceğimiz bir profil yok.

MHP’nin Kürt illerinde oyları arttı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yaşanan gerilimden sonra bölgeden çok büyük bir göç oldu. Bir de güvenlik görevlilerin büyük çoğunluğunun MHP’li olduğu sonucu çıkarmak lazım buradan.  Yoksa Kürt halkının MHP’ye oy verme ihtimali yok.  Kürtler’in MHP’ye oy vermesi için bir neden de yok.

Seçimden sonra Ağrı’da 1 infaz, Diyarbakır’da da 2... Sonra PKK bunları üstlendi. Bu HDP’nin rahat siyaset yapmasını engellemez mi?

Bunun kabul edilebilir bir yanı yok. Bu en sert bir şekilde eleştirilmeli. Siz 8 çocuk babası birini siyasi hedef haline getirip katlediyorsunuz, bunun kabul edilecek bir yanı yok.

Sizce Abdullah Öcalan da PKK’nin bu eylemlerini doğru buluyor mu?

Bence bütün bur süreçle ilgili Abdullah Öcalan daha Roma’da iken söylemişti. Öcalan demişti ki: “Ben aslında örgütüme yenildim.” Öcalan’ın ortaya attığı bir yönelim vardı: “Silahlı mücadele dönemi bitti açık siyaset dönemi başladı” demişti. Daha doğrusu birinci dünya savaşından kalma hendek savaşları dönemleri bile geride kaldı. Düşün mesela insansız hava araçlarına karşı hendekler. Eşitsiz birşey. Sırf askeri açıdan baksanız topluma büyük bir fatura ödetiyorlar. O yüzden kim ne derse desin HDP’nin mecliste bu zeminde sağlam durması, yerel seçimlerin iyi geçmesi HDP’nin dönüş yapması açısından  önemli. Bunun için de halkın iradesinin esas alındığı bir yönelimle adayların belirlenmesi gerekiyor.

MHP ile ittifak Erdoğan’ı zora sokar mı?

Doğrusu ben bu tezleri savunmuyorum. Çünkü Erdoğan’ın elinde Türkiye’yi seçime götürme kozu var.  Çok kilitlenirse ‘hadi buyurun seçime gidelim’ der ve hiçbir parti bunu göğüsleyecek durumda değil. Ayrıca yerel seçimlere de kabul etmek gerekir ki bir avantajla giriyor çünkü CHP şuan bir kaos içerisinde ‘yerellerde ancak hizmeti ben sunarım’ politikasıyla girecek.

Peki, kayyum atanan belediyeler ne olacak?

Onlar HDP’ye geri dönecek. AK Parti kayyumların çok başarılı olduğunu iddia ediyor. Çok başarılı ise haydi buyurun kayyumları aday gösterin. Demek mesele başarılı olmak ya da olmamakla ilgili değildir.

HDP belediye seçimlerinde başarılı olursa Kürt meselesinin çözümü için devleti zorlar mı?

Tabii ki zorlar. Bir aktör olarak yerel yönetimler de devreye girer. Geçmiş zamanlarda da hatırlarsanız Diyarbakır, Urfa gibi belediye başkanları işte Osman Baydemir gibi kişiler bu konularda çok önemli roller üstlenmişlerdi. Dolayısıyla yerel seçimlerle beraber yeni bir dönem olarak görmek lazım.

Referandumdan sonra Türkiye ile Kürdistan ilişkilerinde gerginlik yaşandı. Başbakan Neçirvan Barzani’nin Türkiye’ye davet edildi.

Evet, şimdi Barzani’nin kardeşi vefat etti, Erdoğan aradı. Sonra deprem oldu Türkiye Kürdistan’a insani yardımda bulundu. Şimdi ilişkilerin iyi olması için depremlerin olmasına gerek yok. Bölgede bir referandum gerçekleşti ve bir resim ortaya çıktı. Bu resim de halkın iradesiydi. Her halk kendi kaderini belirleme hakkı vardır ben de bunu hep savunuyorum. Ben 2018’in sonbaharından Türkiye ile Kürdistan ilişkilerinin daha iyi olacağını düşünüyorum. Bunun yansımaları Türkiye içerisine de etki edecektir. Çünkü seçimlerden sonra Türkiye’nin ABD ve NATO ile ilişkilerinde normalleşme sürecine doğru gittiğini görüyoruz.  

ABD ile Minbic pazarlığı üzerinden Türkiye Rojava Kürtleri’ne karşı bir yumuşar mı?

Orada bir yumuşama olabilir. Yeter ki Kürt siyasi yapılanması Türkiye’ye bakış açısını yumuşatsın. Orada kendisi dışındaki siyasi yapıların varlığını kabul edilebilir bir hale getirsin. Orada bir nüfus mühendisliğe gidilmesin. Rojava’daki Kürt hareketi iyiye doğru giderse, işler daha kolaylaşır.

Peki, ya Türkiye’nin ne yapması lazım?

Federatif yapı Suriye Kürdistanı’nın yapısına uygundur. Bir de halkın iradesini ikame etmek, bastırmak nereye kadar. Sonuçta halkı değiştirecek durumunuz yok. İstediğiniz kadar oranın dokusunu değiştirmeye çalışın Kürtler’in orada kendilerini ifade etmeleri Türkiye’nin beka sorunu olamaz. AKP’nin ve Erdoğan’ın eşittir Türkiye’nin beka sorunu olarak değerlendirilemez. 

ABD ile İran arasında Hürmüz Boğazı sorunu var. Bu Ortadoğu’da büyük sorunların çıkmasına sebep olur mu?

Bu karşılıklı olarak birbirine karşı kullandıkları kozlar. Çok ciddi bir gerilime ve savaşa neden olabileceğini zannetmiyorum.

Yeni sistem ile Türkiye’nin Ortadoğu politikası nasıl şekillenir sizce?

Türkiye’nin Ortadoğu politikası, Davutoğlu’nun ‘stratejik derinlik’ diye ifade edilen büyük bir pişmanlığı içeriyor. Bunun yanlış olduğunu gördüler ama yerine de daha bir şey ikame etmiş değiller. Türkiye’nin bundan sonra bir esneklik tutumu alacağını düşünüyorum.

Seçimden önce Türkiye ‘bugün yarın Kandil’e operasyon yapacağız’ diyordu. Siz Türkiye’nin Kandil’e çok ciddi bir operasyon yapacağını düşünüyor musunuz?

Zannetmiyorum. Çünkü operasyon işi ciddi. Sonuçta insanlar ölüyor. Erdoğan’ın ifadelerinde biraz seçimlere yönelik taktik ifade olduğu ortaya çıktı. Bence artık uluslararası siyasi bir model üzerinde anlaşma dönemidir. 

PORTRE/ UFUK URAS

Ufuk Uras, 4 Ocak 1959 tarihinde İstanbul Üsküdar'da doğdu. Kadıköy Anadolu Lisesi'nde tahsil gördü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi aldı. Daha sonra aynı üniversitede yardımcı doçent doktor olarak çalışmaya başladı.

Uras, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde İstanbul 1. Bölge'den bağımsız milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. 1 Ağustos 2007 tarihinde de Özgürlük ve Dayanışma Partisi'ne (ÖDP) katıldı. 11 Şubat 2008'de de partinin genel başkanlığına seçildi. 17 Haziran 2009 tarihinde de ÖDP'den istifa ederek Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin kuruluşuna katıldı. Daha sonra Demokratik Toplum Partisi'nin 19 kişiye düşüp grupsuz kalmasının ardından, Kürt sorununun parlamentoda çözülmesi gerektiğini iddia ederek Barış ve Demokrasi Partisi'ne (BDP) geçti.

Yeşiller ile Sol Gelecek partilerinin de oluşum çalışmalarında yer aldı.

“ÖDP Söyleşileri”, “İdeolojilerin Sonu mu?”, “Başka Bir Siyaset Mümkün”, “Sezgiciliğin Sonu mu?”, “Siyaset Yazıları”, “Alternatif Siyaset Arayışları”, “Kurtuluş Savaşı‘nda Sol”, “Velhasıl” gibi kitapları vardır.