Alternatif anayasalar ve Kürtlerin olmazsa olmazları

Biz Kürtler için, yeni anayasa açından olmazsa olmazlar vardır. Kürtler için yeni anayasa demek, yeni devlet oluşturulmasına karar vermek demektir
l
l

Türk Kemalist devletinde bir anayasa sorunu, bunun doğal sonucu olarak demokrasi, hukuk, insan hak ve özgürlükleri, inanç ve vicdan özgürlüğü,  Kürt millet sorunu hep vardır.

Türk devletinde anayasa sorunu darbeler sonrasında ve özellikle de 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinden sonra önemli bir temel konu olarak tartışma gündemine giren bir konu oldu. Ama hiç şüphe yok ki Türk Kemalist devletinin kuruluşundan sonra anayasa sorunu hep gündemde olan bir sorundur. Kürt milli ayaklanmaları bir başka tanımlarıyla yeni bir anayasa yapma mücadeleleriydi. Türk devleti bu konuda Fransız, sağır, duygusuz olduğu için de bunu anlamazlıktan geldi. Kürt milli hak arayışlarını şiddet ve katliamlarla bastırarak çözdüğünü sandı. Oysa Kürtlerin milli meselesi çözülmedi, bütün zamanların en temel meselesi olmaya devam etti. Günümüzde de devam ediyor.  

Bu son dönemlerde de dersimiz, başka bir ifadeyle gündemimiz anayasa, anayasaya bağlı olarak ifade ettiğim temel konulardır. Anayasa konusu son haftalarda Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gündeme sokuldu.

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan genel olarak dedi ki; “Türkiye’de yeni bir anayasa yapmanın zamanı gelmiştir. Mevcut anayasa askerlerin darbe sonucu yaptığı ve halkın olmayan anayasasıdır. Halkın sivil anayasasını yapmamız tarihi bir görevdir. Biz halkın olmayan anayasası garabetinden kurtulmalıyız.”

Türk Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasından sonra anayasa konusunda siyasi partiler, akademisyenler, yazarlar, gazeteciler, biz Kürtler tarafından da öneri ve anaysa tartışılmaya başlandı. Ben de makaleler yazdım, televizyonda konuya ilişkin görüşlerimi açıkladım. Bu tartışma devam ediyor.

Türk Cumhurbaşkanı yeni bir anayasa konusunu tartışma gündemine getirdiği zaman, bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin ve diğer toplumsal kesimlerin birlikte bu anayasayı yapması gerektiği konusunda da bir önermesi oldu. Bu önermenin gerçekleşmeyeceği, anayasa konusunda değişik siyasi partilerin ve toplumsal kesimlerin yaptıkları açıklamalarla kısa bir süre içinde anlaşıldı.

Dünyada, içerik ve yapılış tarzlarıyla değişik anayasa modelleri vardır. Ama kategorik olarak diyebiliriz ki dünyada iki model anayasa vardır. Bu modellerden biri 1215’te kabul edilen Magna Carta ruhunu benimseyen Anglo-Sakson (İngiltere-ABD) anayasaları, diğeri Kara Avrupa’sı anayasalarıdır. Kara Avrupa’sında da devletlerin yapılarına göre iki kategorik anayasa vardır. Bu anayasalardan biri üniter devlet (Fransa ve benzeri) anayasaları, federal ve yarı federal (Almanya- Belçika- İspanya-İsviçre) anayasalarıdır. İskandinavya ülkelerinin anayasaları da üniter ve federal-yarı federal anayasa kategorisi içinde sayılırlar. Sovyetler Birliği’nin oluşumundan sonra sosyalist ülkelerde de bir tür demokratik olmayan federal anayasalar modeli ortaya çıktı.

Türk devleti anayasası bunların hiçbirine benzemez. Kendine özgü sakat ve demokratik olmayan bir anayasa modelidir. Türk devleti için anayasa alternatifleri dediğim zaman, dünyada konu ettiğim anayasa alternatiflerinin dışındaki anayasa alternatiflerinden bahsediyorum. Bu alternatif anayasaların hiçbiri demokratik, sivil, özellikle de Kürtleri kapsayan toplumsal sözleşme niteliğinde anayasalar olmayacaktır. Sadece ileriyi görmek için alternatiflerden söz ediyorum.

Çok açık ki Türkiye’de birlikte bir anayasa yapılamayacak.

Cumhur İttifakı partiler (AK Parti-MHP-BBP ve destekçileri) bir anayasa hazırlayacaklar. Yapılan açıklamalara göre bu konuda bir komisyon çalışmaya başlamış. Bu anayasa, AK Parti’nin Prof. Dr. Ergün Özbudun başkanlığındaki bir çalışma grubuna hazırlattığı liberal özellikler taşıyan anayasadan çok uzak bir anayasa olacaktır. Türk-İslam sentezinin, Cumhur İttifakını realize ve tanımlayacak bir anayasa olacak. Anlaşılıyor ki bu konuda da ciddi bir görüş birliği var. Cumhur İttifakı kendi anayasasıyla geçmişte Kemalistlerin yaptığı gibi kendi devletlerini de üzerinde anlaştıkları anayasa ile tescil edecekler.

Millet İttifakı da kendi anayasasını yapabilir. Çünkü millet ittifakı parlamenter sistemi savunuyor. En azından bu sisteme uygun bir anayasa yapmak için çalışabilir. Ama işin gerçeğine bakılırsa, CHP’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı yok. Türk devletinin kuruluşundan sonra kurucu felsefe ile birlikte anayasa ya da başka bir ifadeyle demokratik olmayan anayasa ortaya çıktı. Sivil-asker bürokrasinin kendisinin ve devletinin anayasası oldu. Kürtleri ve hatta Türkleri, herkesi de dışlayan ve ötekileştiren, devletin kölesi haline getiren anayasa oldu. Bu anayasa bugüne kadar da devam etti ve ediyor. Bundan dolayı Millet İttifakı’nın görünen ve görünmeyen aktörlerinin de bu anayasaya evet demeleri, özellikle de liberalizm iddiası taşıyanların bu anayasayı kabul etmeleri, kendilerinin inkârı ve siyasi arenadan silinmesi anlamına gelir.

Bütün bunlara rağmen, büyük gövdeli (Cumhur ve Millet İttifakı’nın) tarafların kendi anayasalarını somut hale getirerek, demokratik olmayacak iki anayasa alternatifinin referandumda halk oylamaya sunulması, ilerisi için bir adım, yanlışın bir kere daha ortaya çıkmasını ve deşifre olmasını sağlayacağını düşünüyorum.

KÜRTLER İÇİN ANAYASA İÇİN OLMAZSA OLMAZLAR

Tahayyül edilen ve üzerinden çalışılan anayasaların hiç birisinin Kürtlerin anayasası olmayacağı “Görünen köy kılavuz istemez” büyük sözü kadar açık. Buna rağmen biz Kürtler anayasa tartışmasından uzak duramayız. Anaya konusu biz Kürtler için daha önemli bir konudur. Gerçekten yeni bir anayasa, demokratik, sivil, çoğulcu, sosyolojik gerçeklere, bireysel hak ve özgürlükleri kapsayan bir anayasa Kürtler için hem gerekli Bu anayasanın yapılması asıl Kürtler için bir devrim olacaktır.

Bu nedenle biz sabırla öneri ve görüşlerimizi anayasa konusunda ifade etmeliyiz. Anayasada olmazsa olmazlarımızı açık bir şekilde kamuoyuna sunmalıyız. Kürdistan kuzeyindeki Kürtlerin verili durumu ortak bir anayasa projesini ortaya çıkarma şartlarından uzak olmasına rağmen, öneri ve görüşlerimizi ifade etmeye, kamuoylarını etkilemeye çalışmalıyız.

Biz Kürtler için, yeni anayasa açından olmazsa olmazlar vardır. Kürtler için yeni anayasa demek, yeni devlet oluşturulmasına karar vermek demektir. Çünkü mevcut devlet, Kürtlerin devleti değildir. Türk milletine ait devlet olarak tanımlanmaktadır. Aslında mevcut devlet tüm Türklere, değişik toplumsal kesimlere, farklı düşünce gruplarına, dinlere ve mezheplere de ait devlet değildir. Bundan dolayı yeni anayasa yapılmadan önce yeni devlet, ortak devlet konusunda bir uzlaşma oluşması gerekir. Bunun için de özellikle Kürtlerin millet olarak kabul edilmesi ve bütün milli haklarına kavuşması, Türk milleti ile ortak, siyasi statü, siyasi temsil, haklar açısından eşit kabul edilmesi gerekir. Yeni devlet üniter değil, adem-i merkeziyetçi, federal olmak zorundadır. Devlet uluslar, ideolojiler, dinler, mezhepler, sınıflar üstü, demokratik, çoğulcu, çağdaş olmak zorundadır. Devlet bir hakem ve koordinatör devlet olmalıdır. Devletin karakterine uygun olarak da anayasa, uluslar, ideolojiler, dinler, mezhepler, sınıflar üstü olmalı. Ama sosyolojik çoğulcu varlıkların haklarını kabul etmeli ve güvence altına almalıdır.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.