5 mezarda 24 kişilik aile

Mezarlara gömülü bireyler arasındaki akrabalık ilişkileri bulundu.

HABER MERKEZİ

Araştırmacılar, İrlanda ve İsveç’teki megalitik mezarlara gömülü Taş Devri bireyleri arasındaki akrabalık ilişkileri buldu.

Tarım Bereketli Hilal’den göçmenler yoluyla Avrupa’ya Milattan Önce (M.Ö.) 9 bin civarında yayıldı ve M.Ö. 4 bin yıllarında kuzeybatı Avrupa’ya ulaştı. M.Ö. 4 bin 500’den başlayarak Atlantik cephesi boyunca, özellikle mezar uygulamaları için megalitik anıtlar inşa etme olgusu ortaya çıktı.

Bu yapılar bilim camiasında gizemini korudu ve onları oluşturan grupların kökeni ve sosyal yapısı hâlâ büyük ölçüde bilinmiyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi, kuzey ve batı Avrupa’daki yaygın megalitik yapı geleneğini kapsayan beş megalitik mezar alanından 24 kişiye ait insan kalıntılarındaki genomları diziledi ve analiz etti.

Ekip, İrlanda, İskoçya ve İsveç’teki Baltık adalarında yer alan megalitlerden 24 kişiden oluşan kalıntıları topladı. Yapılan radyokarbon tarihleme, kalıntılar M.Ö. 3 bin 800 ile 2 bin 600 yılları arasına ait olduğunu gösterdi.

Genom dizilimi için kemiklerden ve dişlerden DNA elde edildi. Ekip, genomik verileri Taş Devri gruplarının ve Avrupa’nın diğer bölgelerinden bireylerin genetik çeşitliliği ile karşılaştırdı.

Megalitlerde gömülmüş bireyler, kuzey ve batı Avrupa’daki Neolitik çiftçilerle ve ayrıca İberya’daki bazı gruplarla yakından ilişkili çıktı. Ancak orta Avrupa’daki çiftçi gruplarıyla daha az ilişkili oldukları ortaya koyuldu.

Ekip, Britanya Adaları’ndaki megalit mezarlarda, erkeklere kıyasla kadınların daha az olduğunu buldu.

Arkeogenetikçi Helena Malmström, “Tekrar tekrar ortaya çıkan aynı Y-kromozom haplotipleri de dahil olmak üzere zaman içinde babadan gelen soyun devamlılığı bulduk” ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte, kadın akraba üyeleri, megalit mezarlardan dışlanmamıştı ve bu megalitlerdeki altı akrabalık ilişkisinin üçü kadınları da içeriyordu.

Genetik veriler, megalitler içinde gömülü olan bireyler arasındaki yakın akrabalık ilişkilerini gösteriyor. Birbirlerinden yaklaşık iki kilometre uzaklıkta yer alan Carrowmore sahasındaki Listhogil Mezarı ve Primrose Grange’deki bir mezardaki kişiler arasında muhtemel bir ebeveyn-yavru ilişkisi bulundu.

Popülasyon genetikçisi Federico Sanchez-Quinto, “Bu keşif sürpriz oldu. Bu Neolitik topluluklar, mezar alanları arasındaki çok yakın akrabalık ilişkileriyle sıkı sıkıya tutunmuş görünüyor” diye konuştu.

Baltık Denizi’nde yer alan Gotland adasındaki Ansarve alanı, o sırada çoğunlukla avcı toplayıcıların yaşadığı bir bölgedeydi.

Magdalena Fraser, konuyla ilgili şunları dile getirdi:

“Ansarve mezarına gömülmüş olan insanlar, avcı toplayıcı bağlamlarda ortaya çıkartılmış olan çağdaş bireylere kıyasla, genetik düzeyde oldukça farklıydı. Bu durum, 700 yıldan fazla süren bu megalitik mezardaki mezar geleneğinin, Avrupa Neolitik açılımında kökleri olan farklı gruplar tarafından uygulandığını gösteriyor.”

Mattias Jakobsson ise, “Megalitlerdeki insanlar arasında birbirinden farklı baba soyları, bazı mezarlarda erkeklerin fazla olması ve net akrabalık ilişkileri, daha büyük Neolitik çiftçi topluluğundan rastgele bir örneği temsil etmek yerine, bireylerin toplumdaki babasoy kesiminin bir parçası olduğuna işaret ediyor” ifadelerini kullandı. (Kaynak: Phys, Arkeofili)