Guardiola ve City Premier Lig’e hazır

Premier Lig’in ikinci haftasında neredeyse her hattı ve yapısıyla lige hazır olan tek takım Man City görülüyor. Geçen hafta ve bu hafta Liverpool, Tottenham, Arsenal, Mancehester United ve Chelsea’yi izledim.

Ali Fikri Işık

Premier Lig’in ikinci haftasında neredeyse her hattı ve yapısıyla lige hazır olan tek takım Man City görülüyor. Geçen hafta ve bu hafta Liverpool, Tottenham, Arsenal, Mancehester United ve Chelsea’yi izledim.

Teknik direktörün oyun algısı ve felsefesine, taktik plan ve oyun stratejisine cevap veren, tek oyuncu gurubu Man City. Guardiola şövalye oyun tarzını hiç ödün veremeden sürdürüyor. Rakibin taktik düşünce ve stratejisine özel bir anlam atfetmeden, rakibi kendi oyun planı içinde karşılıyor. Tıpkı eski zaman şövalyelerini gibi hayatını riske etmeden rakibini alt etmiyor. Kurnazlık yok, şaşırtıcı akıl oyunları yok, ucuz ve sadece maçı kazanmaya odaklanan eğilimler yok. Doğrudan doğruya rakibin bütün önlemlerini battal ederek, bütün tedbirleri berhava ederek, sonuca gitmeye çalışıyor.

Guardiola, bu oyunu tarzı ile harika bir estetiğin altına imza atıyor. Sağ ve sol koridorda yapılandırdığı beş kişilik yapılar, oyunun hem ilerisini hem de gerisini, bugüne kadar görülmemiş bir toplu örgü içinde, mekanik değil, estetik bir sarkaç gibi bir ileri bir geriye doğru aheng içinde gidip geliyor. Sol tarafta Zinçenko, İlkay, Laporte, Sterlinge ve Agüero eşlik ediyor. Sağ tarafta Walker, Bernardo, De Bruyne ve Rodrigo’yu Agüero tamamladı. Göbek koridorunu Otemendi, Rodrigo, De Bruyne ve Agüero ile kullandı.

Üç koridorlu oyun, üç bölgeli, mevkici ve kaymalı oyun anlayışını tarihin sayfalarına gömüyor. Oyunu ileri ve geri olarak iki temel yetenek pozisyonuna indirgeyen bu anlayış, yatay parsel oyun tarzı yerine dikine oyun tarzını, yepyeni bir algı içinde inşa ediyor. Geçişler salt savunmadan hücüma değil, bu geçişlere koridorlar arası geçişi de eklemiş.

Man City ile oynayan bütün rakiplerin istisnasız savunma pozisyonunda kalmasını koşullayan bu çoklu geçiş planıdır. Bu plan aynı zamanda her pozisyonda rakibe rağmen, Man City’li oyuncuların sayısal olarak daha fazla çoğalmasına da imkan veriyor.

Tottenham, bu oyun karşısında silikleşip buharlaştı. Pochettino o kadar şaşkınlık yaşadı ki maçın büyük bir bölümünü yedek kulübesinde oturarak izledi. Bana kalırsa Pochettino’nun bütün ezberi bozulmuştu. Ama futbol oyunu aynı zamanda mutlu tesadüflerin oyunudur. Tottenham iki kez geldi ve iki metafizik gol buldu.

Liverpool’un çok ciddi sorunları var. Klopp, geçen yıldan kalma biyolojik oyununa hiçbir yenilik katmamış. Ve anlaşılan o ki oyuncular bu oyunu oynarken hiç mutlu değil. İki koşucu ve yetenekli oyuncunun insanüstü gayretleriyle, Klopp bu yarışmada çok çabuk yorulur gibi geliyor bana. Mane ve Salah, keyifle oynamıyor. Firmino aynı duygular içinde. Çünkü geçiş oyununda Klopp bu güçlü hücumcuları çok yalnız bırakıyor. İzlediğim üç Liverpool maçında Van Dijk çok uzun vuruşlar ile Salah’a pozisyon yaratmaya çalıştı. Orta sahada olgun geçişler ile bu oyuncuların pozisyonları beslenilmezse Liverpool çabuk gevşer.

Chelsea, Manchester United ve Arsenal, hala kelimenin tam anlamıyla Man City gibi lige hazır değil.