Kürtleri karanlık günler bekliyor

Selah Bedreddin

Rojavalı siyasetçi ve yazar Selah Bedreddin, Suriye Kürtlerini karanlık günlerin beklediğini ifade ederek, tüm Kürtlerin destek vereceği ulusal bir kongrenin yapılması gerektiğini söyledi.

Rojava ve Suriye’deki gelişmeleri değerlendiren Kürt siyasetçi Selah Bedreddin, meselenin halkın kontrolünden çıktığını, yeni oyunların oynandığını belirtti.

Son günlerde eski adı Nusra Cephesi olan ve İdlib’i kontrolünde bulunduran Heyet Tahrir el Şam ile Türkiye destekli silahlı gruplar arasında Afrin’de yaşanan çatışmalara değinen deneyimli Kürt siyasetçi, söz konusu grupların bölgeyi kendi aralarında paylaşmak için anlaşmış olabileceklerini söyledi.

Selah Bedreddin, PYD’nin Rojava’da yürüttüğü politikanın Kürtlerin çıkarına olmadığını ve Kürtleri kendi aralarında düşmanlaştırmasına sebep olduğunu ifade ederek eleştirdi. 

PYD ile Esad rejimi arasında 2011’den beri görüşmelerin devam ettiğini vurgulayan Kürt siyasetçi, “PYD, kontrol ettiği bölgelerde tek güç olmak istiyor. Rejim de bunu kabul etmiyor” dedi. 

Rojavalı siyasetçi ve yazar Selah Bedreddin K24’ün sorularını yanıtladı.

Türkiye’nin desteklediği silahlı gruplar Afrin’i işgal ettiği dönem Kurdistan24 televizyonunda, Rojava ve Suriye’de savaşın daha yeni başladığını ve yeni silahlı grupların ortaya çıkacağını ön görmüştünüz. Şimdi Afrin’de farklı silahlı gruplar arasında yeni çatışmalar yaşanıyor. Rojava ve Suriye’deki yeni süreci nasıl görüyorsunuz?

Afrin’i Suriye meselesinden ve Suriye Kürtlerinin sorunlarından ayrı değerlendiremeyiz. Hepsi birbirine bağlıdır. Afrin’in işgali eşilirse çok derin sebepleri var. İlk başta kendini Kürtlerin temsilcisi olarak pazarlayanlar Afrin’in işgal etmesine sebep oldular. Suriye meselesi, Suriye halkının kontrolünden çıkmıştır. Mesela rejim bir pay almış, bir parçayı Türkiye almış, bir parçayı DSG Amerika’nın gözetiminde almış, bir kısmı da İdlib’i almış. İdlib’de bulunan gruplar, Türkiye’nin destek verdiği grupların kontrol ettiği bölgelere de girmişler. Durum şu an çok karışık.

İdlib’de bulunan silahlı gruplar kimdir?

Onlar El Kaide’nin militanlarıdır. Ben onların ittifak yaptıklarını düşünüyorum. Anlaşıp kendi aralarında paylaşıyorlar. Şüphesiz Türkiye bundan habersiz değildir. Belli ki yeni oyunlar olacak. Planın ne olduğu konusunda şimdiye kadar konuşulmadı. Bu yeni bir durum. Çünkü El Kaide DAİŞ’tir, DAİŞ, El Kaide’nin bir parçasıydı.

Peki, Afrin sorunu nasıl çözülecek?

Afrin meselesi silahla hallolmayacak. Silahla bir mevkiyi özgürleştiremezsiniz. Çünkü Amerika, Rusya, İran, Türkiye gibi büyük ülkeler meseleye el koymuşlar. Buradaki parti ve silahlı gruplar bu güçlere bağlıdır. Bazı Arap ülkeleri de bu işinde. Hikâye buradan uzanıyor. Biz şimdi kalkıp Kürtlerin silahla Afrin’i ya da başka bir bölgeyi özgürleştireceğini söyleyemeyiz. Böyle bir şey olmaz. Özgürleştirseler dahi kimin için? Asıl sorun da buradadır. Diyebilirsiniz ki DSG Afrin’i özgürleştirecek. Zaten kendileri Afrin’i teslim ettiler. Peki, bu sefer özgürleştirseler kimin için yapacaklar? Yine PKK’nin kucağına atacaklar. Silahlı çatışmayla kimse hiçbir şey yapamıyor. 

Afrin’de birçok silahlı grup bulunuyor, birçok devlet da bundan söz ediyor. Afrin’i bu kadar önemli kılan nedir?

Afrin meselesinin nerden başladığını anlatayım. 2011 yılında Suriye’de iç savaş başladığı zaman Hafız Esad’ın damadı Asıf Şevket (Suriye Savunma Bakanı Yardımcısı, 18 Temmuz 2012’de suikast sonucu öldürüldü) Celal Talabani’nin yardımıyla Süleymaniye’ye geçti. Burada Murat Karayılan ile görüştü. Asıf Şevket, Murat Karayılan’a dedi ki, ‘Öcalan yanımızda olduğu dönemlerde biz dosttuk, geri dönün, biz size eskisinden daha fazla yardım edeceğiz. Hangi sloganlarla gelmek istiyorsanız gelin, bizim için hiç sorun değil. Biz birlikte Türkiye’ye karşı savaşacağız, devrim diye ayaklananlara karşı duracağız’ dedi. Murat Karayılan ile Asıf Şevket arasında ittifak yapıldı. Bu anlaşmadan sonra PKK’nin silahlı güçleri Kandil’den Suriye’ye geldiler. Plan şuydu; Afrin dağlık olduğu için yer altı ve yer üstünde askeri mevziler yapma kararı alındı. İki yıl bunun üzerinde çalıştılar. PKK, Türkiye’ye yönelik savaş başlatacaktı. Sonra Türklerin gözü açıldı, kendi sınırlarında bir şeylerin olacağını ve PKK’nin onlara yaklaştığını anladılar. Türkiye’nin Afrin’i önemsemesinin birinci sebebi budur.  Ayrıca hepimiz çok iyi biliyoruz ki kültürel anlamda Afrin önemli bir yerdir. Afrin halkının büyük bölümünün Türkiye ile ilişkileri var. Birçoğu Türkçe biliyor. Bu da başka bir sebeptir. Afrin’in önemli olmasının bir diğer sebebi de yüzde 90’ı Kürt’tü. Kürt olmayan yabancı kimse yoktu. Şu anda Kürt nüfusu yüzde 30’dan az.

Size göre Rojava'da bir Kürt kazanımı söz konusu mu?

2011’den bugüne kadar herhangi bir başarıdan söz edilemez. Kayıplar var ama elde edilmiş bir kazanım yok.

Neden?

Bunun birçok sebep ve sonuçları vardır.

Birincisi; Kürtler kendi bölgelerinde azaldı, göç ettiler. Mesela Afrin’in yarısından fazlası göç etmek zorunda kaldı. Cizire ve Kobani yine öyle, yarısından fazlası bölgeyi terk etti. Kimi Türkiye’ye, kimi Kürdistan Bölgesi’ne, kimisi de Avrupa’ya ve başka yerlere göç etti. Yani şu an Suriye Kürdistan’ı bomboş kalmış durumda. Kürtler azalmış, başkaları Kürtlerin yerlerine yerleşmiş. En büyük zarar budur.

İkincisi; Kürtler birbirine düşman oldu. Önceden birkaç Kürt partisi vardı, bunların bazıları sağ bazıları sol partilerdi. Ama aralarında diyalog da vardı. Bir kavga yoktu, bir arada oturup siyasi ve stratejik tartışmalar yapıyorlardı. Bugün ise Kürtler birbirine düşman olmuşlar. Birbirlerine ‘hain’ diyorlar, Kürt olmadıklarını itham ediyorlar.

Üçüncüsü; Kültürel, fikirsel ve inançsal olarak Kürtler arasında büyük bir rahatsızlık, hastalık meydana çıktı. Bu çok tehlikeli bir durum. PKK kendi kültürünü, fikirlerini dayatıyor, Kürtlerin haklarını ortadan kaldırıyor. ‘Halkların özgürlüğü’ gibi Kürtlerin haklarından bahsetmeyen bir çözümü savunuyor. Dünya tarihinde bunun bir örneği yoktur. Öcalan’ın felsefesi olduğunu söylüyorlar. 

Dördüncüsü; Suriye Kürtleri arasında ‘Sen benimle değilsen hainsin’ gibi bir kültür yaydılar. Aramızda böyle bir kültür yoktu.

Beşincisi; silah meselesi… Suriye’deki Kürt toplumu silahlı bir toplum haline gelmiştir. Bu Kürtlere büyük zarar veriyor. Ev işlerini yapacak kadınlar kalmadı, okul okuyacak genç kızlar ve erkekler kalmadı. Ellerine silah verip savaşa gönderiyorlar, öldürtüyorlar. 2011’den bu yana 11 bin Kürt çocuğu öldürüldü. İlim, irfan, bilim, kültür, marifet de kalmamış.  

Altıncısı; Suriye Kürtleri iki bölünmüş durumda. İki taraf da dışarıya bağlıdır. Bu büyük bir tehlike.  Suriye Kürtlerinin kişiliği, onuru kaybolmuş, çürümüş. Suriye Kürtlerinin isteklerinin bir kıymeti bile kalmamış. Ben bütün Kürtlerin, tüm Kürdistanilerin bunu söylemesini istiyorum, bunun üzerinde durulması gerekiyor. Bugün Suriye Kürtleri ölüm kalım noktasında. Bu bir gerçektir.

ABD ve Fransa Rojava’da Kürtleri bir araya getirmek istiyor ama diyalog başarılı olmıyor. Sizce bu diyalog süreci neden devam edemiyor?  

Gerçeği söyleyeyim; Amerika’nın Suriye Kürtlerine yönelik herhangi bir politikası yoktur. Suriye Kürtlerinin haklarına ilişkinin bir programları tespit edilmemiştir. Amerikalılar ulusal meselelerden geri çekiliyorlar. Amerikalılar açık söylüyor, bu bölgede savaşmak için geldiklerini, birilerine ihtiyaçlarının olduğunu ve DSG’nin de onlara ‘evet’ dediğini söylüyorlar. Trump açık açık söyledi ‘Biz onlara para veriyoruz’ diye. Amerika hiçbir zaman Kürt hareketlerinin birlik olmasından yana olmadı. Biz Amerikalılara; “Eğer siz Suriye Kürtlerinin birlik olmasını istiyorsanız, Kürt hareketlerinin tek bir çatı altında birleşmesini istiyorsanız, başka bir yol var” dedik.

Nedir o?

Amerika’ya dedik ki sizin kontrolünüzde bir kongre toplayın, partililer de katılsın, bağımsız olanlar da katılsın.

Ne dediler?

Onlar; ‘Bu bizim için önemli değil, üzerimize vazife değil’ dediler. Ama Suriye Kürtlerinin yakınlaşmasını, partilerin birlik olmasını istediklerini söylüyorlar sadece.  Fransa da öyledir. Rojava’ya gelip gidiyorlar ama onlar daha çok ekonomik ilişkiler içindir. Devrimci Gençlik yeniden partilere saldırmaya başlamış. İnsanların evlerini yakıyorlar, saldırılar düzenliyorlar. ABD eğer isterse 24 saat içerisinde Kürtleri bir araya getirir ve Kürt partileri arasında krizleri çözer. Amerika bir kukla devlet değildir, dünyanın en güçlü devletidir. Dediğim gibi Suriye Kürtlerine ilişkin bir programları yok.

Biliyorsunuz Esad ile ilişkisini kesen birçok ülke yeniden görüşüyor. Esad güçleniyor artık, Türkiye görüşmek istediğini söyledi. Bu durum Kürtleri nasıl etkiler?

Baas Partisi Esad’ın inancıdır. Baas Partisi, Kürt halkının kendi toprakları üzerinde yaşama hakkını kabul etmiyor. Eskiden Kürtlerin varlığını kabul etmiyordu ama şimdi en azından Kürtlerin varlığını kabul ediyor. Belki Kürtlere kültürel haklar tanıyabilir ama siyasi hakları kabul etmeyecektir. Şüphesiz Esad güçleniyor ama Ruslar da güçlenmesini istiyor. Dediğiniz gibi Türkiye de Esad ile anlaşmak istiyor. İran zaten önceden Esad ile birlikteydi. Silahlı grupların kontrolünde bulunan bütün toprakları Şam’a teslim edecekler.

Peki, PYD ile Esad arasında görüşme var mı?

PYD, hiçbir zaman Esad’la diyalogunu kesmedi. Hatta ilişkileri daha da ilerledi. Birçok konu üzerinde ittifak yapmışlar. Mesela bizim bildiğimiz kadarıyla her şeyin üzerinde anlaşmışlar sadece PYD, kontrol ettiği bölgelerde tek hakim/egemen güç olmak istiyor. Rejim de bunu kabul etmiyor. Rejim diyor ki; ‘Tüm silahlı güçlerinizi tasfiye edip Suriye hükümetine bağlanmanız gerekiyor.’  Sadece bunun üzerinde anlaşamamışlar henüz. Ortada Kürtlerin hakları yok. Ulusal ve milli haklara yönelik herhangi bir talepleri olmamış. Doküman ve belge hepsi yanımızda var, biz biliyoruz. 10 yıl oldu bu partiler Suriye Kürtlerini kandırıyorlar. Artık halk da uyanmıştır.

PYD’ye bağlı Özerk Yönetim bundan dolayı mı Rojava’ya Kürdistan demiyor?

Rojava bile dese, bilin ki içinde bir oyun vardır. Rojava dese buna bir kulp da takacaktır. 30 yıldır çalışmalar yapıyorum, Batı Kürdistan diyorum çünkü adı öyledir ve herkes de öyle biliyor. Ben şimdilik illa Rojava’yı Suriye’den ayıralım demiyorum, Suriye halkıyla ittifak yapalım ama bölgemizin adı Batı (Rojava) Kürdistan’dır. Böyle de olmalıdır. PYD bunu kabul etmiyor. PYD, Rojava Kürdistanı adını Kuzey Doğu Suriye yapmış. Bunlar doğru şeyler değildir. 

Yani burada Kürtlerin çıkarlarına yönelik bir şeylerin olmadığını mı söylüyorsunuz?

Dediğim gibi, bugün Kürtlerin çıkarlarına yönelik hiç bir şey görünmüyor. Kürtleri karanlık günler bekliyor.

Karanlık günler derken en kötü senaryo nedir? 

Yani bugünkü durumdan daha kötü olmayabilir ama eğer PKK, Rojava’da kalmaya devam ederse Kürtler şimdikinden daha büyük zararlar görecek. PKK, şimdiye kadar ne kadar kaldıysa Kürtlere o kadar zarar verdi. Baas rejimi yıkılırsa Kürtlerin hakları garanti altına alınabilir. Ama bu rejim olduğu sürece PKK de olacak, El Kaide de olacak, Türkiye’nin kullandığı gruplar da olacak. Bu rejim olduğu sürece bu oyunlar bu şekilde devam edecektir. PKK, sadece Suriye Kürtleri için değil, Türkiye Kürdistanı için de tehlikedir, en fazla Kürdistan Bölgesi için tehlikedir. Bunlar hepsi birbirine bağlıdır.  İran Suriye’de kalırsa PKK daha da güçlenecek. İran olduğu sürece Suriye Kürtlerinin durumu daha da kötüye gidecektir.

Son olarak Kürtlere bir mesajınız var mı?

Bütün Kürtlere mesajım şudur: Bugün, Suriye Kürtleri için ulusal bir kongre düzenlenmesi mecburidir. Bu kongrede partililer, bağımsızlar ve vatanseverlerin hepsi yer almalıdır. Demokratik bir şekilde yeni bir program hazırlanmalı. Yeni ve büyük bir komite oluşturulmalı ve kongreye başkanlık yapmalı.  Suriye Kürt hareketleri, siyasi olarak yeniden birlik olmalı. Bazı Kürtler Suriye Kürtleri için bir proje hazırlamış ve çalışmalarını devam ettiriyorlar. Türkiye, Irak, İran ve Avrupa’daki Kürtlerin buna destek vermelerini umuyorum. Bu proje için birçok kişi çalışmalar yapıyor. Birçok tarafla görüşmeler yapılıyor. 8 yıldır bu kongre için çalışanlar var ve bir kongre hazırlamak istiyorlar. Hatta Amerikalılarla da görüşüyorlar. Özellikle Kürdistan Bölgesi’ndeki kardeşlerimiz bu konuda önemli bir rol üstlenebilirler. Suriye Kürtlerinin önünde bu yoldan başka bir seçecek bulunmuyor. Bu çalışmalar başarılı olmazsa partiler arasında daha büyük sorunlar yaşanabilir. Umut ediyorum ki bütün Kürtler her yerde bu projeyi kabul eder ve Suriye Kürtlerine yardım ederler.