Türk devleti neden PKK’dan korkmuyor, Barzanilerden korkuyor?

Kurd24

Milli Güvenlik Kurulu Eski Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç diyor ki: “Bizim için PKK ile mücadele o kadar önemli değil. Çünkü biz PKK ile kontrollü bir savaş yürütüyoruz.  Bizim için mühim olan, Güneyimizde Kürdistan Devleti’nin kurulmasına mani olmaktır. Biz, bu hedefe ulaşmaya çalışan Barzani’yi Türkiye Kürtlerine kötü göstermeyi başardık, önemli olan budur.”

Ünlü MİT ajanı, 9 Mart 1971 sol cuntayı ihbar eden, 1968 Türk Devrimci Hareketinin içinde ajan olarak çalışan, devrimci hareketi provoke eden Mahir Kaynak da 1992’lerden sonra, “PKK, yerli malı ve Anadolu’ya aittir. Kürt devletinin kuruluşundan yana değildir. Mesud Barzani ve onunla ilişkili olan Kuzeyli Kürt liderleri ve örgütleri, bölücü ve devlet kurmayı istiyorlar. ABD ve Avrupa Birliği’nden de destek alıyorlar. Silah kullanmayan bu Kürt liderlerine, parti-örgütlerine dikkat edilmelidir.”

PKK’nın akıl hocası Yalçın Küçük de, “PKK’dan Türkiye’ye zarar gelmez. PKK eliyle Barzanilerin devlet kurmasının önüne geçtik. Bunun yanında PKK eliyle Türkiye’de Kürtler içinde Barzani düşmanlığı yarattım. Bu benim/bizim için büyük başarıdır” diyor.

Ulusal şoven solun büyük teorisyeni ve pratik lideri Mihri Belli de aynı konuda PKK’ya destek vermişti ve akıl hocalığıyla Barzani düşmanlığını yarattığını açıkça ifade etmişti.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Bütün bu söylenenleri Öcalan iki paragrafta kendisi itiraf ediyor ve diyor ki: “Eğer Kürt milliyetçileri (Mesud Barzani) devlet sahibi olurlarsa, bu devleti Türkiye ve İran devletlerine karşı kullanacaklardır. Barzani bunu ABD ve AB desteği ile yapmak istiyor. Ben bunun önünü alabilirim. Biz üniter devletten yanayız. Federasyon ve konfederasyon istemiyoruz. Demokratik cumhuriyeti savunuyoruz. Ben (Türk) başbakandan rica ettim. Eğer biz bu devletleşmenin önüne geçersek ve engellersek, ikinci Kürt İsrail devletinin önünü alır, Barzani’yi de engelleriz.”

Öcalan Kenya’da Türkiye’ye getirildiği zaman da, “Benim anam Türk. Dayılarım Türk. Ben devletime her açıdan hizmet etmeye hazırım” dedi.

Bütün bu açıklamalar ve özelikle de Öcalan’ın açıklamaları büyük itiraflar niteliğindedirler. Bu itirafları çözümlersek ortaya çıkan hayati maddeler ve sonuçlar şunlar:

1-PKK, bir Türk devlet projesi ve devlete hizmet ediyor. PKK, Kemalist Türk devleti tarafından kurulmuş bir örgüttür.

2-Bundan dolayı da PKK’dan korkulmuyor. PKK ile kontrollü bir savaş/mücadele yürütülüyor. Bu kontrollü savaş da Kürtlerin gözünü boyamak, Kürt milli hareketinin kendi öz dinamikleriyle gelişmesini engellemek, mevcut olan milli odakları etkisiz hale getirmek içindir.

3-Türk devleti ve onun yukarıda sıraladığımız ve sıralamadığımız ideologları, KDP ve Barzanilerin, kendi milletlerinin çıkarlarını savunduklarını, devlet kurmaktan yana olduklarını biliyorlar. Bundan da korkuyorlar.

4-Kürdistan’ın güneyinde devletin kurulmasının Türkiye için de tehlike olacağını, Kürtlerin Barzanilerin yolundan yürüyerek devlet isteyeceklerini, devlet kurmak için çalışacaklarını düşünüyorlar. Bunu engellemeye çalışıyorlar.

5-Bunu engellemek ve Kürdistan’ın kuzeyindeki Kürtleri Barzanilere düşman etmek için özel bir çalışma yürüttükleri açığa çıkıyor.

6-Barzanilerin düşmanlığını da PKK eliyle yaptıkları hem onların ifadelerinden ve hem de Öcalan’ın açıklamalarıyla açığa çıkıyor.

Türk devletinin neden PKK’dan korkmadığı, Barzanilerden ve yandaşlarından korktuğunu yapılan açıklamalar yeterince ortaya koyuyor. Bunun asıl sebebi de Barzanilerin Kürdistan devletini kurmak istediklerindendir.

2017 yılında Kürdistan Başkanı öncülüğünde ve onun büyük çabasıyla bütün Kürdistan’ın güneyindeki partilerin ikna edilmesiyle bağımsızlık referandumuna gidilmesi, yüksek oy oranıyla (%93) başarı kazanması da bunun en büyük göstergesidir. Kürdistan devletinin kurulması korkusudur ki, referandum sonucunda dört sömürgeci devlet saldırıya geçtiler. Kerkük’ü işbirlikçilerinin desteğiyle işgal ettiler. Kürdistan Bölgesi’ni yıkmak istediler. Ama savaş sonucu kırıldılar ve yenildiler.

PKK’nın Kürdistan Bölgesi’ni yıkmak istemesi, Kürdistan Bağımsızlık Referandumuna karşı olması da, Türk devleti ve diğer sömürgeci devletlerin PKK eliyle Kürtleri Barzaniler düşman etmesinin bir sonucudur.

Açık ki sadece Türk devleti değil, sömürgeci dört devlet de Barzanilere düşmandır. Bu düşmanlık, Şeyh Abdulselam’a, Mele Mustafa Barzani’ye, Mesud Barzani’ye, Neçirvan Barzani’ye, Mesrur Barzani’ye şahsi düşmanlık değildir. Sömürgeci devletler, Barzanileri, Kürt milli menfaatlerini her dönemde kararlılıkla savundukları, Kürdistan devletini kurma amaçlı mücadele yürüttüklerini bildikleri için, düşmandırlar. Bundan dolayı Barzanilere düşmanlık yeni değildir. Tarihseldir. Osmanlı İmparatorluğundan bu yanadır. Osmanlı İmparatorluğu, Barzaniler, Şeyh Abdulselam öncülüğünde Kürdistan otonomisini almayı becerdikleri için düşmandı. Onun için sonunda Şeyh Abdulselam’ı idam ettiler.

Sömürgeci devletler, Barzanilere, Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katıldıkları ve destek oldukları için düşmandırlar. Sömürgeci devletler, Mele Mustafa Barzani arkadaşlarıyla birlikte Sovyetler birliğine geçtikten sonra milli mücadeleye devam ettikleri için düşmandırlar. Barzaniler, 1958’de Sovyetler Birliği’nden döndükten sonra Irak’ta anayasayı değiştirdikleri, Kürdistan Otonomisi konusunda sonuç aldıkları için düşmandırlar.

Irak merkezi hükümeti yeni anayasaya uymadığı ve ihlal ettiğinde, Mele Mustafa Barzani ve KDP öncülüğünde 1961 yılında Eylül Devrimi’nin başlaması, bu mücadelenin Kürdistan Otonomisi kuruluşuyla sonuçlanmasından dolayı, sömürgeci devletler Barzanilere düşmandırlar. Baas rejimi Kürdistan Otonomisi konusunda Kürtlerle anlaşma yaptığı zaman, diğer üç sömürgeci devlet şiddetle karşı çıktılar.

Sömürgece devletler, 1975 Kürt-Arap savaşında Irak merkezi yönetimini desteklediler. Cezayir Antlaşmasını da onaylayarak Kürdistan Otonomisi’nin yıkılmasını sağladılar. Sömürgeci devletler, Barzaniler Kürdistan Bölgesi’nin kuruluşuna öncülük ettikleri için düşmandırlar.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir