Kürdistan’da Genç Barzaniler Dönemi

Kurd24

Kürdistan Bölgesi’nde, Irak ve Kürdistan’daki genel seçimlerinden sonra, Kürdistan Bölgesi’nin işleyişi, demokrasinin derinleşmesi ve yapısallaşması açısından önemli, tarihi gelişmeler yaşanıyor.

Kürdistan’daki bu gelişmeler yeni bir dönemi, ileriye bir atılımı, milli şuurda yükselmeyi tanımlıyor, bağımsızlık ufuklarına açılıyor, Kürdistan yöneticilerine olan güveni artırıyor.

Kürdistan’daki bu yeni dönemi, “Genç Barzaniler Dönemi” olarak tanımlamak yanlış olmaz diye düşünüyorum.

“Genç Barzaniler Dönemi”nden kastım, Kürdistan Bölgesi Başkanlığı ve Başbakanlığıyla başlayan Neçirvan İdris Barzani ve Mesrur Mesud Barzani dönemidir.

Ama bu dönem, Kürdistan Bölgesi Başkanı yemin töreninde Arap liderlerinin, 60 yıldır Irak’ın demokrasisi, Kürdistan’ın bağımsızlığı ve Kürt milletinin egemenliği için mücadele eden hem Kürdistan’ın ve hem de Irak’ın milli lideri olarak ifade ettikleri Mesud Barzani’nin, devam eden milli tarihi döneminin içinde yer alan bir dönem.

Genç Barzaniler Dönemi, sadece balonlaştırılan bir dönem değildir. Bu dönemin liderleri ve prensleri Neçirvan İdris Barzani ve Mesrur Mesud Barzani, sadece milli lider Mele Mustafa Barzani’nin torunları, milli lider Mesud Barzani ve İdris Barzani’nin yeğenleri ve oğulları oldukları için yeni bir dönemi başlatmadılar, bir tarihsel dönemin kapısını araladılar.

Onlar, bulundukları yer itibarıyla görevlerinde, çalışmalarında, eğitim düzeylerinde, idari kabiliyetlerinde, milli duruşlarında yıldızdılar. Yeni dönemde “kutup yıldızı” oldular. Bileklerinin hakkıyla yeni bir döneme damgasını vurdular.

Kürdistan bağımsızlık referandumunda Kürdistanlıların devlet olmaya karar vermesinden sonra, Kerkük’ün işgal edilmesi ve Kürdistan Bölgesi’nin yıkılması için bölge sömürgeci devletlerinin, uluslararası emperyalist devletlerin işbirliği yaptığı dönemde, idari kabiliyetleri, diplomatik ataklarıyla, Kürdistan’da güvenliği sağlamalarıyla, IŞİD’e karşı bire bir ve göğüs göğse verdikleri mücadeleleriyle yıldız oldular, kendilerini ispat ettiler.

Üstelik tam o koşullarda Mesud Barzani’nin bağımsızlık referandumu öncesinden verdiği söz üzerine başkanlıktan istifa etmesi, “Mesud Barzani’nin siyaset hayatının son bulması, Barzaniler döneminin kapanması olarak” nitelendirilmiş olsa da bir anlamda bu yeni dönemin yıldızlarını, “kutup yıldızı” yapmak için denemek, deneyimlerini artırmak için olduğunu düşünmemek elde değil.

“Genç Barzaniler Dönemi” dediğim zaman, bazılarının “Daha önce de bir Barzaniler dönemi var mıydı?” diye sorar olduklarını duyuyorum.

Tarihsel veriler, sosyal gelişmeler, Kürdistan milli mücadele tarihi bize yüz yıldan fazla bir zamandır kesintisiz devam eden bir “Barzaniler Dönemi” olduğunu anlatıyor. Kürt milletinin dört parçada da güvencesi ve varlık koşulu olduklarıdır.

“Barzaniler Dönemi” denilen uzun milli kurtuluş, Kürtlerin egemenlik ve iktidar mücadelesi dönemi, kendi içinde birçok kesit ve dönemi barındırmaktadır. “Abdulselam Barzani Dönemi”, “Ahmet Barzani-Mele Mustafa Barzani Dönemi”, “Milli lider Mustafa Barzani Dönemi”, “İdris Barzani ve Mesud Barzani Dönemi”, halen devam eden ve güncel olan “Mesud Barzani Dönemi”dir.

Bu yeni tarihi ve Genç Barzaniler Dönemine nasıl gelindi? Sorusu başlı başına önemlidir. Bu sürece, olup bitenlere genel hatlarıyla bakmak doğru olacaktır.

Mesud Barzani’nin başkanlıktan istifa etmesinden sonra, başkanlık yetkileri Parlamento ve Başbakana devredilmişti. Bu durumın uzun bir dönem daha devam etmesi olanaklı değildi. Bir yönetim zaafı yaratılmıştı. Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin kuruluşunun da uzun bir zamana yayılması, yönetim zaafını artırdı.

Kürdistan Parlamentosu, böyle kritik bir aşamada “Başkanlık Yasası’nı” çıkardı. Başkanlık Yasası’nın tayin ettiği prosedüre göre, KDP’nin Adayı Neçirvan Barzani Kürdistan Bölgesi Başkanı seçildi. 10 Haziran’da da yapılan, ulusal ve uluslararası 1000 kişilik büyük bir yemin töreni ile Neçirvan Barzani başkanlık görevine başladı.

Başbakanı atamak, Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın uhdesinde olduğu için, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, genel seçimlerde en fazla milletvekili kazanan KDP’nin başbakan adayını atadı. Parlamentoda yapılan oylamada ezici bir oy çoğunluğuyla Mesrur Barzani’nin başbakanlığı onaylandı.

Mesrur Barzani de hızla ve en geniş uzlaşma yoluyla hükümeti bir ay içinde kurmak zorundadır. Hükümetin daha erken kurulacağı ile ilgili açıklamalar, sevindirici, devlet işleyişinin rotasına oturduğunu gösteriyor.

Böylece Kürdistan siyasetinde ve milli mücadelesinde, “Genç Barzaniler Dönemi” başlamış oldu.

Bu genç Barzaniler, bölge devletlerinden, Avrupa Birliği devletlerinden, BM’den, Vatikan’dan, ABD’den, geniş destek almakla, bu dönemin nasıl tarihi ve toplumsal bir meşruiyete oturduğunu gösterdi.

Genç Barzanilerin, dayandıkları büyük kültürel, tarihi, siyasi, milli, geleneksel-modern halk deyimiyle deniz-derya mirastan, sahip oldukları birikim, deney ve tecrübeden dolayı Kürdistan için yapacakları çok büyük projelerinin olacağını, bu dönemin sıçrama ve daha da yükselme dönemi olacağını göstermeleri gerekir. Bundan dolayı, Barzaniler hakkındaki diktatörlük, hanedanlık eleştirilerinin çok anlamlı olmadığı da anlatılmış oldu.

KÜRTLER MALZEME YAPILMAMALI

Kürt milleti, Ortadoğu’da ikinci büyük, tarihi, yerleşik, hiçbir milletin haklarına tecavüz etmeyen bir millet. Ne yazık ki, kendisi başka sömürgeci ve emperyalist devletler ve milletler tarafından saldırıya uğramış, hakları gasp edilmiş, ülkeleri işgal edilmiş, katliamlarla karşı karşıya bırakılmış bir millettir.

Kürt milleti, bu tarif ettiğim statüden kurtulması, milli haklarını kazanması, Kürdistan’da iktidar ve egemenliği tesis etmek için de 200 yıldır milli devleti, bağımsızlığı, özgürlüğü için savaşıyor. Onun için başı dik ve onurlu bir millet.

Sömürgeci devletler ve onların temsilcileri işlerine geldiği zaman Kürtleri kullanmışlar ve malzeme yapmak istemişler, işlerine geldiği zaman da onları yok etmek istemişlerdir.

Atatürk ve arkadaşları, kendi devletlerini kurmaları ve Osmanlı’dan iktidarı almaları için, Kürtlerin desteğine ihtiyaç duymuşlar. Bunun için Kürdistan büyüklerinin ellerini öpmüşlerdir. Atatürk ve arkadaşları iktidar olduktan sonra, Kürtleri hem malzeme yapmak istemiş hem de katletmiştir. Lozan Antlaşması’nda başarılı çıkmak, Kürdistan devletinin kuruluşunu öngören Sevr Antlaşması ortadan kaldırmak için Kürtleri malzeme yapmışlardır. Sonrasında Kürt milleti inkâr edilerek, yok edilmesine çalışılmıştır.

Yeni dönemin Türk siyasetçileri de Kürtleri malzeme yapmak için çalışıyorlar. Genel ve yerel seçimlerde onların desteğini kazanmak için olmadık şeyler yapıyorlar. Demokrat Parti, ANAP, AK Parti döneminde Kürtler bir enstrüman olarak kullanıldı.

R.T. Erdoğan, “2005 yılında “Türkiye’de Kürt meselesi vardır. Kürtlere haksızlık yapılmıştır. Bu sorun benim sorunumdur. Bu sorunu ortadan kaldırmak benim görevim” dedi. Ama geldiği yer, “Türkiye’de Kürt sorununun olmadığı”dır.

Kürdistanlı Binali Yıldırım da Kürtlerin seçimde Kürtlerin desteğini almak için Diyarbakır’da konuşurken “Kürdistan” lafını telaffuz etti. Günlerdir bu kavram üzerinde anlamsız ve ırkçı tartışmalar sürüyor.

CHP adayı ise, zaten HDP tarafından malzeme haline getirilmiş Kürtlerin desteğini kazanmış olmanın sefasını yaşıyor.

Kürtlerin malzeme ve seçim enstrümanı olmaması için Kürdistan milli kurtuluşçuları, milliyetçileri, hep savaştılar. Şimdilerde de Kürtlerin laflara karnı toktur. Kürtler, milli haklarının açık ve net iadesini, Kürdistan’da işgalin son bulmasını, Kürtlerin kendi ülkelerinde kendi kendilerini yönetmelerini istiyor, bunun için mücadele ediyor. Kürdistan’ın kuzeyinde, en azından Kürdistan Bölgesi’nin statüsünü kazanmak istiyor.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.