K24 ÖZEL - Süleymani sonrası İran’ı bekleyen senaryolar

İran, ABD’nin Kasım Süleymani’ye düzenlediği saldırının ardından düşen Ukrayna yolcu uçağıyla birlikte hem iç hem de dış politikada zor günler yaşıyor.

Cesim ilhan

İran, ABD’nin Kasım Süleymani’ye düzenlediği saldırının ardından düşen Ukrayna yolcu uçağıyla birlikte hem iç hem de dış politikada zor günler yaşıyor.

Ülke içerisinde rejime yönelik protesto gösterileri artarken, uzmanlar, ABD’nin Kasım Süleymani’ye düzenlenen saldırının ardından İran’da yaşananların, rejimin itibarını zedelediğini belirtiyor.

Washington - Tahran hattında başlayan gerilim, İran’ın iç politikasına da etki ediyor. Protesto gösterilerinde demokrasi talebinde bulunan binlerce kişi sokaklarda Süleymani, Hamaney ve Ruhani aleyhine sloganlar atıyor.

İran’da 2019 Kasım ayında benzin zammı nedeniyle Tahran yönetimine karşı başlayan gösterilerden sonra, Devrim Muhafızları Ordusu’nun düzenlediği operasyonlarda 100'lerce kişinin öldürüldüğü iddiası henüz netlik kazanmazken, ülkede yayılan yeni protesto gösterileri nedeniyle Tahran yönetiminin daha sert tedbirler aldığı belirtiliyor.

Son yıllarda İran’da çok sayıda can kaybına sebep olan protestolar bir “rejim” sorunu haline gelirken, uzmanlar eylemlerin devam edeceği görüşünde.

“GÖSTERİLERİN BİR SONUCA VARMA İHTİMALİ VAR”

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Atay Akdevelioğlu, İran’ın son yıllarda zora girdiğini ifade ederek, rejim yanlılarının da protestolara katıldığına işaret ediyor.

K24’e değerlendirmelerde bulunan Akdevelioğlu şunları söyledi:

“İran’daki rejim yaklaşık 2-3 yıldır zorda ve kırk yıldır varlığını sürdüren bu rejim boyunca devam eden sokak gösterileri yaşandı. Hatta çok büyük çaplı eylemler de yaşandı. Hiçbir zaman rejimin sallantıda veya yıkılmak üzere olduğu söylenmedi. Ama son 2-3 yıldır İran rejimiyle ilgili herkes şüpheci yaklaşıyor ve sokak gösterilerinin eninde sonunda rejimi tümüyle yıkmasa bile ciddi şekilde değiştireceği konusunda herkes hemfikir. Ben de aynı kanaateyim. Çünkü bunun temel gerekçesi şu: Son yıllarda daha önce hiç olmadığı kadar İran’da rejimin dayandığı sınıflar da sokağa çıkıyor.

Temel fark bu. 1980’den beri 40 yıldır sadece muhalifler rejime karşı sokağa çıktı ama artık rejimin dayandığı sınıfsal tabakalar da sokaklara çıkıyor ve diğer muhaliflerle birlikte en azından rejimin reforme edilmesi gerektiğini istiyor. O nedenle bu gösterilerin bir sonuca varma ihtimali var.”

“SÜLEYMANİ BİR FİGÜR ANCAK REJİMİN YIKILMASINA ENGEL OLAMAZ”

Kasım Süleymani’nin İran için ulusal bir figür olmasının rejimin yıkılmasına engel olamayacağını vurgulayan Doç. Dr. Akdevelioğlu, şöyle devam etti:

“Kasım Süleymani’nin ölümü önemli çünkü İran için ulusal birlik figürüydü. İran’ın dış politikasında önemli bir temsilciydi. Rejimin desteklediği bu kaba gücün temsilcisi olan Kasım Süleymani, ABD tarafından yok ediliyorsa rejimin yok olması daha kolay. Buna karşı birkaç tepkinin dışında İran'ın sesinin çıkmaması muhalifleri moralman güçlendirdi. Demek Süleymani gibi bir figür de yok edilebiliyorsa, rejim de ortadan kaldırılabilir.”

“SÜLEYMANİ’NİN ÖLDÜRÜLMESİ REJİME DARBE”

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Uzmanı Mehmet Koç ise, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin İran rejimine çok ciddi bir darbe olduğunu söyledi.

K24’e konuşan Koç şunları kaydetti:

“Kasım Süleymani’nin öldürülmesi İran rejimine çok ciddi bir darbeydi. Çünkü ABD İran’ın içerisinde sıradan bir komutanı değil, Ortadoğu komutanını indirdi. Süleymani’nin öldürülmesi İran’ın caydırıcı fonksiyonunu yitirmesine sebep oldu. Dolaysıyla İran’ın devrimden bu yana uyguladığı caydırıcı stratejinin boşa çıktığını gördük. Kasım Süleymani’nin sahada bu kadar rahat hareket etmesinin sebebi de bu caydırıcı güvendi. Rejim, bu stratejiyle ABD’nin bu saldırıyı göze almayacağını düşünüyordu.”

İKİ KUTUPLU TOPLUM

İran’daki gösterilere değinen Koç, ülkenin giderek iki kutuplu bir topluma evrildiğini ve İran’ı zorlu bir süreç beklediğini ifade etti şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kasım Süleymani’nin cenaze merasiminde ulusal birlik mesajı verildi ama uçak kazası bu söylemi bir anda boşa çıkardı. Şu an devam eden gösteriler İran içerisinde de toplumun bir bütün olmadığını, sistem içerisinde karşıt görüşlü insanların olduğunu görüyoruz. Bu tür rejim yanlıları ve rejim karşıtları şeklinde İran toplumu giderek iki kutuplu hale getiriyor. Bu İran için büyük bir risk taşıyor. Daha önce reformist bildiğimiz kesim, rejim karşıtı ve tarafı diye ikiye ayrılmış... Önümüzde riskli bir süreç var. İran ülkenin Afganistan ve Irak gibi olmaması için gösterileri çok sert bir şekilde bastırabilir.”

İran’da rejimin kolay kolay değişemeyeceğini vurgulayan Koç, “Çünkü şu anda İran’daki gücün sahipleri ne pahasına olursa olsun direnecek. Olası bir savaşı kaybetseler bile Taliban ve El Kaide gibi gerilla ve şehir savaşına yöneleceklerdir. Bu savaş çok kolay da bitmez” ifadelerini kullandı.