Kürdistan Bölgesi Hükümeti 9’uncu Kabinesi’nin iki yılı…

Kurd24

Kürdistan’da Eylül 2018 tarihinde genel seçimler oldu. Kürdistan’daki seçimler, Mayıs 2018’de Irak’ta yapılan genel seçimlerin arkasından yapıldı. Irak’taki genel seçimlerde KDP birinci parti olmuştu. Bir anlamda bu sonuç, Kürdistan’daki genel seçimlerle ilgili de veri sunuyordu. Öyle de oldu. Kürdistan genel seçimlerinde de Kürdistanlılar, “Sezar’ın hakkını Sezar’a verdi.” Seçimlerde, KDP’yi birinci parti, KYB’yi ikinci parti, Goran’ı üçüncü parti yaptı.

Kürdistan’da seçimler bir demokrasi şöleni şeklinde tezahür etti. Seçim kampanyası sırasında her siyasi parti, milli ve dini topluluklar, Kürdistanlı herkes, kendilerini özgürce, kimlikleriyle, kendi ideolojileriyle ifade ettiler. Bu gelişmelerin hepsi, kurulacak hükümetin de farklı ulusal ve dini kimliklerin, farklı fikir akımlarının, farklı siyasi partilerin temsilcilerinden kurulmasının kuvvetli ipuçlarını veriyordu.

KDP seçim sonrasında Neçirvan Barzani’yi Kürdistan Bölgesi Başkanlığına, Mesrur Barzani’yi Başbakanlığa aday gösterdiği zaman, demokrat, kimliklerin temsil edileceği bir hükümetin oluşacağı anlaşıldı. Kürdistanlılar için de umutlar yeşerdi. Ayrıca KDP’nin bu iki adayını açıklamasından sonra, dünya devletlerinden gelen destek mesajları da her iki genç Barzani’nin Kürtlerin ve Kürdistan Bölgesi’nin çıkarlarına uygun olduğunu da ortaya çıkarıyordu. Ben de yeni dönemi, “Genç Barzaniler Dönemi” olarak tanımladım.

Bütün bu gerçeklerin yanında, Kürdistan Hükümeti!nin hızla kurulması beklenirken, kuruluş süreci oldukça uzadı. Bu da Kürdistanlılarda ve dünyadaki Kürtlerde bir karamsarlığa yol açtı. Ama ne zaman ki Neçirvan Barzani Kürdistan Bölgesi Başkanı seçildi ve hükümetin kuruluşu için Mesrur Barzani’yi görevlendirdi ve Kürdistan Parlamentosu da bu adaylığı onayladı, yeniden iyimserlik gelişmesine yol açtı.

Mesrur Barzani, görevi aldıktan sonra hızla bütün siyasi parti, farklı fikirlerin, milli ve dini grupların temsilcileriyle görüştü. Onların desteğini aldı. Onun bu davranış ve hareket tarzını, demokrasiyi derinleştirme ve “kimlikler demokrasisini geliştirme” olarak tanımladım. Ne zaman ki Mesrur Barzani güven oylaması için hükümet üyelerini meclise sundu ve güven oylamasını aldı, iyimserlik tüm Kürdistanlılarda tavan yaptı.

Çok açık ki Kürdistan Hükümeti, bütün siyasi partilerin, değişik toplumsal kesimlerin, ulusal ve dini grupların, değişik fikir akımlarının doğrudan temsilcilerinden oluştuğu için oldukça demokrat, çoğulcu, temsil kapasitesi oldukça geniş, katılımcı, kimlikler demokrasisini geliştiren bir hükümetti. Ortadoğu’nun tek örnek ve model demokratik hükümetiydi. Dünyada da Avrupa’da iki ülke (Belçika ve İsviçre) dışındaki tüm ülkelerde de benzeri olmayan bir modeldi.

Başkan Mesud Barzani, 2017 yılında bağımsızlık referandumu döneminde, kurulacak devletin Kürtlerin değil Kürdistanlıların, Kürdistan’daki tüm ulusal ve dini toplulukların federal devleti olacağını net bir şekilde açıkladı. Kürdistan Hükümeti’nin kuruluşu aşamasında değişik ulusal ve dini toplulukların temsilcileriyle yaptığı görüşmede, onların azınlık olmadıklarını, sayısal konumlarının onları azınlık yapmayacağını ifade etti.

Kürdistan Hükümeti’nin yapması gereken acil işleri o dönemde sıralamıştım:

1- Kürdistan güvenliği büyük tehlikelerle karşı karşıyadır. Kürdistan’da DAEŞ, PKK, Haşdi Şabi, gizli silahlı güçlerin, sömürgeci devletlerin saldırısı güncel bir tehlike halen de güncel tehlike olmaya devam ediyorlar. Açıktır ki Kürdistan’da güvenlik sağlanmadan diğer işleri yapmak oldukça zordur. Hükümetin en acil görevi PKK’nın işgaline, terörizmine yasal dışı konumuna son vermesi, PKK’nın silahlı güç oluşturmasını engellemesidir. Bu da PKK ve silahlı güçlerinin yasaklanması ile olanaklı olacaktır. Değişik silahlı güçlere izin vermemekle sağlanacaktır.

Ne yazık ki, Kürdistan Hükümeti bunu beceremedi. PKK, Kürdistan Bölgesi’ndeki tehlikesi büyüdü. PKK nedeniyle Türk devleti Kürdistan’da her gün operasyon yapmaya, karakollar oluşturmaya başladı. Bir güvenlik bölgesi oluşturma çabasını ilerletti.

2- Kürdistan’da demokratik, çoğulcu yönetim otoritesinin sağlanması için, iki Pêşmerge gücünün hızla birleştirilerek, ulusal ordunun oluşturulması sağlanmalıdır.

Kürdistan Hükümeti bunu kısmen gerçekleştirdi.

3- Kürdistan’ın geleceğini ve güvenliğini ilgilendiren konuların başında, Kerkük ve diğer birçok Kürdistani bölgelerde işgalin devam etmesidir. Bu statüye son verilmesi için Kerkük merkezli referandumun yapılarak, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin Kürdistan yönetimine bağlanması sağlanmalıdır.

Bu görev de yerine getirilemedi.

4- Kürdistan’ın gelişmesi için, siyasi, idari ve ekonomik reformların hızla hayata geçirilmesi gerekir.

Hükümet bu konuda önemli adımlar attı.

5- Kürdistan Başbakanı’nın ilk açıklamasında dile getirdiğine gibi yolsuzlukla mücadele de acil görevlerden biri olarak öne çıkmaktadır.

Hükümet, yolsuzluğa tümden son veremedi ama bu konuda da belli adımlar attı.

6- Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin 9. Kabinesi ithalatı sınırlandırdı, yerel ekonomiyi güçlendirdi

7- İki yıl içinde tarım alanında büyük adımlar atarak, sektörü güçlendirdi.

8- Hükümetin hayata geçirdiği önemli projeden biri iç sermayenin dışarıya gitmesine izin vermeyecek olan üç tohum fabrikasının kurulması oldu. Fabrikaların üretim kapasitesi yıllık 80 bin tonu buluyor.

9- Hükümetin hayata geçirdiği bir diğer proje ise Kürdistan Bölgesi’nde Ulusal Kayıt ve Tohum Tasdik Komisyonu’nun kurulması oldu. Bu da hem çiftçiye hem de firmalara en iyi tohumun belirlenmesi ve incelenmesi açısından stratejik bir adım oldu.

10- 9’uncu Kabine döneminde tarım ürünleri ithalatı sınırlandırıldı, iç üretimi olan bir ürünün ithal edilmesi ise tamamen yasaklandı. Başbakan’ın talimatıyla tarım projelerine daha fazla önem verildi, yerli ürünlerin pazarlanmasına başlandı.

12- Kürdistan Bölgesi’nde tarımsal üretimin önceki yıllara göre artırdığına dikkat çeken çiftçiler, 9’uncu Kabine’nin tarım alanında attığı adımlardan memnun olduğunu ifade ederek, hükümetin tarıma daha fazla önem vermesini bekliyor.

13- 9’uncu Kabine, tarım sektörünün petrolün yerini alması için tüm yatırımların %2.7'sini oluşturan altı tarım projesi hayata geçirdi.

14- Ayrıca 9’uncu Kabine, tarım sektörünü geliştirmek için öncelikli görev listesine aldı.

15-Başbakan Mesrur Barzani, 10 Temmuz 2019’da yemin ederek göreve başladı. Ekonomik krizlere ve diğer birçok engele rağmen reformlara devam edildi, gelir kaynakları düzenlendi. Sınır kapıları ve petrol şirketleriyle ilgili vergi düzenlemeleri, bu alanda atılan önemli adımlardan oldu.

16-Hükümet Parlamento'dan güvenoyu alırken Başbakan, yaptığı açıklamalarda yıllarca vergiden kaçan şirketlerin vergi tâbi kılındığını vurguladı.

17-Başbakan ayrıca birçok kez Kürdistan Bölgesi’nin gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerektiğini, artık sadece petrol gelirlerine bel bağlanmaması gerektiğini vurgulayarak, tarım ve diğer alanlardaki üretime dikkat çekti.

Bu çerçevede kısa süre içinde çok sayıda fabrika açılırken, daha önce temeli atılan fabrikalar da faaliyete girdi.

18-Başbakan’ın dikkat çektiği diğer proje ise ulaştırmayla ilgiliydi. Ticaretin hız kazanmasında etkili olan çok sayıda yol projesi de bu süre içinde başladı, hayata geçirildi.

19-Koronavirüs salgınına rağmen sağlık sektöründe de iyileştirmeler yapıldı. Vatandaşların salgından korunması için alınan tedbirler ve salgınla mücadeledeki başarı, sağlık sektörünün güçlenmesini sağladı.

20- İki yıl içinde hem bölgesel hem de uluslararası diplomasi de hız kesmedi. Başbakan Mesrur Barzani’nin yaptığı diplomatik ziyaretler, Kürdistan Bölgesi’nin adının siyaset arenasında daha çok duyulmasını sağladı.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir