Amedspor ve sorunlar

Amedspor birinci bölge ve ikinci bölge sorunlarını çözerse, çok kolaylıkla rakipleriyle arasında oluşan puan farkını eritir
Amed
Amed

Son 24 Erzincanspor maçı gösterdi ki Amedspor kendi sorunları üstüne biraz daha serinkanlı düşünmeyi başarırsa, Play-off’a kalma ihtimali ve şansı oldukça yüksektir. 24 Erzincan maçı, defansif açıdan bir bütün olarak, Amedspor’un alan daraltarak rakibin oynamasına izin vermeyen potansiyeli var. Bu çok değerli bir niteliktir. Çünkü üç ihtimalli bir oyunda, ihtimallerin sayısını teke indirgeyebilmek hakikatten de bir meziyettir. Özellikle deplasman maçlarında, rakip kim olursa olsun kapanabilmek ve rakibe oynayacak alan bırakmamak, en azından yenilmemeyi ve o deplasmandan bir puan çıkarmayı garanti edebiliyor.

Zaten bu süreçte önemli olan tek şey her maçtan mutlaka puan ya da puanlar çıkarabilmektir. 24 Erzincan maçı, bu bakımdan başarıyla geriden bırakılan bir maç ve oyun oldu. Hatta defansif olarak maçın başında sağlanan konsantrasyon, bir anlığa kaybolmasaydı Amedspor pekâlâ bu maçta cebine üç puan koyup evine dönebilirdi.

Birbirimizi daha iyi anlamak bakımından biraz Abdullah Avcı ve Trabzonspor tecrübesinden bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi Abdullah Avcı, Trabzonspor’un başına geçince ilk iş olarak defansını yeniden yapılandırma kararı aldı ve bunu her türlü eleştiriye kulağını kapatarak kararlılıkla uyguladı. Hepimiz anımsarız, Abdullah Avcı’lı ilk Trabzonspor maçları, bütünüyle defansif dirençle oynanan maçlar oldu. Öyle ki kimi maçlarda Trabzonspor kendi yarı sahasını bile geçmedi.

Avcı önce birinci bölgedeki iş ve görevleri organize etti, sonra ikinci bölgeyi yapılandırdı ve maçların büyük bir bölümünü birinci bölge ile ikinci bölge arasındaki organizasyon ve ilişkiler üstünden götürdü. Avcı’nın takımı birinci ve ikinci bölgede dengeli durmaya başlayınca takım yenilgi yüzü görmedi.

Bu örnek Amedspor için çok geçerli ve ilham verici bir örnektir. Çünkü eğer Amedspor birinci bölge ve ikinci bölge sorunlarını çözerse, çok kolaylıkla rakipleriyle arasında oluşan puan farkını eritir. Bunun basit bir nedeni var o da şu: Defansı ve orta sahası iyi organize olmuş bir Amedspor, hem kolay yenilmeyecektir hem de bu sağlamlık nedeniyle, hücumda çok kolay fırsatlar bulacaktır.

Bu oyun planı için Mansur Çalar’ın yanına pres gücü yüksek iki oyuncu monte etmek gerek. Baskı ve bölge preslerini bu oyuncular yaparsa, Mansur her maçta, maçın sonuna kadar dinç kalma imkânı bulur ve ileri çıktığında da uzaktan şut atma özelliği hedeflerini bulur. Aksi halde aşırı yorulan Mansur, sırf yorgunluk nedeniyle şut isabetlerinde zorlanır ve paslaşma bahsinde de çok hatalı işler yapar.

Mehmet Sıddık’ın transferi isabetli bir transferdir. Ama Sıddık’ın niteliklerine uygun bir planlama yapılırsa, takımın hücum potansiyeli daha yüksek bir seviyeye çıkar. Sıddık’ın en büyük özelliği dar alanda ani patlama gücüdür. Bu ne demektir? Bu şu demektir: Amedspor Sıddık’ın rakibin arkasına sarkıtmak için sürekli koşu yollarına top atmalıdır. Çünkü harekete geçen Sıddık’ı hiçbir takımın savunma oyuncusu kolay yakalayamaz. Ama onun koşu yoluna değil de gerisine ya da direk ayağına top atıldığında Sıddık bu büyük avantajını takım yararına kullanma fırsatı bulamaz. Bunlar size küçük detaylar gibi gelebilir ama inanın bana bir maçta fark yaratan detaylar da aslında bunlardır.

İç saha deplasman fark etmeksizin Amedspor’un birinci ve ikinci bölgesindeki bütün oyuncuların ilk görevi savunma yapmak olmalıdır. Bu aslında takım direncini yükseltmek ve defansif açıdan çok değerli bir takıma dönüşmek demektir.

Birinci ve ikinci bölge oyuncularının savunma hedefiyle oynadığı maçlarda, Amedspor, hem kolay yenilmeyecektir hem de Sıddık gibi hızlı oyunlar aracılığıyla kolay goller bulacaktır.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.