2.900 yıllık evcil kinoa tohumları bulundu

Kanada’da, MÖ 930- 915 yıllarına tarihlenen ve kinoa bitkisinin bir türü olan ehlilleştirilmiş kazayağı otu tohumları bulundu.

HABER MERKEZİ

Kanada’da, MÖ 930- 915 yıllarına tarihlenen ve kinoa bitkisinin bir türü olan ehlilleştirilmiş kazayağı otu tohumları bulundu.

Kanada’daki arkeologlar, Latincesi “chenopodium berlandieri” olan kazayağı otunun kömürleşmiş tohumlarını keşfetti. Kazayağı otu, Kuzey Amerika’nın doğu kesimlerinde yer alan Ontario- Brandford’ daki Tutela Tepesi’nde yetişen kinoa bitkisinin bir türü. Bulunan antik kinoa tohumları, MÖ 930- 915 yıllarına tarihleniyor ve daha önce Kentucky’nin kuzeyinde hiç rastlanmamıştı.

Toronto Mississauga Üniversitesi, Antropoloji Bölümü’nden araştırmanın lideri Prof. Gary Crawford, bu çok eski tohumların Ontario’da keşfedilmesinin oldukça önemli olduğunu, daha önce burada keşfedilen en eski evcil bitki kalıntısının yaklaşık MS 500 yılına ait mısır kalıntıları olduğunu söylüyor.

“Günümüzde nesli tükenmiş olan kinoa bitkisinin bu türünü araştıran eski çalışmalar, Amerika Birleşik Devletleri’nin Arkansas, Illinois ve Kentucky gibi merkezi bölgelerinde gerçekleştirildi.”

Yaklaşık 140.000 adet kömürleşmiş tohum, birkaç taş alet, direk delikleri ve taş yığınları, 2010 yılında Tutela Tepeleri’nde bulunmuştu.

Araştırma ekibinden Dr. Ron Williamson, keşfedilen bulguların farklı soruları da beraberinde getirdiğini belirterek, “Tohumların buraya ticaret yoluyla getirilip getirilmediğini düşünmek zorundayız. Aynı zamanda tohumlar, bu bölgede de yetiştirilmiş olabilir” diyor.

Dr. Ron Williamson, şöyle devam ediyor:

“Tüm bunlar, eyalette tarımın başladığını gösterebilir mi? Toprağın işlendiğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığından bu olasılığın doğruluk payı olmadığını düşünüyoruz. Tohumların bölgede yetiştirilmesi söz konusu olsaydı civardaki diğer alanlarda da benzer tohumları bulabilmemiz gerekirdi. Ne var ki sadece belli bir alanda tohumlara ulaşabildik. Ne yabani otların temizlendiğine dair bir ipucuna, ne de ekimle ilgili taş aletlere rastladık. Buradan hareketle, tarım ile ilgili herhangi bir faaliyetin gerçekleşmediğini düşünüyoruz.”

Bahsedilen zaman aralığında yaşayan yerli halk, bazı belli mineralleri değiş tokuş etmiş, uzak mesafeler için taş aletler yapmıştı. Ancak bu keşif, bu takas sistemine dahil olan bir mahsulün ilk kanıtını oluşturuyor.

Yaklaşık 3.000 yıl önce yaşayan yerli halk için bu bitkilerin önemi ise hâlâ bilinmiyor.

“Halk, organik ürünleri de değiş tokuş sistemi içerinde kullanmış mıydı? Bu soru bizi epey meraklandırıyordu” diyen Profesör Crawford, şunları ekliyor:

“Sadece taş ve madeni nesnelerin değiştirilmesi mantıklı görünmüyor. Dolayısıyla, tohumların da takas edildiğini varsayıyoruz. Kentucky, Illinois ve Arkansas eyaletleri için önemli bir gıda kaynağı olan tohumların besin değerinin, Güney Amerika’da yetişen modern kinoa bitkisinin besin değerine yakın olduğunu düşünüyoruz.”

Arkeologlar aynı zamanda tohumların neden ve nasıl kömürleştiğini de araştırdı. Araştırmacılar, yerel halk tarafından kurutulmak istenilen tohumların kazara yandığını düşünüyor.

Profesör Crawford, “Hafifçe kavrulan tohumlar, filizlenmez ve kolaylıkla depolanabilir. Oysaki yerel halk, onları çok fazla kavurarak hata etmişti. Tortul maddenin çevresinde az da olsa oksitlenme vardı. Böylelikle, hem toprağın ısıtılmış olduğunu hem de çukur bir alanda tohumların kavrulduğunu anlıyoruz” diyor. (Kaynak: Sci-news, Arkeofili)