K24 ÖZEL - Irak’ta yaşananlar Kürdistan’la ilişkileri nasıl etkileyecek?

Irak’ta Başbakan Adil Abdulmehdi’nin istifasından sonra ülkede gerginlik sürerken, yeni gelişmelerin Kürdistan Bölgesi’yle Irak ilişkilerini nasıl etkileyeceği merak konusu.

Cesim İlhan

Irak’ta Başbakan Adil Abdulmehdi’nin istifasından sonra ülkede gerginlik sürerken, yeni gelişmelerin Kürdistan Bölgesi’yle Irak ilişkilerini nasıl etkileyeceği merak konusu.

Irak'ta işsizlik, yolsuzluk, hizmet yetersizliği ve İran'ın ülkedeki nüfuzuna yönelik tepkiler üzerine başlayan gösteriler devam ederken, Başbakan Abdulmehdi istifa etmek zorunda kaldı.

Uzmanlar Abdulmehdi’nin istifasının ülkedeki olayları bitiremeyeceğini, bundan sonraki süreçte Kürtlerin atacağı adımın önemli olduğu görüşünde.

1 Ekim’de Irak'ta başlayan olaylarda başta başkent Bağdat olmak üzere ve ülkenin güney kesimlerdeki kentlerde 350’den fazla kişi güvenlik güçleri tarafından öldürüldü, 15 binden fazla kişi de yaralandı.

Gösterilerin başlamasında sebep olarak; işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yetersizliğinin yanı sıra İran'ın ülkedeki nüfuzu olarak biliniyor. Bununla bağlantılı olarak Necef'te İran Başkonsolosluğu binası göstericiler tarafından iki kez ateşe verildi.

KÜRTLER NE YAPMALI?

Araştırmacı - yazar Deniz Çifçi, Irak’ta devam eden olayların bundan sonraki süreçte daha da derinleşebileceğini belirterek, ortak hareket etmesi durumunda bu gelişmelerin Kürtlerin lehine dönüşebileceğini söyledi.

K24’e konuşan Çifçi, Irak’ta yaşanan gelişmelerin sonuçlarının, Kürt partilerinin kendi aralarındaki ilişkilere bağlı olduğunu ifade ederek şu değerlendirmede bulundu:

“Irak’ta şu an bir kargaşa yaşanıyor ve bu durum belli oranda derinleşebilir, kaosa da dönüşebilir. Bu derinleşmede eğer Kürt siyaseti ortak hareket ederse daha önce kaybettikleri topraklar da dahil, referandumdaki resmi yetkisini harita üzerinde gerçeğe dönüştürerek daha büyük haklar ya da bağımsızlığını elde edebilir. Tabi şu anki kargaşa buna yetmez ama bu şekilde devam ederse Şiilerin kendi aralarında silahlı çatışma yaşama ihtimali var. Kürtlerin bağımsızlığına ABD şu an destek vermese bile karşı da çıkmaz. Çünkü uluslararası topluma şunu diyebilir: ‘Kürtler benim desteğimle bağımsız olmadı. Irak’ta kargaşa var, çatışma var. Kürtler buradan yola çıkarak bağımsızlığını ilan ettiler.’ ABD gayriresmi bir destek de verebilir. Unutmayalım Irak’ta federalizm kurulduğu zaman ülkede böyle bir kargaşa yaşanıyordu. Çünkü Ortadoğu’da demokratik yollardan bir statü elde edilmiyor. Maalesef tek seçenek savaşın, kaosun çıkması ve bu ortamda belli oranda pragmatik davranarak bir statü elde edilebilmesidir.”

“KÜRTLERİN KAZANIMLARINA KARŞI ÇIKAN Şİİ GRUPLAR VAR”

Irak’ta anayasa değişikliğinde Kürtlerin kazanımlarının önüne geçmek isteyen İran’a yakın Şii grupların olduğunu ifade eden Çifçi, şöyle devam etti:

“Irak’ta bazı kesimler ülkenin başkanlık istemine dönmesini istiyor. Bunu isteyenlerin hedefi aslında federal statünün yetkilerini azaltmak. Buradaki hedef Kürtler… Bunlar aynı zamanda Irak’ta ulusal kimliği olan merkezi bir devletin ortaya çıkmasını da istiyorlar. Bunlar daha çok Şii kesimidir. Bunlar aynı zamanda daha çok İran güdümündeki Şiilerdir. Mesud Barzani bunu sonuna kadar reddetti. Çünkü Irak’ın başkanlık sistemine dönmesi demek Kürtlerin statüsünü ortadan kaldırmak demek oluyor. Özellikle Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) buna karşı çıkıyor, çünkü Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) çok tutarlı bir politika izlemiyor bu konuda. Kürdistan Bölgesi Hükümeti de demokratik değişimleri, yolsuzluklarla mücadele ve yasal değişiklikleri istiyor zaten. Bundan dolayı Irak’taki güçlü bir Şii kesimi Irak’ta adeta otoriter diktatör bir Şii devleti kurmak istiyor. Bu da Kürtleri ve Sünnileri baskı altına alması demek. Irak’taki durumlar bundan ibaret…”

“İSTİFA ÇÖZÜM DEĞİL”

Irak’ta yaşanan olayları ve başbakanın istifasını değerlendiren Gazeteci Ramazan Bursa da ülkede olayların daha da büyüyeceği görüşünde.

K24’e konuşan Gazeteci Ramazan Bursa şunları kaydetti:

“Başbakan’ın istifa etmesi Irak’ın bugün içinde bulunduğu sorunları çözeceği bir adım değildir. Zaten Irak zorlu bir hükümet kurma sürecini geçirmişti. Bu süreç 9 ay sürmüştü. Dolayısıyla yeni bir seçim, yeni bir hükümetin kurulması Irak’ta zor. Bence bu adım Irak’ta olayları durdurmaktan ziyade daha da ateşlenmesine ve sertleşmesine sebep olur. Çünkü bir taraftan hükümet yok, diğer taraftan yeni bir adil seçim yasasının görüşülmesi ve yeni bir seçim tartışması var. Hükümet olmadan bunların yapılması zor gözüküyor. Önümüzdeki süreç biraz belirsiz. Irak’ta gelinen noktada hem mali sıkıntılar hem siyasi sorunlar hem sokakların karışık olması yani güvenlik sorunlarının olması Irak’ta hükümetin kurulmasını daha da zorlaştıracaktır.”

Irak’ta yeni bir hükümetin kurulması çalışmalarında KDP ve KYB’nin olumlu katkı sunacağını vurgulayan Bursa, “Eğer Irak’ta yeni bir iktidar kurulursa Irak’ta Şii ve Sünni hareketlerle birlikte Kürt partilerinden daha çok KDP ve KYB aktif rol oynayacaktır. Burada aynı zamanda Cumhurbaşkanına da önemli bir görev düşüyor” dedi.

“İRAN’A YÖNELİK TEPKİLER TEOLOJİK”

Irak’ta İran’a yönelik tepkilerin sadece siyasi olmadığı, bunun teolojik bir sebebinin de olduğunu vurgulayan Bursa şu değerlendirmede bulundu:

“Ülkedeki İran’ın konsolosluklarına yapılan saldırıların Irak’taki İran karşıtı Şii gruplar tarafından yapıldığını düşünüyorum. Bu grupların Şiilikte öne koydukları temel prensiplerle bugün İran’da iktidar olan Caferiliğin ortaya koymuş olduğu temel ilkeler birbirine aykırı. Burada temel bir ayrım var. Mesela bu ayrım Sünnilerde de var ama çatışmaya dönüşmüyor. Fakat Şiilerde çatışmaya dönüşebilir.

Ondan dolayı bugün Irak’ta Şiilerin İran’a karşı öfkeleri sadece siyasi değil, teolojik de diyebiliriz.”