Yörüngede yeni bir dev gezegen bulundu

Gökbilimciler, gizemli sistem içinde saklanan ve Jüpiter’in kütlesinin dokuz katı büyüklüğe sahip olan başka bir Golyat gezegenle ilgili kanıtlara ulaştı.

HABER MERKEZİ

Gökbilimciler, gizemli sistem içinde saklanan ve Jüpiter’in kütlesinin dokuz katı büyüklüğe sahip olan başka bir Golyat gezegenle ilgili kanıtlara ulaştı.

Gökbilimciler, 2008’de, sistemde bulunan devasa bir süper-Jüpiter olan 23 milyon yaşındaki Beta Pictoris b’yi keşfetti.

Bununla beraber, Arizona Üniversitesi’nde astronomi ve gezegen bilimleri doçenti olan Dániel Apai, tuhaf ve eğik bir yörüngede dönen başka bir gezegenin daha sistemde saklanıyor olabileceğinin altını çizdi.

Apai, Astronomy dergisine verdiği demeçte, son otuz yıldır sistem üzerinde yaptıkları gözlemlerin, düzlem dışı görünen ve yanlış hizalanmış birçok bileşeni ortaya çıkardığını ifade etti.

Apai, “İki süper-Jüpiter’in geçmişte yaşadığı şiddetli bir karşılaşma, bu gezegen sistemindeki karmaşanın da kaynağı olabilir” dedi.

Yeni gezegen Beta Pictoris c’ye ilişkin kanıt, ev sahibi yıldızın, sistemin genel kütle merkezi etrafında nasıl sallandığını ölçerek, dolaylı yoldan bir gezegenin varlığını saptayabilen ‘radyal hız’ yöntemini kullanarak elde edildi.

Fransa’da bulunan Bilimsel Araştırma Merkezi’nde (CNRS) görevli ve araştırmanın başyazarı olan Anne-Marie Lagrange ise, bu tekniğin gökbilimcilerin Güneş’e benzeyen veya daha soğuk olan yıldızların yörüngesindeki gezegenleri tespit etmelerine yardımcı olmasına rağmen, Beta Pictoris gibi büyük ve sıcak bir yıldızın etrafındaki bir gezegeni tespit etmek için ilk kez kullanıldığını ifade etti.

Lagrange, “Spektrumu Güneş benzeri bir yıldızdan çok farklı ve gezegen araştırmalarına çok daha az elverişli” şeklinde konuştu.

FARKLI TEKNİKLER ARACILIĞIYLA BULUNDU

Sistemin ilk gezegeni olan Beta Pictoris b, farklı bir yoldan, doğrudan görüntüleme tekniğiyle bulundu.

NASA’ya bağlı Jet İtiş Laboratuvarı’nda özellikle dış gezegenler üzerinde çalışan bir bilim insanı olan Maxwell Millar-Blanchaer, Beta Pictoris c ile ilgili haberlerin, benzer kütlelere sahip iki gezegen hakkındaki karşılaştırmalı atmosferik çalışmalar hususunda gündeme getirdiği olasılıklar sebebiyle inanılmaz derecede heyecan verici olduğunu söyledi.

Blancher, “Sistemdeki keşiflerin zenginliği, bize bu sistemin benzer yaşlardaki diğer gezegen sistemlerinden çok daha eksiksiz bir şekilde anlaşılması olanağını sağladı ve bu da bize gezegenlerin oluşumu ve evrimsel tarihiyle ilgili daha derin bir anlayış oluşturma imkânı sunuyor” dedi.

Öte yandan, Hollanda’da bulunan Leiden Üniversitesi’nde Astronomi Profesörü olan ve araştırmaya dahil olmayan Ignas Snellen, dikkat çekici bir uyarıda bulundu. Snellen, verdiği bir demeçte, “Gerçekten de bir gezegenin varlığına ilişkin bir kanıt mevcut ama şahsen emin olmak için henüz bunun yeterli olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu. (Kaynak: Gazete Duvar, Astronomy)