ABD - Türk devlet ilişkileri nereye doğru?

Biden’ın Kürt ve Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’nin dostu olarak tanınması, Türk devleti için can sıkıcıydı
ABD-TR
ABD-TR

ABD dünya için önemli bir ülke. Bundan dolayı da ABD’deki seçimler dünya ve Türk devleti için de önemli oldu. ABD seçimlerinin yapıldığı dönem, ABD ile Türk devleti ilişkilerinin problemli ve sorunlu olduğu bir dönemdi.

Bu dönemde, ABD Başkanı Trump yine de Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yakın ilişki içindeydi. Demokratların Başkan Adayı Biden’ın AK Parti Hükümeti’ne ve Erdoğan’a karşı muhalefeti açıkça desteklemesi ve Erdoğan hakkında ağır laflar etmesi söz konusuydu. Bunun yanında Biden’ın Kürt ve Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’nin dostu olarak tanınması, Türk devleti için can sıkıcıydı.

Bütün bu gelişmeler, ABD seçimlerini, Türk devleti için daha anlamlı kıldı. Bir bağlamda ABD seçimleri, Türk devletindeki seçime dönüştü.

Erdoğan çevresinin yazılarında, televizyon programlarında seçimlerde açıkça Trump’ın desteklemelerine rağmen, hükümet, Trump’ın kazanmayacağını da hesap ederek çok açık destek sunmadı. Ama Erdoğan ve hükümeti, adaylar konusunda ihtiyatlı davranmış da olsalar, kayıtlara Trump’ı destekledikleri geçti.

Trump’ın seçimleri kazanması halinde, ABD ile Türk devlet ilişkilerinin ne olacağı bir aşağı bir yukarı bilinebilir durumdaydı. Ama Trump seçimleri kazanmadı, Demokratların adayı Biden seçimi kazandı. Bu sonuç, ABD ve Türk devleti ilişkilerinin yeni dönemde, Biden döneminde ne olacağı, önemli tartışmalara ve belirsizliklere yol açtı. Bu tartışmalar yoğun bir şekilde de devam ediyor. Görünen o ki ABD’nin iç gelişmelerinden de dolayı da daha çok tartışılacak bir konumda olacak.

Bilinen bir şey var ki Türk devleti ile ABD ilişkileri eski tarihlere dayanır. Ama bu ilişkiler zaman zaman hep inişli çıkışlı, olumlu ve sorunlu olmuştur. 

Osmanlı İmparatorluğu ile ABD ilişkileri 1800 yılının başında başlar ve devam eder. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra yeni otoriter, ırkçı, sömürgeci Türk devleti kuruldu. Yeni Türk devleti 1922 yılında Lozan Antlaşması vesilesiyle ABD ile karşı karşıya geldi. ABD, Lozan Antlaşması’nı onaylamadı.

Türk devletinin ABD ile somut ve olumlu ilişkileri Kore Savaşı sırasında gelişti. Türk devleti, ABD'nin destek verdiği Güney Kore'ye asker gönderdi. 1950-1953 yılları arasında yapılan, Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki savaş,  Soğuk Savaş’ın ilk sıcak çatışması olmuştur. Savaş, ABD ve müttefiklerinin, daha sonra da Çin’in müdahalesiyle uluslararası bir boyut kazanmıştır. Türkiye, TBMM'nin 30 Haziran 1950 tarihli oturumunda verilen karar çerçevesinde  Kore'ye asker gönderdi. Kore'ye asker gönderme fikri, o zamanki Demokrat Parti (DP) hükümetinin artan Sovyet Rusya tehdidine karşı NATO'ya üye olabilmek için bir fırsat olarak görüldü. Savaşın başından Temmuz 1953'teki ateşkese kadar geçen sürede toplam 15.000’e yakın Türk askeri Kore'de görev alıyor.

Türkiye bu savaş sonunda amacına ulaştı. Türkiye, NATO'nun 1949'da Washington Antlaşması'nın 12 kurucu üye tarafından imzalanarak kurulmasının ardından, ittifaka 1952'de üye oldu. NATO'nun 13'üncü üyesi olan Türkiye, ittifakla katılım protokolünü 17 Ekim 1951'de imzaladı. Resmi üyelik ise Yunanistan ile beraber 18 Şubat 1952'de gerçekleşti.

Böylece Türk devleti ABD ve NATO’nun Sovyetler Birliği ve sosyalist sisteme karşı ileri ve güvenilir bir karakolu oldu. ABD, Türk devleti bünyesine üslerini kurmaya başladı. 5 Mart 1955’de Adana'daki İncirlik Havaalanı inşası tamamlandı. ABD Hava Kuvvetleri bu üsse yerleşti.

O tarihten sonra ABD Türk devleti ilişkileri belirli dönemlerde kontrollü sorunlu oldu. Bu sorunları kronolojik olarak sıralarsak:

*1963-1964 Kıbrıs bunalımı sırasında ABD Başkanı Johnson Başbakan İnönü'ye uyarıcı nitelikte bir mektup gönderdi. (5 Haziran 1964) 

* ABD'nin isteği ile zarar giderim vaadiyle Türkiye'de haşhaş ekimi yasaklandı. (30 Haziran 1971) 

* Ecevit hükümeti haşhaş ekimi yasağını kaldırıp 7 ilde haşhaş ekimine izin verdi. (1 Temmuz 1974)

* Türkiye'nin NATO (Amerikan) silahlarını kullanarak Kıbrıs'a müdahalesi ve askerini çekmemesi gerekçesiyle ABD Kongresi silah ambargosu kararı verdi. N(5 Şubat 1975) .

* ABD'nin silah ambargosu kararı üzerine Türk hükümeti ortak savunma tesislerine ilişkin 1969 Türk-Amerikan anlaşmasına son verir ve İncirlik Üssü dışındaki (NATO göreviyle) üs ve tesislerin çalışmalarını durdurdu. (25 Temmuz 1975)

* Türkiye'ye uygulanmakta olan silah ambargosu Kongre tarafından kaldırıldı. Buna karşılık Türkiye'de kapatılan Amerikan üs ve tesislerinin geçici bir statü ile açılması kararlaştırıldı. (26 Eylül 1978)

* "Çekiç Güç PKK'ya yardım yapıyor" iddiaları gündeme geldi. Çekiç Güç uçaklarının Bisi Yaylası'na yardım malzemesi attığına dair haber basında yer aldı. (10-11 Ocak 1992)

* ABD'nin güvence ve gözetimi altında başkenti Erbil olmak üzere Kuzey Irak'ta Federe Kürdistan Bölgesi kuruldu. Türk devleti tanımadı. (6 Ekim 1992) 

* 17 Ocak 1993: Irak'ın ateşkes koşullarını çiğnemiş olduğu gerekçesi ile İncirlik'ten kalkan uçaklar Irak hedeflerini bombalar. (Türkiye'de İncirlik'teki Çekiç Güç'ün kullanılmasına dair tepkiler artar.)

* 19 Mayıs 1994: ABD Temsilciler Meclisi Tahsisler Komitesi Alt Komisyonu, Türkiye'ye kredi olarak verilen askeri yardımın yüzde 25'inin "Türkiye'de insan hakları ve Kıbrıs konularında ilerleme kaydedildiği bildirilinceye kadar" askıya alınmasını kararlaştırdı.(10 Ağustos 1994 ABD Senatosu bu oranı yüzde 10'a indirecektir.)

* Mart 2002: ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye'yi eleştiren insan hakları raporunu yayınlardı.

* 1 Mart 2003: ABD askeri bulundurma ve Irak'a Türk askeri gönderme tezkeresi TBMM tarafından reddedildi.

Şimdilerde de Suriye, Rusya ile ilişkiler, Doğa Akdeniz, Filistin ve Kudüs, Libya, Kafkasya, PKK/PYD konularında ABD ile Türk devleti arasında sorunlar var. Ama bu sorunlar, ABD ile Türk Devleti ilişkilerine tümden son vermeyecek. İlişkiler hep sorunlu olmaya devam edecek. Çünkü iki devlet de birbirine muhtaçlar. Bundan dolayı aralarında tatlı sert havalar esecek ve politikalar gündemde olacak.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.