3 liderden ortak açıklama

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Üçlü Zirve Toplantısı öncesi ortak basın toplantısı düzenledi.

HABER MERKEZİ

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Ankara’da düzenlenen Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Ortak basın toplantısında ilk sözü alan Erdoğan, “Zirve süreci bugüne kadar önemli başarılara imza attı. 3 ülke olarak işbirliğimizi güçlendirdik” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

"DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık. Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Suriye'nin toprak bütünlüğü ile siyasi birliğinin korunması hususunda hepimizin aynı hassasiyete sahip olduğunu bir kez daha teyit ettik. Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık. Sahada sükunetin tesisi, mültecilerin dönebileceği şartların oluşturulması ve ihtilafa siyasi çözüm bulunması için yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirdik."

Erdoğan, Üçlü Zirve toplantısında Suriye'de Anayasa Komitesinin çalışmalarına bir an önce başlamasını sağlamayı kararlaştırdıklarını bildirdi.

"Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı olan YPG/PYD'dir" diyen Erdoğan, "Bu ülkedeki PKK/PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir. Üçlü Zirve Toplantısı'nda Suriye sınırımız boyunca bir terör oluşumuna rıza göstermeyeceğimizi ifade ettim" şeklinde konuştu.

MÜLTECİ SORUNU

Mülteci sorununa değinen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor. Fırat'ın doğusundaki barış koridoru mülteciler için de korunaklı bir liman olacaktır. Ülkemize sığınan en az 2 milyon Suriyeli kardeşimizin bu bölgeye yerleştirilebileceğini düşünüyoruz. Geri dönecek Suriyeliler için yeni yerleşim alanları inşa edilmesi mümkündür. Türkiye olarak bu konuda her sorumluluğu almaya hazırız. Hem Rusya ve İran'la hem de uluslararası toplumun diğer üyeleriyle Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü için çalışmak istiyoruz."

Erdoğan, Yemen'deki gelişmelere ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:

"Yemen'in bir an önce yeniden inşa ve ihyası için ne gibi çalışmalar yapabiliriz, bunu düşünmemiz gerekiyor. Çünkü Yemen kendi ayakları üzerine kalkabilecek bir altyapıya sahip değil. Yemen'e ilk bombaları kimler attı? Bu sorunun cevabı bulunursa gelinen noktanın bir tahrik olduğu kanaatine de varırız diye düşünüyorum."

RUHANİ: ABD SURİYE'Yİ BÖLMEYE ÇALIŞTI

İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise "ABD Suriye'de teröristleri destekledi, Suriye'yi bölmeye çalıştı. Bu kabul edilebilir değil. Fırat'ın doğusu ABD'nin hakimiyetinde ve burada da teröristler bulunmaktadır" dedi.

Suriye'de Anayasa Komitesi'nin tamamen oluştuğunu açıklayan Ruhani, "Bir an önce çalışmalarına başlamasını ve anayasayı revize etmesini umut ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Hasan Ruhani, "Ciddi bir şekilde vurguladığımız hususlara riayet edilmeli ve bu ülkeye yeniden huzurun hakim olması için gerekli tesisler sağlanmalıdır" ifadelerini kullanarak, şöyle devam etti:

"Bu krizin barışçıl yöntemlerle çözülmesi, terörizmle mücadele, anayasa komitesinin kurulmasını destekleme, tutukluların ve kaçırılanların değişimi, insani yardımların iyileştirilmesi ve ülkenin yeniden kurulması açısından çabalar gösterildi.”

"Değerli arkadaşlar, İran İslam Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibi bugün de Suriye krizinin siyasi yollardan çözülmesi gerektiğini düşünmektedir. İran İslam Cumhuriyeti, askeri müdahalelerin işe yaramayacağını düşünüyoruz” diyen Ruhani, "En önemli gündem, Suriye krizinin barışçıl bir yolla çözülmesi" diye konuştu.

Ruhani, "ABD'nin Suriye'de asker bulundurması meşru değildir" dedi ve şunları ekledi:

"Özgür ve bağımsız bir Suriye, başkalarına karşı kullanılmayan, işgal ve dış tehditlere uzak ve terörden arınmış, bütün vatandaşları eşit haklara sahip olan bir Suriye... Bu yolda sadece Suriye halkı kendi geleceği için karar vermeli ve başkaları onların iç işlerine karışma hakkını kendinde görmemelidir. Adana mutabakatının hayata geçmesi endişeleri giderir."

PUTİN: ÇÖZÜME EN ETKİN KARAR VEREN MEKANİZMA

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin de "Diplomatlarımız titiz çalışma sonucunda listeyi (Anayasa Komitesi) oluşturdular ve usul çalışmaları yaptılar. Liste onaylanmıştır. Erdoğan ve Ruhani ile İdlib’de gerginliğin azaltılması için adımlar atılması konusunda mutabık kaldık" diye konuştu.

Putin, Rusya, Türkiye ve İran'ın garantör ülkeler olduğu Astana sürecinin Suriye'de çözüme en etkin katkı veren mekanizma olduğunu belirtti.

"Ortak çabalarımızla Suriye topraklarında istikrar sağlanmıştır ve şiddet seviyesi düşürülmüştür. Suriye'deki aşırı gruplarla mücadele önemli bir konu" hatırlatmasında bulunan Putin, devamla şunları kaydetti:

"Çatışmalar endişe vericidir ve İdlib'de bu güçlerin faaliyetleri aktif bir hale geldi. Bu bölge teröristlere bir sığınak olmamalıdır. Terörist tehdidi yok etmek için ilave bir adım atmamız lazım. Suriye'nin nüfuz alanlarını bölmek kabul edilemezdir. Türkiye, Rusya ve İran ülke düzenini yeniden tesis etmek ve sosyal, ekonomik canlandırmayı gerçekleştirmek için katkı sağlayacaktır. 2018 yılı temmuz ayında itibaren 390 bin kişi Suriye'ye döndü. Değerli meslektaşlarım, eminim ki bugün yaptığımız görüşmeler yapıcı olacaktır ve Suriye'deki krizin çözümüne kalıcı katkı sağlayacaktır."